Adım Ezgi, şu an 18 yaşındayım. Bu örtüyle savaşım 13 yaşında başladı. Okulda koro için seçmeler yapılıyordu. Etrafımdaki herkes, sesimi beğeniyordu, bende katıldım. O gün heyecanıma yenik düşüp dondum kaldım sahnede. Ağzımı bıçak açmıyordu. Jüriler arasından en sinir olduğum, sürekli benim kusurlarımı bulup yüzüme vuran, birde üstüne üstlük öğretmenim olan Hakan Hoca, 1000 kişinin önünde gülüp "Başarısızlığını göstermek için katıldıysan, bravo doğrusu, başardın!" diye bağırdı. O günden sonra hayatım bir daha düzene giremedi. Beni gören herkes açık bir şekilde önümde gülüyordu. Yemekhanede zar zor yemek yemeye çalışırken yanıma bir çocuk oturdu. Geçen yılı aynı sınıfta okuduğumuz kişi "Burak". "Nasılsın?" dedi. Enn azından birinin beni önemsediğini gördüm Burak'la. Daha çok ağlamaya başladım. Gözlerim kızarmıştı. "Benle konuşmak istemene şaşırdım doğrusu." Burak gülümsedi. "Arkadaş değil miyiz? Merak atme ben herkese durumun yanlışlığını açıklayacağım ve şunu merak ediyorum, neden Hakan Hoca'yı şikayet etmiyorsun?"
Beklediğim bir şeydi, sanki hiç düşünmemişim gibi...
"Denemedim mi sanıyorsun? Bu okuldakileri anlamıyorum, işler nasıl bu kadar büyüdü? Beni her gördüklerinde gülmelerine ne gerek var? Resmen film gibi..." "Şu an benimle konuşan tek kişi sensin biliyor musun? Şu yemek olmasa sınıftan hayatta çıkmam!" Burak,"Eğer seni iyi hissettirecekse benle gezebilirsin seni arkadaşlarımla tanıştırırım, seni çok severler!" Heyecan mı kızgınlık mı bilemedim ama yine de söyledim "Arkadaştan ne fayda gelecek, hepsi aynı şeyleri yapacak!" O an Burak'ı düşünmemiştim."Ben senin arkadaşın değil miyim?" dedi. İşte girdik, bitiş bölümü, çaresizliğin ve saflığın, aynı anda da mutluluğun perdesi. Burak kırılmıştı. Burak benim arkadaşım mıydı ki? Bu zamana kadar onun beni önemsediğini bilmiyordum. Bu olay olmasa yanımda olmayacaktı büyük ihtimal. Gözlerim yine buğulandı. "Öyle demek istemedim, sen benim arkadaşım mısın bilemedim, ve şu an söylediklerim için çok özür dilerim ama belkide bu olay olmasa hiç yanıma gelmeyecektin, öyle değil mi? Tanışırım tanışmasına fakat onlar da diğerleri gibi olacak diye endişeliyim, bir daha aşağılanmak istemiyorum!"
Sözler ağzımdan akıp gitti. Resmen tek "arkadaşımın" kalbini kırdım. Burak hatasını anlamış bir şekilde "Tamam artık ağlama, bu dersten sonra tanıştırmaya başlayacağım!" dedi.
Sarıldım Burak'a, yanımda olan tek ARKADAŞIMA...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Short StoryNeden? Hayat neden böyle, adaletsiz... Sorun belki de bizden kaynaklanıyor. Herkesin içinde bir ışık, yetenek varken, utangaçlık siyah örtüyle örter üstünü. Sonsuz bir örtüdür ki zaten çıkması çok zordur. Bu örtü yüzünden insanın yaşadıkları, anlatı...