Kötü Kız Kötü Çocuğa Karşı

Afetin Başında

Baturdan,
Ambulans geldi ve afeti sedyeye aldılar. Bende ambulansa girip ellerimi saçımdan geçirdim. Ona birşey olmasından o kadar çok korkuyorum ki...
"Hemen oksijen takviyesini arttırın! Hastayı kaybediyoruz! "Lanet olsun. Lanet olsun. Afetin bulunduğu sedyenin yanına dizlerim üstüne çöktüm.
" Afet! Beni bırakma! Öküzünü yarı yolda bırakma! "
" Beyefendi eşinizi kurtarıcaz merak etmeyin siz sadece geri çekilin. "
" Peki. "Afetin ellerini bırakıp ambulansın kapısına yaslandım. Hastaneye geldik. Sedye getirdiler. Kadın oksijen vermeye devam ediyordu. İçeri doğru gitmeye başladık. Kapıda kalmıştım ameliyata alınmadı yoğun bakıma alındı ve bir hafta orada kalıcakmış. Derin bir nefes alıp annesini aradım.
"Efendim evladım. "
" Şey. Deniz teyze. Sakin ol beni dinle ve ayaktaysan otur. "
" Ne oldu Batur?! Afete birşey mi oldu?! "
" Deniz teyze. Sen hastaneye gel ben sana tek tek anlatıcam her şeyi. "hastanenin adresini verdim. Doktor yoğun bakım odasından çıktı.
" Doktor ciddi bir durum mu var?! "
" İlk müdahale başarılı oldu. Yani yarın bilemedin öbür gün taburcu olur. Şimdi odaya alıcaz. Geçmiş olsun. "
" Saolun. " doktor giderken Deniz teyze geldi. Omzuma dokundu.
" Ne oldu Afetime?! "
" Merak etmeyin. O iyi. Odaya alınsın görebiliriz. "
Baştan sona intikamı, vurulmaları, kaçırılmayı ve hafıza kaybını her şeyi anlattım. Birden ayakta duramadı. Ellerinden tutup kaldırdım.
" Neden beni Amerikadayken aramadınız? Neden burdayken söylemdiniz? "
" Sizi üzmek ve ordayken meraklandırmak istemedik. Çifte acı yaşayacaktınız. " doktor geldi.
" Odaya alındı. Ama birkaç saat uyanmaz. Uyandığında taburcu ederiz ama uyanması günler alabilir. Görebilirsiniz. "
" Çok saolun! Kızım! "
Odaya koşarak girmişti. Yanındaki sandalyeye oturup elini tuttu. Ağlamaya başladı.
" Keşke Amerika işi hiç olmasaydı da seni yalnız bırakmasaydık. En azından ben seni bırakmasaydım. Ya da seni de alsaydık yanımıza. "
Elini öptü ve devam etti.
" Yavrum çobuk aç gözlerini. Lütfen! Senin bu haline dayanamıyorum. "
" Deniz teyze. Bundan sonrası sabır. Sabretmeliyiz. Benim tanıdığım Afet güçlüdür. İnatçıdır. En kısa zamanda uyanıcak ben hissediyorum. "
" Saol yavrum. Afet çok şanslı biri. Senin gibi biriyle tanışması gerçekten harika. Yani en azından bu konuda şanslı. "
" Saolun Deniz teyze. Siz çok iyi birisiniz. Ben sizi gerçekten çok sevdim. "
" Bende seni oğlum. İnşallah mutlu olursunuz. "
Hemşire geldi. O şırınganın içindeki sıvıyı yavaşça seruma enjekte ederken biz de Afeti izliyorduk.
" Deniz teyze. Ben sizi kafeteryaya götüriyim. Belki biraz açılırsınız. "
" Saol evladım ama yavrumun başında olsam daha iyi. "
"O zaten uyanacak. Ama zaman şimdi değil. Sen biraz toparlan sonra tekrar geliriz."
"Haklısın. İyi mağdem. "
" Ben yanına gelicem kara meleğim söz. "
Fısıldayarak Afete bunları söyledikten sonra, Deniz teyzeyle kafeteryaya geldik.
" Ne istersiniz? "
" Sade türk kafvesi. "
" İki sade. "
Siparişi verdikkten sonra Deniz teyzeye baktım. Yüzünden düşen bin parça. Ellerini tuttum.
" Merak etmeyin. O iyi olacak. "
" Saol yavrum. Ama sende sıkılmadın mı şu sizli bizli muhabbetlerden? Sen diye hitap edebilirsin. "
" Şey benim lavoboya gitmem lazım. "
" Tamam yavrum. "
Koşarak Afetin yanına geldim. Hala uyuyordu. Bir bebek gibi...