3-Görev Dağılımı

27 1 0
                                    

    Önce kimseden ses çıkmadı...yaklaşık 3-4 dakika sonra teker teker ayaklanmaya başladılar ve hep bir ağızdan '' BİZ VARIZ!'' diye haykırdılar. kafamı çevirdiğimde Enesin hala durmuş denizi seyrettiğini gördüm ve seslendim '' HEEY APTAL! Burada önemli bir şey konuşuyoruz farkındaysan!'' diye bağırdım. Yüzünü bana döndü gözleri dolmuştu, görebiliyordum '' E-enes '' diye kekeledim. Kafasını tekrar geri çevirip gözlerini belli etmeden silmeye çalıştı ve yanımıza geldi. '' Eee ne yapıyoruz bakalım .'' dedi eğlenceli olmaya çalışır gibi. '' Öncelikle görev dağılımı yapalım. '' Dedim. Oradan sarışın yaklaşık 17-19 yaşlarında bir kız atılıp '' Neden sen lidermiş gibi davranıyorsun yada neden seni dinlememiz lazım? '' deyip ukalaca bir bakış attı. '' Bir, beni dinlemek zorunda değilsin, iki, benden önce kimse atılıp da bir şeyler yapma çabasına girmedi burada hepimiz adına yardımcı olmaya çalışıyorum ama sen durup ömrünün sonuna kadar bu ıssız adada geçirmek istiyorsan o ayrı bir konu.'' dedim. Söyleyecek bir şey bulamamış gibi görünüyordu. Ardından kimseden ses çıkmayınca '' Öncelikle yaralı olan insanlara ilgilenelim. Bu işten anlayan birileri var mı?'' diye sordum. 19-20 yaşlarında sarışın bir kız '' Ben tıp okuyorum tam sertifikalı bir doktor olmasam da kendime güveniyorum.'' dedi ve gülümsedi. '' o zaman sen ve birkaç  kişi yaralılarla ilgilenebilir misiniz? '' diye sordum. '' Tabiiki de ben bu durumlar için tıp okuyorum.'' deyip göz kırptı. Bu kızı sevmiştim iyi anlaşabileceğimizi düşünüyorum ama zaman ne gösterir bilemeyiz...

  Ardından onlar gidince '' Yaralılarla ilgilendikten sonra en önemli önceliklerimizden olan vericiyi bulmalıyız ki birileriyle irtibata geçebilelim, daha sonra hayatta kalmamız için önemli olan besinleri sağlamalıyız birkaç kişi de uçaktan arta kalan hem besinleri hemde işe yarar şeyleri toplamakla ilgilensin. '' diye şimdilik görev dağılımını tamamladım. Gruplar zaten kendi kendine ayrıldı. Ardından Enes bana dönüp '' Vay be senden böyle bir performans beklemezdim açıkçası helal olsun valla. '' diye kıkırdadı. '' Teveccühünüz efendim.'' deyip olabildiğince yapmacık bir şekilde gülümseyip, karşılık verdim. Birkaç dakika sonra gruplar tam olunca Enes vericiyi bulmaya giden gruba katıldı ve ormana doğru ilerlediler. yaklaşık 5 dakika sonra gözden kaybolduklarında yanıma tıp okuyan sarışın kız geldi. Gerçekten model olabilecek kadar güzel ve yanı sıra bakımlı ve şu durumda bile şık görünüyordu aklımdan kokoş diye geçirdim ama samimi bir kızdı hoşlanmıştım. '' Bu arada adın neydi? '' diye sordu. ''Defne.'' Dedim. '' Bende Deniz memnum oldum.'' deyip bacağıma bakmaya başladı. '' Öbür insanlarla ilgilenmemi istedin ama senin bacağının da onların durumundan farkı yok yani müdahale yapmazsak bu ortamda ciddi sonuçlar doğurabilir.'' Diyerek korkumun üzerine korku ekledi. '' N-ne gibi ciddi sonuçlar?'' diye olabildiğince kısık bir desibelde sordum. '' En kötü ihtimal ilgilenilmez ise enfeksiyona kadar ilerler. '' dedi ve '' EELİİF ! '' diye bir kıza seslendi. Ne ara geldiğini anlamadığım yetmezmiş gibi karşımda gördüğüm tip karşısında ise ayrı bir şaşkınlık yaşadım. Kız resmen anime'den fırlamış gibi bir tipi vardı aynı zamanda psikopat gibi de... her şeyden önce en şaşırdığım şey ise bunca zamandır böyle bir tipi nasıl fark edememiş olmam... şöyle bir kafamı salladıktan sonra kendime geldim ve benim aklım bir karış havadayken beni öbür hastaların yanına taşıdıklarını yeni idrak edebildim. Gerçekten çok dikkatsizim. Beni boylu boyunca kumun üzerine yatırdılar sağımda başka yaralılar yatıyordu. Aslında herkes de hasar vardı böyle bir kazadan sıfır etkisiz kurtulabilmek için biraz Iron man olmak gerekirdi ama hala ayakta durabilecek güçte olan insanlar daha az bir hasarla kurtulan şanslı kişilerdi. Yaklaşık  30 dakika süren bir işlemden sonra bacağım daha az sızlıyordu yaklaşık 15 dikiş atıldı. şöyle bir yerimde hafifçe doğruldum, gözlerimi yumarak derin bir nefes alıp verme egzersizi yaptım, yaşadıklarım beni sanki 20 yaş yaşlandırmış gibi hissettiriyordu, sanki üzerime bir ağırlık çökmüş gibi... gözlerimi açtığımda önümde bulunan masmavi huzur veren denizi görmeyi beklerken açar açmaz tövbe estağfurullah  dedirten Elifi gördüm. Birden yerimden öyle bir sıçradım ki daha yeni atılan dikişler'imin bile kopacağını sandım. Ardından '' Selammm. '' dedi. Aslında simsiyah saçları simsiyah gözleri olması her ne kadar psikopat bir anime karakterini anımsatsa da konuştuğu ve gülümsediği zaman gerçekten şirin görünüyordu. '' Sanada selam.'' deyip kıkırdadım. Ardından ön yargılarımı yenerek sohbet etmeye başladık gerçekten iyi bir kızdı.. biraz çatlak olması dışında.. Biz sohbet ederken arka taraftan ormandan gelen Enes'in '' HEEY MİLLET! Acilen toplanın diye seslenişini duyarak irkildim . Ve tam o esnada hiç beklenmedik bir yağmur bastırdı... İşte şimdi her şey daha da zorlaşacaktı...

karaya vuran aşıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin