Sude' nin elini tuttuğumda halen suratı asıktı. ''O kızı hiç sevmedim Arda.'' Parmaklarımı buklelerinden geçirirken gülümsedim. ''Acısı yüzünden okunuyor, beni umursar mı sanıyorsun?'' Sude kaşlarını hafifçe çatıp elini yüzüme götürdü. ''Doğru söyle bari, güzel mi?'' Ela gözlerine baarken gülümsemem daha çok yayıldı, ''Güzel.'' Sude nin saçlarını parmaklarımdan kurtarıp yüzünü hafifçe çevirmesiyle ayağa kalktım. ''Doğru söyle demiştin, bilirsin gözlerine bakarken yalan söyleyemem.'' Sude de ayağa kalkıp saçlarını topladı, ''Bazı yalanlar mutlu eder.'' İçimde fokurdayan iğrenç hissiyat kalbimden damarlarıma pompalanırken fısıldadım. ''Seni seviyorum.'' Sude dudaklarını yanağıma bastırıp aynı tonda karşılık verdi. ''Seni çok seviyorum''
Yaptığım şeyin vicdani boyutu midemi kelebek mezarlığına çevirmişti, bu hissiyatla ezilirken Sude'nin çelimsiz parmaklarımı ellerimi kavradı. Konuşmadım, konuşmadı. Aramızdaki sevginin tek kaynağı oydu, yaydığı saf sevgiye ellerim her değdiğinde onu ortak ettiğim karanlık geceler midemdeki mezarlığa bir kelebek daha ekliyordu. Dört yıldır sevdiğini ama bunu söyleyecek cesaret bulamadığını bir arkadaşı geçen yıl başında söylemişti. Başta boş yaptığımı düşündüğüm ilişki onun ciddiyetiyle şekillenmişti. Saf ela gözleri mavilerime değdiğinde iğrençliğimi suratıma vuruyor gibiydi.
Yaptığım her hareketle kendimi ve onu daha da dibe çekişim kimsenin gözünden kaçmıyordu, ona karşı hissettiğim duyguların tamamen saflaşması için Sonsuza dek amber kitabı bile yetersiz kalır bence.
Ellerimi Sude nin beline yerleştirip zoraki bir tavırla gülümsedim, Sude ellerinden birini saçlarımdan geçirdiği sırada benim pisliğim ona da bulaşacak gibi hissetsemde o anı bozmadım. ''Beni gerçekten seviyor musun?'' Sude nin gözlerindeki şaşkınlık yayılıp göz bebekleri irileşirken sinirle konuştu. ''Seni hayatımdaki her şeyden çok seviyorum.'' Gözleri gözlerime değdiğinde bir an afallasa da devam etti. ''Bana iyi gelmediğini, tanıdığım en umursamaz adam olduğunu bilsem de seni halen seviyorum.''
Son kelimeye geldiğinde çatallaşan sesine aldırmadan konuştum. ''Elime geçen en küçük fırsatta sen de dahil olmak üzere bu şehirdeki herkesi, her şeyi arkamda bırakacağımı biliyorsun.'' Çenesinden tutup bana bakmaya zorladığımda gözlerindeki acıyı gördüm, ardından zorla da olsa gülümsedi.
''Tüm bunlara , sen böyle konuştuğunda içimden uçan tüm hislere rağmen eğer bir gün senden vazgeçersem bu da benim ayıbım olsun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amber (TAMAMLANDI)
Jugendliteratur''Onun eve ilk geldiği günü hatırlıyorum, sırılsıklam olmuş saçları tüm yüzünü kaplıyordu. Minik bedeni mavi hastane elbisesi içerisinde daha da ufalmış gibiydi. Göz kapakları yarılandığında gri gözlerini gördüm. Sert yüz hatları yumuşayıp suratı...