Mahvoluyorum git gide, buda neyin nesi allahım neden böyle oluyor. Geri dönsün diye yalvardığım kadın geri döndü ve ben susuyorum. Konuşabilsem ne diyebilirim ki zaten. Ömrüm gitti benim sürekli kaybetmenin korkusu ve acısını yaşamaktan. Hasretten günlerce gözüme uyku girmedi, kendime bile itiraf edemediğim duygularım bir türlü başımdan gitmedi. Yokolsam keşke günlerce hatta aylarca evin yolunu bulamasam. Aslında güzel olmaz mıydı bir kez bile olsa kendimi düşünsem, evet evet kendimi düşünmeliyim bu sefer. Gidiyorum herşeyimi ardımda bırakıp hiç bir şeye takılmadan elvedasız sessiz kimsesiz gidiyorum. Acılarımı alıp, hatıralarımı bırakıp gidiyorum. Hemen kalkıp yola koyulsam iyi olur. Bir sigara yaktım kendime verdiğim bir daha içmek yok sözünü çiğneyip. Ciğerlerimden geri çıkmasın bari içimde olan tek şey içimde barınabilsin diye o kadar hızlı içtim ki balkonda durmam kısa sürdü. İçeri girdim yatağıma uzandım içim acıyordu ellerim ayaklarım gitmiyordu.
"kapısının önündeyim Hülya'mın kıymetlimin. Sadece bir kez vurdum kapıya hemen açıldı. Kapıyı açan Hülya ve mahvolmuş ağlamaktan hiç konuşmadan başımı eğip yere baktım. Kapıdan çekildi içeri girdim arkamdan kapıyı kapatıp geldi ona dönüp uzun uzun bakmak istiyorum ama yapamam ki nasıl bakarım yüzüne diye içimden geçirirken omzuma dokunan onun eliydi. Yavaşça döndüm arkamı elleri artık boynumdaydı. O kadar tanıdıktı ki bu dokunuş dayanamadım gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Kelime sarfetmeden konuşuyorduk onunla, gözyaşlarımı silmesine izin verdiğim dakikalar. Elleri yüzümde dolaştıkça bedenimdeki tüm yaralar iyileşmeye başladı. Sonra ona gözlerimi kapatıp konuşmadan onu ne kadar çok özlediğimi anlattım. Oysa hala ellerini yüzümde dolaştırmaya devam ediyordu. Sonra nefesini yüzümde hissettim daha çok yumdum gözlerimi. Yanağımda biriken akmak istemeyen gözyaşlarımdan öptü, ben ise öldüm. En son yıllar önce birisi beni böyle öptü ama yarım bıraktı öpüşünü şimdiyse tamamlıyor haberi yok. O gözyaşlarını ondan başka kimse görmedi ama bilmiyor. Sessizce oturdum yatağının ucuna yanıma oturdu omzuma başını koymasıyla mezarlığa döndü buralar. Ölüm sessizliği toprağın altındaki ve üstündekinin hasretiyle tutuştu ortalık. Ona dokunmak onu izlemek istiyordum ama cesaretim yoktu. Titriyor omzumda sanki yılların acısını biriktirmişte dökme zamanı gelmiş gibi. İçim eriyor bu nasıl sevda. İçim eriyor bu kadın nasıl bir ruh taşıyor."
Hülya'ya gelmeden önce Leyla'ya gittim. Neden ilk ona gittim bilmiyorum ama gittim. Odasına girdim, müsait olmadığını söyledi ama aldırış etmeden oturdum masasına ve anlattım ona Hülya'yı başından sonuna kadar herşeyi ile en ince ayrıntısıyla. Sadece baktı yüzüme sonra bana bunları neden ona anlattığımı onu ilgilendirmediğini söyledi. Konuşmadım çıktım odasından beni sevdiğini sanıyordum ama yanıldım. Eğer biraz olsun bir şeyler olduğunu hissetseydim Hülya'ma gitmezdim, ölürdüm gitmezdim.
Sabah uyandığımda kendi odamdaydım nasıl geldim hiçbir fikrim yok. Hemen Leyla'nın yanına indim. Leyla sen beni dinledin değil mi dün gece dedim.
"Bunları bana anlatma Yusuf, sen benim dostumsun evet ama bu senin özel hayatın ve ben bu kadar özel bir konuyu benimle paylaşmanı istemiyorum. Ne zaman ihtiyacın olursa gel ama bunlar için değil." dedi. Ama acıtmadı sözleri çünkü canım dün gece yeterince acımıştı. Hemen odama çıkıp kulaklıklarımı aldım ve yürümeye başladım sanırım günlerce yürürüm sokaklarda. Keşke birisi bana fikir verebilse ne yapmam gerektiğini söylese diye düşünüyorum.
Yürüdüm yürüdüm ve en sonunda kendimi elimde papatyalarla bir mezar taşını başında buldum.
"Annem, özledim be canevim gitmiyor sensiz hiç birşey yolunda. Hülya döndü annem hemde vazgeçtiğim zaman döndü ne yapmam gerektiğini bilmiyorum bildiğim tek şey onu delicesine özlediğim ve onda seni bulduğum. Dün gece bana dokundu öyle bir dokundu ki aynı senin gibi. Burda olduğunu bilmesem sen dokundun sanardım annem. Kalksana anne bak sana çok ihtiyacım var. Dinliyor musun anne beni ne olur bir kez dokunayım annem izin ver kokunu duyabileyim. Gideyim değil mi ben daha çok bağlanmadan sana." dedim ona. Sonra eve döndüm yastığımın ıslanmasına izin vererek uyudum..