Bir zamanlar , bütün duygularin üzerinde yasadigi bir ada varmis...
Mutluluk , üzüntü , akil ve digerleri ... Ask'da dahil...
Bir gün adanin batmakta oldugunu adada yasayan duygulara haber
vermisler. Bütün duygular adayi terk etmek için sandallarini hazirlamislar...
Ask adada en son kalan duygu olmus ... Çünkü mümkün olan en son
ana kadar adada kalmak istemis...
Ada neredeyse batmakta iken ask yardim istemeye karar vermis.. .
Zenginlik , çok büyük bir teknenin içinde yakindan geçmekte imis...
Ask ; zenginlik beni yanina alirmisin diye sormus...?
Zenginlik ; hayir alamam , teknemde çok fazla altin ve gümüs var .Senin için yerim yok demis...
Güzel bir yelkenli içinde geçen kibir den ask yardim istemis ."Kibir lütfen bana yardim et"...
Kibir ; çok sirilsiklamsin , yelkenlerimi mahfedebilirsin diye red etmis...
Üzüntü yakinlardaymis , ask tekrar yardim istemis.
Üzüntü ; Of be ask o kadar üzgünüm ki yalniz kalmaya ihtiyacim var demis...
Mutluluk da yakinlardaymis ama o kadar mutluymus ki , ask'in çagrisini hiç duyamazmis...
O sirada ask bir ses duymus ; gel buraya , orada artik kalamazsin....
Ask oraya baktiginda oldukça ihtiyar birisini kayigiyla yanina gelirken görmüs .
O kadar mutlu olmus ki kayigina bindiginde kim oldugunu dahi sormayi akil edememis...
Bir kara parçasina geldiklerinde ihtiyar adam , ask'i buraya birakarak
yoluna devam etmis...
Ask , ilk gördü?ü duyguya , "Bilgi'ye" sormus ; Bana yardim eden kimdi ?
O " zaman'di " diye cevap vermis bilgi.
Zaman mi? neden bana yardim ettiki diye sormus ask.
Bilgi gülümsemis ; Çünkü , sadece Zaman Ask'in ne kadar büyük oldugunu anlayabilir...2.60 YIL SÜREN BİR AŞKIN HİKAYESİ
Buz gibi bir günde hızlı hızlı yürürken, birden ayağımın ucunda bir cüzdan
gördüm...Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye acele acele açtım.. Üç
dolar çıktı.. Bir de buruşmuş, sararmış, eskimiş mektup...Belli ki yıllardır, o cüzdanın içinde duruyordu. Zarf öylesine harap olmuştu
ki. Sadece tepedeki "İade" adresi okunabiliyordu. Mektuba bir göz attım. Bir
ipucu bulma ümidi ile.. Birden tarihi gördüm.. 1924... Mektup nerdeyse 60
yıl önce yazılmış. El yazısı belli, bir kadına ait.. Sol köşeye bir çiçek
resmi çizilmiş."Sevgili Michael" diye başlıyor mektup... ve "Annesi yasakladığı için onu
bir daha göremeyeceğini" anlatarak devam ediyor..- "Ama sakın unutma, seni daima seveceğim" diye bitiyor.. İmza.. Hannah!..
İçimden bir ses "Bul" dedi bana.. "Mektubun sahibini bul.." Milyonla Michael
var. Hangi birini bulacaksın ki.. Ama tepedeki "İade" adresi ipucu olabilir.
Telefon İstihbarati aradım. Anlattım...- "Bu adrese bağlı bir telefon varsa, bana verebilir misiniz" diye.. Sustu..
Gidip müdürüne sordu...- "Var ama, size vermem yasak.. Ama sizin adınıza bu numarayı arar, sorarım.
İsterlerse size bağlarım.. Lütfen bekleyin.."Bekledim.. İki üç dakika sonra kızın sesi geldi.. "Bağlıyorum efendim.."
Karşıdaki hanıma "Hannah diye birini tanıyor musunuz ? " diye sordum.
- "Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden aldık." dedi.
- "Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?.."
- "Hannah annesini bir huzurevine yatıracakti. Oradan takip ederseniz,belki
adresi bulursunuz.."Ve huzurevinin adını verdiler.. Hemen aradım.. Yaşlı anne yıllar önce
ölmüş... Ama kızına ait eski bir telefon numarası var. Belki oradan
bilirlermiş...- "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim kendi kendime.. İçinde sadece 3
dolar ve 60 yıl önce yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak
için bunca zahmete ne gerek var ki.. Aradım numarayı..