..Çok alevliydi bu kez kavgaları, iki düşman gibi birbirlerine merhamet etmiyorlardı. Ve gece oldu..
..Kısık bir sesle, sevdiğini söyledi kadın, gidiyordu ama seviyordu hâlâ. Ya da adam öyle düşünmüştü, sevdiği kadar sevildiğini, onun da içinde alev alev yükselen bir sevda olduğunu.. Gülümseyerek izledi gidişini, gözden kaybolmaya başladığında bir çarpıntı çöktü kalbine, yüzündeki gülümseme anlamsız bir hâle bürünmüştü. Dudakları titriyor, o soğuk gecede terlemeye başlıyordu. Duaları titriyordu, hayâlleri karanlığa doğru yola çıkmıştı ve gözden kaybolmuştu.. Olan oldu, beklenen bir gidiş değildi ama, neredeyse her sevdanın bir parçası olan bir sondu. Şaka gibi geliyordu adama, arada gülümsüyor, arada ağlar gibi oluyordu. Koşmak istiyor koşamıyordu. Arafta kalmıştı, adamın ruhuna bir kanca takmış, sürüklüyordu sanki kadın. Gök yarılmıştı adeta, bir yağmur çöktü şehre. Koskoca şehirde, iki yalnız insan olmuşlardı. Kadın sessizliğe gitmişti, adam çığlıkların sessizliğine bürünmüş, gırtlağına yapışmış olan cümlelerden kurtulmaya çalışıyordu..
Ve ağlamaya başladı, kahkaha atarak ağlıyordu, olduğu yere çöktü, elini karnına koydu ve sessizce devam etti ağlamaya..
Ve uyandı bir telaşla.. Kan ter içinde kalmıştı, kâbus olduğuna inanamadı önce, sonra ağlamaya başladı hem sevinçten hem de yaşadığı kasvetten.. Hemen telefona sarıldı, kadını aramak istedi.
O uyurken kadından bir mesaj gelmişti;
"Hoşçakal sevdiğim, seni seviyorum, ama bitti.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar
PuisiKimse için Şair, kimisi için de acı dolu bir şehirim ben. Kağıda düşen bir kalemim kimi zaman da. Sessiz çığlıklar duyuyorum şehirlerde, acı çekenler, kahkahalar, yalnızlıklar. Ve aklıma düşüyor, gönül ile harmanlıyorum aşkı, her cümle gitgide sana...