Giriş

151 19 11
                                    

- İmge -
Okulda ruhsuz bir pazertesi sabahı geçirdikten sonra evde birde bu gürültüyü çekmek gerçekten katlanılmaz bir hal aliyordu geçen her saniye .
"Abla laptopu ver !"diyip kapıyı hızlı bir şekilde açarak odama girdi evin küçük faresi .İzin almak bir yana , kapıyı bile tıklatmadan dalıvermişti odama .Benim odama !Bu evde sakin ve huzurlu bir gün geçirmeme biraz da olsa yardımcı olamazlar mıydı ?Bunları düşünürken kelimenin tam anlamıyla ' dik dik ' bakıyordum Mine'ye .Cevap vermeyeceğimi anlayınca yatağımın kenarına geldi ve rahatsız edici bakışlarla bir şeyler dememi bekledi .Tabiki cevap vermeyecektim .Bakışlarımdan ve yüz kaslarımın gerilmesinden  neler demek istediğimi anladığını düşündüm .Ya da bunu umduğum için böyle olduğuna emin oldum .Az konuşup çok anlaşılmaktı yine derdim .Her zaman ki gibi o an da , 17 senelik hayatımın her dakikasında farkına vardığım bir şeyi  es geçiyordum maalesef ."İnsanların karşısındakilerin hislerine kulak vermeyip sadece duyduklarını algıladıklarını ..."

Onunla tartışmaya girmeyecektim tabiki .İzleyeceğim onlarca film , yüzlerce şarkı ,çizeceğim binlerce silüet , kuracağım sonsuz sayıda ve nitelikte düş varken gereksiz lakırdılar edip zamanın gözlerimin önünde uçup gitmesine izin veremezdim .

Harekete geçmeme ramak kalmıştı ki kulağımın dibinde bağırmaya başladı ."Anne !Ablam laptopu vermiyor ."Tiz sesiyle başımın dibinde bağırması beynimin patlaması için gayet yeterli bir sebepti .
"Anne , onun yüzünden ödevimi yapamayacağım ." Küçük yalancı !

Tüm sekmeleri kapatıp laptopu elime aldım ve bir hışımla odamdan çıkıp kapının hemen önüne sert bir şekilde bıraktım .Arkama dönüp bana bakakalmış olan Mine'ye gayet sakin bir şekilde "Şimdi odamdan çıkabilirsin canım kardeşim ." dedim .Bu sakinliğim onun sinirini bozmaya her zaman yetip artardı .Yanaklarını istemsizce biraz şişirir , dudakları hemen aşağıya doğru kıvrılırdı .Bu duruma sinirlerinin bozulduğunu belli etmesi de uzun sürmedi .Her ne kadar fark ettirmesem de bu küçük şeytanı sinir etmek hoşuma gidiyor doğrusu .

Mine odamdan çıkar çıkmaz kapıyı içten kapayıp kilitledim .Kendime bunu hep yapmalıyım gibi nasihatlar vermeden edemedim .Odaya şöyle bir baktım . Yapacak bir şeyler aradığımın farkındaydım tabi .Başımın üzerinde tıpkı çizgi filmlerdeki gibi bir ampul belirdiği gözlerimin önünde canlandı .Doğru ... film izleyecek , müzik dinleyecek , bir şeyler karalayacak ve bol bol hayal kuracaktım .Dudaklarımın kenarı hafifçe yukarıya doğru kıvrılıyordu ki yine başarılı olamadılar , onları adeta aşağıya doğru iten düşüncelere karşı . Tek başıma hayal kuracaktım .Yalnızken yalnız olmadığım zamanlarımın hayalini kuracaktım .Hayalimde her zamanki gibi benimle birlikte hayal kuran , uzaklara dalmış bir çift göz olacaktı .

Yatağın üzerindeki birkaç kıyafet ve aynanın önündeki bilekliklerim dışında oda gayet düzenliydi ve bu durum benim odam için şaşırtıcı sayılabilirdi .Çalışma masamın üzerinde duran telefonum çarptı gözüme .Onu alıp kendimi yatağımın yumuşak kollarına bıraktım .Ekran kilidini açtığımda gördüğüm manzara beni şaşırtmadı .Her zamanki gibi hiç mesaj ve arama yoktu .Böyle bir beklentim de hiçbir zaman olmamıştı zaten .Bana bir kalem , bir karalama kağıdı ve kitaplar yetiyordu (?).Tamam tamam .Biraz itiraf etmekten zarar gelmez .Olmuştu elbette benim de merak edilmek istediğim , birinin ben yanındayım demesini istediğim , ben ağlarken sımsıkı sarılıp ağlama demesini istediğim zamanlar . Özellikle sabaha kavuşmakta zorluk çektiğim gecelerde cama vuran yağmur damlaları gibi yüzüme vurduğu zaman yanlızlık ...
Sözcüklerimi içime akıttığım gibi adeta  duygularımı da hep içimde yaşamayı sevdim ben .Birini çok sevdiğimde "Seni seviyorum" demek yerine gözlerine bakıp gülümsemeyi tercih ettim .Çok kırıldığım zaman gülüp kimse yokken ağlamayı tercih ettim .Henüz daha bir çocuk iken canım pamuk şeker cektiginde anneme istiyorum demek yerine pamuk şekerciye bakıp anlamasını bekledim .Küçükken ; mutlu , huzurlu bir aile istediğim de biz de mutlu olalım , annemi , beni dövme artık baba demek yerine her gün resim dersinde mutlu aile resimleri çizdim .

Olamadım işte ben diğer çocuklar gibi .Mesela verebileceğim en yakın örnek olan kardeşim Mine gibi .

Çok korkmuştum demek ki babamın içki içip her gün annemle beni dövdüğü zamanlar da .Öyle korkmuşum öyle içime kapanmışım ki demek ki babam hatalarını fark edip iyileştikten sonra Mine aramıza katılıp mutlu bir aile olmayı seçtiklerinden sonra bile gülemedim .

Bu Sensin(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin