Felaketler geliyordu,
Bir sihirli ele tutunmuş,
Seyri aleme dalıyordum.
Kirası ödenmemişti ilk evimin,
Biraz da sığmıyordum kolilere,
Kirliydi evim, çirkindi,
Bu canım üzgündü,
Göç vaktiydi oysa,
Ben yalın kaldım arkada derken,
Bir atlıdan çıktı merhamet...Biraz da kavgalıydım bahçemle,
Bir miktar dalgındım,
Bilmeden biçmiştim kasım güllerini,
Son dal inmeden yere,
Göğe yükselmiştik birlikte,
Sen ve ben...
Bir alevin sönüşü, bir baharın bitişi gibiydik,
Yolu yordamı fırlatırcasına,
Kaderi tekmeliyorduk...
Hani gülerken devrilen o çimenler,
Kaçarken düştüğüm bu vaha,
Hani boyayan parmaklarımı,
Çimenlerle ıslanan parmaklarım,
Morarıyordu her dize de,
Ve dizlerim tutmuyordu artık,
Sehpalarda verdiğim başlar geliyor aklıma,
Kirli iskemlelerden kesilen ayaklar,
Bir ülküye kurban olan ben,
Masallarla büyüyen hani,
Bir destana tabi olup,
Kayboluyordum...Yollar kapalıydı şubatta,
Kırlar kardelene hasret idi,
Ben sana küs, sen bana kırık.
Gizemler sarıyordu sarayımı,
Gönülsüzdüm vedalara,
Lakin henüz kopmamıştım,
Kopamıyordum mısralardan...
Düştüğüm yola yabancı,
Vardığım ele gelin olmuştum,
Hurdalıktan çekiliyor,
Çıkarılıyordum...
Bir nur beni içine alırken,
Gel diyordu yaradan,
Gün sarıya dönüyordu siyahtan...
Bileğimi kavrayan ağabeyler, ablalar,
Davullu zurnalı bekleşiyordu,
Şehadete doymuş alınlar,
Parıl Parıldı, parlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suret Uzak Sırat Yakın
Thơ caDuvarın kale, bahçen babil be yarim. Gülün dikensiz lakin papatyan olmuş alıç dikeni. Kırlarda koşan tayları sevmedim, Kuzularıma kıyan çakallar kadar... Kin tutan bu fitnat, bil ki ben değilim! Duygusal metin, günlük, şiir, anı