yare türlü şikayet (12.03.2016)

24 1 0
                                    

Yolum yordamına bir yular imiş,
Ben kime kimlik verdiğimi bilemez oldum.
Burulmuş harfleri gamlı dizelerin,
Şiir ne, beste ne seçemez oldum.

Hinlikler tutar her yanım,
Masumane bir seviye hasret kalır tunada bir saz,
Kora ne lüzum var ulu hünkarım?
Yüreğimin her yanı orkunda "od"a tutulmuş.

Miracımın sinsi ahvalleri,
Kadrimin birlik desteleri,
Fecrimin kahpe siperleri,
Bir beni ezer geçer, yırtar deler olmuş...

Güzel görünen çirkin ellerin,
Yakın görünen nice yavuz ıraklar,
Kiralıkmış canımdan öte yüreğin,
Lazım olmuş verdiğin cüz-i yanıtlar...

Yufkalar büyüttüm hayli çaplı,
Ekmekler pişirdim, yine gelmedin,
En güzel yoğurdum mayalı, hazır,
Bir cacık sofrada, seni bekleşir durur...

Muhallebiler yaptım sana,
Hatrı var sağdığım koyunların,
Taştan oyup fincanları, kumda kahveler hazır,
Bir nebze hatır da hediye benden sana...

Bir yudum su doldurdum demirden bir tasa
Huyun huylansın diye suyumdan,
Gizli diktiğim fidanlara şarkılar söyledim,
Sen gelesiye tez serpilsinler...

Nasıl doyar ciğerim nefesinsiz,
Ya bu kaba yel nasıl eritir dağın karını,
Ya sen ne vakit adımı ulursun kayalardan,
Bir nefeslik vedayı mı bekler pişmanlığın?

Son nefesime mi açtır nefsin?
Ya bu çamurlu duvar nasıl ağarır?
Nasıl allanır artık bu yanaklar,
Bu sessiz mateme artık nasıl ağlanır?

Ya da artık bu matem kime tutulur,
Kime yanar sabırlı kandillerim,
Kandillerim vakit kaçı bekler sönmek için,
Ne vakit gelir karanlıkta huzur?

Ama yok bulmak isteyen sen,
Mutlak bulursun hazin bir kusur,
Fareler aç kalır çorak evimde,
Bir avuç buğday kalmamış bez çuvalımda.

Nereden bilsin garipler bekleyişimi,
Nereye kadar dayanır huysuz emellerim?
Ya sen ne vakit konarsın yaylama?
Ya da sen ne diye yorarsın kendini?

Düşünmem aç kemeleri,
Kemirilecek son çuvalım ile,
Sana yelkenler açarım...
Belki de türlü şikayetlerim,
Çoktan ulaşmış sana,
Aşken ben, arşa taşarım...

Suret Uzak Sırat YakınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin