Suret Uzak Sırat Yakın

ayrı derler

Kül olur bir vakit gözünü sevenler,
Ve giderler...
Herkes gibi, senin gibi giderler,
Aynıdır her yolculuk,
Bir bavul bir kefen,
Bin bir eziyet,
Ayrı çıkmaz, ayrı çöl yoktur,
Uzun yol kısa yol yoktur,
Uzunluk ayrıdır canım,
Yokuşu farklıdır...
Kimsin necisin ey muptezel!
Bir yare el olan,
Başka yare yar olur mu sanırsın.
Ey sen!
Bilmez misin elma ektiğin,
Erik olmaz?
Bu kış gayrı yaz olmaz,
Bırak artık ipin ucunu,
Eğirdiğin yünler düğüm olsun
Şimdi seni ayrılıklar kovalasın,
Sen yeter ki avun...
Sen istersin ki,
Eski yara yeni yare siper olsun!
Bir tarla bir kez sürülür,
Bir ekmek bayatlar ertesi gün,
Canım, düşün!
Hangi emelle uyudun geceleri,
Kimeydi kinin de kimden çıkardın,
Hangi kapı aralanıyor şimdi,
Kim kabul ediyor yüreğini evine?
Derdest ettiğin onca mevziden,
Hangi ucube sopere sığınırsın artık?
Anca derdine yan,
Anca deste deste sigara yak.
Anca avun sen anca seyret,
Onlar sahilde bir klarnet,
Sen bir dağda kaval,
Onlar meyhaneler boyu mutlu,
Sen palyaçolar boyu üzgün.
Şimdi bu masalda kim kutlu,
Kim kutsal, kim suçlu?
Bilmez misin kara iz düşmez,
Kalıp düşer kara, kara hile düşer,
Merkepten kısrak olmaz canım,
Merkepten katır olur,
Taze Hıyardan turşu olmaz,
Taze hıyardan cacık olur,
Yalandan yere yalnız safsata olur.
Bu düşüş Başka düşüş,
Başka dert bu...
Bilmez misin canım,
Viraneden saray olmaz...
Kim bilir kaç kere tamir oldu bu tavan,
Kim bilir kaç yamalıdır elbisen,
Virane kalpten divane olmaz,
Anla artık, öyle her camdan bardak olmaz...

Kimsin necisin ey muptezel,
Kimsin de sana yar olsun,
Yar deyip deli sevenler?

Bir yare el olan,
Başka yare yar olur mu sanırsın.
Ey sen!
Bilmez misin elma ektiğin,
Erik olmaz?
Bu kış gayrı yaz olmaz,
Bırak artık ipin ucunu,
Eğirdiğin yünler düğüm olsun
Şimdi seni ayrılıklar kovalasın,
Sen yeter ki avun...
Yeter ki tutun...