13. Artık Öğrenmek İstemiyorum

1.1K 61 4
                                    

Multimedya Savaş ve Hayal

"Bir dakika bir dakika ben mi yanlış duydum yoksa sen mi şaşırdın? Sen az önce Savaş'a aşık olduğunu mu söyledin?" dedi büyük bir şok ifadesiyle. Aslında aşk daha farklı bir şeydi. Aramızda yaşananları aşk olarak adlandırmak çok fazla aşırıya kaçardı. Evet seviyorum ama aşık değilim. Çok klişe bir söz olsa da hissettiklerim bundan ibaretti. Aramızda yaşananlarsa iki karşı cinsin birbirine olan ihtiyaçlarından doğan bir yakınlıktı.

"Hayır Defne ben aşığım demedim. Sadece seviyorum. Yani aşk ve sevgi birbirinden çok ayrı kavramlar." Dedim ve anlamasını bekleyerek ona baktım. Gözlerini kısarak bana bakıyordu. Kesin yine bir bomba patlatıp beni köşeye sıkıştıracaktı.

"O yüzden mi altta sarmaş dolaş dudak dudağaydınız." Dediğinde bir anlık bir şok geçirmiştim. Onu gördüğüne inanmıyordum şuan. Demek bizi görmüştü.

"Sen bizi görmüş müydün?" Dedim şok olduğumu belli eder bir tavırla. Bunun gözünden de hiç bir şey kaçmıyordu. Hem ben onu öpmemiştim ki o beni öpmüştü. Bu durumda ben suçlu sayılmazdım.

"Tabiki gördüm. Yan tarafımda oturuyordunuz. Sen görmeyeceğimi nasıl düşünürsün?" Dedi ben artık bu konulardan çok sıkılmıştım uzatmaya hiç gerek yoktu gördüyse gördü. Çocuk öptü işte ne diyeyim dur öpme ben aşık olmadığım insanlarla öpüşmüyorum mu diyeyim? İnsan ister istemez o çekime karşı koyamuyorki ne yapabilirim.

"Off Defne işte dediğim gibi çok karışık bir durum. Aşık değilim seviyorum ama onda ki çekime de karşı gelemiyorum. Neyse bu konuyu en iyisi hiç uzatmamak yoksa ben daha büyük bir karışıklık içine gireceğim." Dedim ve konuyu kapattım. Uzatmanın hiç gereği yoktu.

"Sen ne dersen de Hayal ateşle barut yan yana durmaz lafı çok doğru. Bugün Seviyorum diyosun ya ilerde aşkımdan ölüyorum dediğin günleride göreceğime eminim. Hani sen aşk değil aşk değil diyosun ya ben senin ona nasıl baktığını da gördüm onun sana nasıl baktığını da... İkinizde birbirinizi yakacaksınız o ateşle haberiniz yok.  Senin o çekim dediğin şey varya işte asıl o aşk olan. Sizi birbirinize bağlayan şey o çekim. Yani aşk." Dedi ve beni büsbütün yanan bir ateşin içine attı. Gerçekten aşk olabilir miydi? Ben Hayal Demirhan gerçekten birine aşık olabilir miydim?

"Nolur Defne ben zaten yanıyorum ateşe bir odun da sen atma kapatalım bu konuyu ben artık herşeyi akışına bıraktım. Nasıl giderse öyle yaşayacağım. Ateşle barut değiliz biz Defne. Aslında biz ikimizde ateşiz ve ben birbirimizi daha çok yakacağız diye korkuyorum. Hayatım da hiç bir şeyden korkmadığım kadar çok korkuyorum." Dedim ve konuyu kapattım. İkimizde birbirimizi tam olarak tanımadan düşmüştük bu oyuna ve birbirimizin hayatı bizi nasıl yakacak nereye sürükleyecek hiç bilmeden yaşıyoruz. Ya birbirimizi daha çok yakarsak. İşte o zaman acımaz mı canımız?

Defne hiç bir şey söylemeden bana bakıyordu. Şuan nasıl görünüyorsam artık bu konuyu o da kapatmayı seçmişti ve ne kadar anlayışlı bir hareket yapsada içime kurt düşürdüğünün farkındaydı.

"Neyse yeter bu kadar konuşma senin dinlenmen lazım yarın nişanlanıyorsun. Uyku sersemi olarak nişanlanmak istemezsin herhalde." Dedi ve ayağa kalktı. Ben de onunla birlikte kalktım ve kafamda ki düşünceleri silmeye çalışarak odadan çıkıp alt kata yöneldim. Defne de benim arkamdan geliyordu. Bir alt kata indiğimizde Savaş'ın Ali'ye misafir odalarından birini gösterdiğini gördüm. Hemen yanlarına gittim ve hangi odaya baktıklarında baktım. Savaş'la benim odam kadar geniş olmasa da epeyce geniş bir odaydı ve burada gayet güzel rahat edebilirlerdi.

Defne de odayı şöyle bir göz ucuyla inceledikten sonra beğenmiş olmalıydıki tebessüm ediyordu. Onları odalarına tıktıktan sonra biz de kendi odamıza çıktık. Savaş kapıyı kapatır kapatmaz. Ondan biraz ilerde olan bedenimi tutup kendine çekti ve bana arkadan sarıldı.

KARANLIĞIN VELİAHTLARI~♥~ #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin