6.Zamanı gelince...

1.7K 152 4
                                    

Multimedya Savaş ve Hayal...

"Biz zaten tanışıyoruz."

Babamın gözü bana kaydı ve gülümsedi. Bense ona değil Savaş'a bakıyordum. O da bana bakıyordu. O bu kadar tepkisiz durmayı nasıl beceriyordu ben hiç anlamıyordum. "Biliyoruz." babamın ağzından bu laf çıktığında ikimizinde gözü ona dönmüştü. Ne yani nereden biliyorlardıki. "Nereden biliyorsunuz?" dediğimde babam biraz daha gülümsedi bu rahatlık artık canımı sıkıyordu. "Sizi aynı okula yazdırmaya biz karar verdik." dedi. Bunların amacı neydi ki. "Peki amaç tam olarak neydi?" dediğimde babam bu çıkışıma biraz sinirlensede laf etmemişti.

"Zamanı gelince anlarsınız. Şimdi yemeğimizi yiyelim." dedi üstü kapalı bir şekilde. Zamanı gelince ne demekti ya 'zamanı gelince'... Babamı daha fazla sinirlendirmemek adına ağzımı açmadığımda herkes yemeğine dönmüştü. Zaten masada ben ve babamdan başka kimse konuşmuyordu.

Yemeğimizi yediğimizde babalar iş ile ilgili bir kaç prosedürü konuşuyordu. Bizse onları dinliyor ve arada birbirimize bakıp göz göze geliyorduk. Ama artık benim canım sıkılmıştı. "Kusura bakmayın." dedim önce. Bu sefer bütün gözler bana dönmüştü. "Benim yapmam gereken işler var." dedim ve babama döndüm. "Babacım biliyorsun ki benim sorumluluğumda olan bir bar var ve benim oraya uğramam lazım." dediğimde babam bana kızgın bir ifadeyle bakarken Savaş'ın babası gülümsüyordu. "Sorumluluklarını bilmen ne hoş." dedi gülerek. Babamın da hoşuna gittiğini biliyordum ama onları burada bırakıp gitmemi istemiyordu.

"Teşekkür ederim efendim." dediğimde adam daha çok gülümsedi. "Erdem amca de lütfen." dediğinde bende güldüm. Çok sevecen bir adama benziyordu. "Tabi Erdem amca." dedim. Tekrar babama dönüp baktığımda yüzü biraz daha yumuşamıştı. Sanırım konuşmamız hoşuna gitmişti. "Babacım izninle ben artık kalkayım." dedim ve ayaklandım. "Savaş oğlum bıraksın seni Hayal." dedi babam bu sefer. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu. "Arabamla geldim babacım tek gidebilirim." dedim itiraz istemeyen bir tavırla ama tabiki de benim babam söz konusuysa kafasına koyduğunu yapardı.

"Gece gece tek başına gitme kızım Savaş götürür seni. Değil mi Savaş?" derken Savaş'a döndü. Savaş hiç istifini bozmadan ayağa kalktı. "Tabi efen... Kıvanç amca." dedi. Benim yaptığım hataya düşmemek adına efendim yerine amca demişti. Aman ne güzel diye düşünürken Savaş yanıma geldi ve nazik bir şekilde elini belime koydu. Yaptığı hareketle bedenim kasılırken ne yapacağımı bilememiştim. "Gidelim mi?" dedi. Bana dönerek. Bense hemen üstümdeki şoku atlatarak 'olur' anlamında kafamı salladım.

Benim işaret vermemi beklermiş gibi belimi hafif sıkarak beni çıkışa yönlendirdi. Dışarı çıktığımızda elini belimden çekti. Bu çok tuhaf bir histi. Sanki o elini belimden çektiğinde bir boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Neden böyle oluyordu hiç anlamıyordum. Önümüzde bir araba durduğunda bunun onun arabası olduğunu anladım. Vale kapımı açarken bende hemen arabaya bindim. Savaş arabaya oturduğunda yüzüne baktım. Hiç bir ifade yoktu.

"Biliyormuydun?" dedim. Neden bahsettiğimi gayet iyi biliyordu. "Hayır. Seninle aynı anda öğrendim." dedi. Peki ama neden hiç tepki vermemişti. "Peki amaçlarının ne olduğunu biliyor musun?" dediğimde sanki çok uzaklarda bir şey varmış da oraya bakıyormuş gibi dalmıştı. 'Evet' anlamında kafasını salladı. "Peki sence benimde öğrenmem gerekmez mi?" dedim. Çok konuşmayı sevmediğini biliyordum ama bu durumdan çok sıkılmıştım. Bütün kapılarımı açık bırakıyorlardı. Benim bilmediğim ama benden başka herkesin bildiği sırlar vardı. Bu sırlar artık canımı sıkıyordu.

"Bizi evlendirmeyi planlıyorlar." dediğinde sanki biri boğazımı tutmuş boğuyormuş gibi öksürmeye başladım. Kendime hakim olup öksürüğümü durdurduğumda ona döndüm. "Ve sende bunu kabul ediyorsun. Öyle mi?" dediğimde bir an bana baktı. O duygularının belli olmadığı surattında saf bir öfke gördüğüme emindim. "Bende sana meraklı değilim merak etme. Senden önce reddettim zaten. Senin olduğunu bilseydim yemeğe bile gelmezdim." demişti. Bu kadar çok mu nefret etmişti benden. Hadi evliliği anladım ama yemeğe gelmemek ne demekti. "Benim haberim olsaydı yemeğe yinede gelirdim ve böyle birşeyin olamayacağını söylerdim. Kaçmak çözüm değil sonuçta." dedim. Altta kalmak bana göre değildi.

KARANLIĞIN VELİAHTLARI~♥~ #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin