KARANLIĞIN VELİAHTLARI~♥~ #Wattys2017

2.Yine mi sen...

Barın önüne geldiğimizde arabadan aynı anda indik. Doruk valeye anahtarı teslim ederken bende içeri girmek için onu bekliyordum. Doruk yanıma geldiğinde elini beline doladı ve beni kendine çekti. Bu akşam bir sorun çıkmasını istemiyordu anladığım kadarıyla. Doğrusu bende istemiyordum. İçeri girer girmez dj müziği kesti ve bütün insanların dikkatini kendi üzerine topladı.

"Arkadaşlar biraz sakin olun bir anons yapmak zorundayım. Uzun zamandır onu aramızda göremiyoruz işte orada merdivenin başında." diyerek bizi işaret ettiğinde Burak'ı öldürmek için elime bir sebep daha geçti. "Hayal Demirhan" ismimin söylenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Benimde bu anonsa karşılık bir rövanş yapmam gerekiyordu. "Arkadaşlar gelmemin şerefine herkese benden bi bira." diyerek gülümsediğimde barda büyük bir alkış tufanı koptu. Burak müziğe devam ederken Dorukla bende merdivenlerden indik ve her zaman oturduğumuz daha doğrusu bizden başka kimsenin oturamadığı bölüme oturduk.

Burak yanımıza geldiğinde ona sinirli olduğumu belli ederek konuştum. "Senin benim parama kastin mi var Burak ya her seferinde aynı şeyi yapıyorsun." diye bağırdım. Bağırmamın sebebi sinirli olmam değil müzik sesinin fazla olmasıydı. "Napim güzellik seni görünce mutlu oldum bu mutluluğu seninle de paylaşayım dedim fena mı ettim." diyerek pis pis sırıtırken hemen cevap verdim. "Sen mutluluğunu böyle paylaşmaya devam edersen benim param kalmicak bende sana maaş veremicem ama Burak bey." diye uyarıcı bir tonda konuştuğumda Burak güldü. "Sen bana kıyamazsınki." diyip bebek gibi konuştuğunda bende gülmüştüm. "Tabi kıyamam şapşal." dediğimde bana sıkıca sarıldı. "Neyse ben işimin başına döneyim ne de olsa çok disiplinli bir patronum var." dedikten sonra gülerek yanımızdan kalktı.

Burakla Doruk sayesinde tanışmıştım önceden beni ilk götürdüğü barda dj'lik yapıyordu Burak. Babam bana burayı hediye ettiğinde bende ona burada çalışması için teklifte bulunmuştum oda hiç tereddüt etmeden teklifimi kabul etmişti. Ama şimdi ağzına sıçıyordu. Ne kadar parama kastı olsa da çok iyi bir arkadaştı.

Merdivenlerin başına baktığımda Defne ve Aliyi görmemle sevinmiştim. Doruk'a dönerek "Onları sen mi çağırdın." dediğimde oda bir an merdivenlere baktı. "Evet ben çağırdım. Bu akşam hep birlikte olalım istedim." dedi. Aliyle Defne iki yıllık sevgililerdi. Birbirlerini çok seviyorlardı. Defne benim ilkokul arkadaşımdı. Küçüklüğümden beri tek yakın kız arkadaşım oydu. Yanımıza gelip oturduklarında Defneyle sıkı sıkı sarıldık.

"Seni özledim. Ne zamandır görüşemiyoruz." dediğimde gözünden aşağı bir damla yaş düştü. "Bende seni özledim." dedi. İşte bu kızı bu yüzden seviyorum. Benden ayrı kalınca üzülüyor ve bu üzüntüyü saklıyamıyor. "Duygusal olmandan nefret ediyorum." dediğimde bana baktı ve gülümsemesi suratında arttı. "Bende nefret ediyorum ama değiştiremiyorum napim." dediğinde benimde gülümsemem arttı. Defneyle konuşmamız bittiğinde Defne Ali'nin yanına oturdu.

Aradan biraz zaman geçtiğinde benim canım çoktan sıkılmaya başlamıştı. Doruk sanki düşüncelerimi okumuş gibi söze başladı. "Benim canım sıkıldı gençler bi oyuna varmısınız.?" dediğinde hepimiz Doruk'a dikkat kesilmiştik. "Nasıl bir oyunmuş bu?" dediğimde bu sefer bütün dikkatler benim üzerimdeydi. "İzle ve gör fıstık sen bu oyunu çok seviceksin." dediğinde sırıttım. "Ben seviceksem sıkıntı yok." dediğimde Doruk eliyle Burak'a işaret yaparak yanımıza çağırdı. Burak yanımıza geldiğinde direk söze atıldı. "Ne oldu gençler bir sıkıntımı var." dediğinde hepimiz Doruk'a döndük. "Kardeşim senden bir anons yapmanı istiyorum." dedi. "Tabi kardeşim yaparımda ne anonsu bu." dediğinde yine hepimiz Doruk'un ne diyeceğini merak ettiğimizden ona döndük. "Shot yarışı!" dediğinde Ali söze atladı. "Oğlum bıkmadınmı lan yenilmekten her seferinde yeniliyosun." dediğinde hep birlikte kahkahayı bastık. Doruk hiçbir zaman beni shot yarışında yenemezdi. Sadece Doruk değil hiç kimse beni shot yarışında yenemezdi. Doruk' ta bunu biliyordu ama yenilen pehlivan güreşe doymaz hesabı yine shot yarışı yapmak istiyordu.