12 Temmuz, saat 03:08
Gökyüzüne baktı. Sonsuzluk. Hiç bir şeye inanmayan adam;inandı. Gökyüzüne... Muazzam bir gösteri sunuyordu bu gece. Varoluşunun en prestijli gösterisi. Asil siyahı gök. Bulutlar gri. Yağmur taneleri renksiz. Yağmur damlacıkları;kişinin ruhunun rengiyle aynıdır. Siz nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Onun damlacıkları renksizdi.Hafif bir rüzgar teniyle sevişirken;titredi. Aşık olduğu kadının kokusuydu bu. Cenneti dahi kıskandıracak bu koku. Derin bir soluk aldı. Sarhoştu. Midesi bulandı. Kelebekler intihar ediyordu sanki. Tarif edilemez bir acı hissetti; ruhunda. Özgürlüğüne kavuşmak istercesini kanat çırpıyordu aciz ruhu. Hayatı boyunca savunduğu tek tezini gerçekleştirecekti saniyeler sonra. "Hayatım ve hayatlarınız bana bağlı. " Yedi kötü yaşam almıştı ve yedi iyi yaşam bahşedecekti;sizin inandığınız tanrı veya tanrılara.
Hissizlik,damarlarında şiddetle akmaya başladı. Sigarası dudak büklümünde yerini aldı. Ciğerlerini kadın mavisi dumanla azdırırken salona yöneldi. Hafif aralık olan cam kapıyı sonuna dek açtıktan sonra sol tarafında duran pikaba yöneldi ve plağını okuttu. (Dance me to the end of love)
Cesur adımlarla,ruhunu azad edecek olan alana ulaştı. Taburenin üstüne çıktıktan sonra sol eliyle halkayı tuttu. Sağlamdı. Tavan hiç olmadığı kadar dostane ve gözlerini alamayacağı bir çekiciliğe bürünmüştü. -Beni bırakma. -dedi, Oliver Twist yutkunarak.
-Beni affet kardeşim. -diye cevapladı adam, asla affetmeyeceğini bildiği halde. Hıçkırarak ağlamaya başladı Twist. Minik elleri ile sarıldı kardeşinin ayaklarına. -Beni tekrar yetim bırakma. Bir kez daha yalnız kalmak istemiyorum. Korkuyorum. -diyerek ağlamaya devam etti. Halkayı boynuna geçirdi. Sigarasından bir nefes çekti. Dudakları şahlanırken son kelimelerini azad etti.
-Kaybettik... Varımız yoğumuz ne varsa kaybettik Oliver. Hani öyle böyle değil baya bi kaybettik. Var olan bir şeyimiz yoktu ama yokluğumuzu kaybettik ya o dokundu bana. Yalnızdık. Yalnızlığımızı kaybettik. Geldi birisi yalnızlığımıza göz koydu. Mutsuzluğumuzu dahi kıskandı. Acıyı hissediyorduk. Hissizleştik...Hayallerimizi katletti; masumu oynayan insanlar.İnimden çıkardı beni. Yalnızlığıma sırt çevirdim. Hani seni ve beni terketmeyen yalnızlığımıza. En yegane dostumuz olan karanlığı terkettim. Siyah... Hani bir kitapta okumuştum;siz maviyi sevin ben siyahım diyordum. Siyahı sattım ben. Umutlarımız vardı. Unutturdular. Önce çekindim. Ürkektim. Sonra güvenmeye başladım. Masumu oynayanlar böyledir. Bir insanın hayatını becerirken gözlerini bağlamak gibi sokuk bir fantezileri vardır. Bana güven dedi. İnandım. Seni seviyorum dedi inanmak istedim. İnandım. Sevgiye açtım çünkü. Sen de bilirsin kardeşim.Ne anne merhametini bildim ne de babamın gölgesinde kendini güvende hissetmesini. Sokaklarda büyüdüm. Sokakta acılara doydum. Kustum ve tekrar tekrar tattım. Hayatın en acı yanından tutunmaya alışmıştım. Nefreti biliyordum. Sevgiyi nerden bileyim. Susamıştım. Mutluluğa. Kendimi değerli hissettim belki. Sonra bende sevdim.Sahte olmazdı benim sevgim.Nefretim kadar sahici olurdu. Yetimhanedeki Alessa annemizden biliyorum Oliver.
Neyse... Sonra güvendim, sevdim derken aşık oldum. Beklemiyordum tabi. Ben aşık olamazdım ki. Hiçtim ben. Öfke ve hiddetten başka bir şey öğrenmedim. Ellerini nasıl tutabilirdim ki bir kadının. Sigara ve soğuk kokusu sinmişti artık. Ellerim sertti.Kurumuş kan kokardı ellerim. Nasıl tutayım bir kadının elini. Aciz hayatımın bir parçası haline getirdim kadını. Hayatının kendisi oldu sonra. Derken kadın gitti... Ağladım. Ağlamazdım ben. En son sekiz yaşımda ağlamıştım.Seninle tanıştığım gün.Hatırlıyor musun? Sonra hiç ağlamadım. Ne bekliyordun dedim. Hiçsin sen. Kaybetmek koymaz sana dedim. Dedim demesinede koydu. Hissizleşmek... Acıyı hissedememek.
Kardeşim ve fedakar dostum Twist.
Yalnızlıktan korkma.Yalnızlık seni sen yapar.Kendini bulmak istiyorsan yalnızlığına sarıl.Güvenmek istersen kendine güven.Konuşacak birilerini ararsan vicdanınla konuş.Dinlemek istersen birilerini kalbinin sesini dinle. Her şey sende gizli. Sevmek istersen bir şeyi papatyaları sev. Aşık olmak istersen birgün;kelebeklere aşık ol.
Kardeşim ve fedakar dostum.
Esen kal...Her papatyanın sonu intihardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOLGOTHA Derin Bir Soluk
General FictionGOLGOTHA Derin Bir Soluk 12 Nisan, saat 03:30 Beni dinliyor musun? Anlıyor musun beni Twist? Taze bedeni şiir gibi asildi kadının. Saçlarının uğultusu bir ninni misali huzur veriyordu. Sarhoş edici bir etkiye sahipti saçlarının kokusu. Rüzgara...