13.☎

2.6K 239 100
                                    

Are u ready?

Cause
:(( drama is coming




Ertesi sabah Diana ilçedeki en yakın karakola gitmek için erkenden kalktı. Annesi sabah okula gittiğini sanıyordu. Diana ill defa tek başına karakola gidecekti. Aslında bakarsanız daha önce hiç gitmemişti ki. İçten içe endişelensede bu ciddi bir durumdu. Çantasını alıp Cheshire ilçeye giden otobüse bindi. En yakın karakol ilçede bulunuyordu.

Yarım saatlik bir süreden sonra tanıdık yerleri gördüğünde geldiğini anladı. Daha önce önünden geçtiği, kitapçının yanında olan Cheshire Emniyet Müdürlüğünün önüne gelip derin bir nefes aldı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Fakat kendisiyle ilgilenecek birileri elbette olacaktı.
Yani böyle düşünüyordu Diana.

İçeri girdiğinde telsiz sesleri, diğer konuşmalara karışıyordu. Ürkek adımlarla ilerlerken koluna değen şey ile duraksadı. Bir polis kendisini durdurmuştu.

"Nasıl yardımcı olabilirim bayan?" Diana kısa bir süre etrafa göz geçirip yeniden polise baktı.

"Ben ifade vermek için gelmiştim."

Polis kafa sallayarak "Beni takip edin." Dedikten sonra ilerlemeye başlamış bir odaya girmişti.

"Ne hakkında bayan?" Polis eline beyaz bir kağıt alarak koltuğuna oturdu.

"Ah şey... belki bahsetmişlerdir. Just-"

"Evet. Evet. Siz şu gelecek olan kişiniz. Söylemişlerdi. Endişelenecek bir durum yok. Ailesi sadece sizi tanımadığını söyledi. Bu yüzden endişeliler." Diana anlayışla kabul etmeye çalıştı.

Kendisine oldukça basit birkaç şey sormuşlardı. Justin ile ne konuştuklarını, nasıl tanıştıkları ve bunun gibi birkaç şey. Diana dışarıda birkaç saat daha oyalanarak eve dönmüştü. Annesi onu hâlâ okulda biliyordu. Doğrusu şuan işte olduğu için fazla endişelenmeye gerek yoktu.

Bir hafta sonra [Justin's POV]

Boynundaki ağrı, vücudunda ki tarifsiz ağırlık ve aylarca çölde kalmış gibi olan susuzluğuyla gözlerini açmaya çalıştı Justin. Uzun süredir karanlıktayken aydınlığa adım atmış anne karnındaki bir bebek gibi olmak garip gelsede, kendini zorlayarak gözlerini tamamen açtı.
Hayatında uzun bir boşluk var gibiydi. Ne olduğunu biliyordu. Hayır. Hiç birşey unutmamıştı. Anılar zehir gibi aklının her tarafındaydı. Unutturacak bir güç yoktu.

Justin ölümü seçmişti. Kurtulmak için. Hepsini kağıttan silgiyle silmek kadar basit sanmıştı. Ama sanki tükenmezle yazılmış gibiydiler. Silinmiyorlardı. Beyaz ve kahverenginin yoğun olduğu odaya baygınca baktı. Düşünmeye bile gerek yoktu. Hastanedeydi.

Onlar Justin'in hayatını mı kurtardıklarını düşünüyorlardı?
Onların iğneleri bir silahtı. Solunum cihazları ise zehir.

Sadece hepsinden kurtulmak istemişti. Tanrı onu yanına bile istememişti öyle değil mi? Justin asla bir savaş çıkarmak istememişti. Kimseyi üzmek istememişti. Sadece izin istemişti onlardan.

Gitmek için.

Şimdi tamamen siyah ve beyaz görüyordu etrafı. Ve mavi gökyüzü bile gözlerini açamayacaktı artık.
Şimdi Justin daha iyi biliyordu, Bazen bilmek için kanamak gerekir.
Canlı olduğunu ve bir ruhunun olduğunu anlamak için.

Odada aniden dolaşan gürültü ile bakışlarını aynı yorgunlukta sese çevirdi. Tanıdık birkaç sima hayretle kendisine bakıyordu. Daha sonra ise odayı doktoru çağıran telaşlı sesler hakim oldu. Scooter yaşlı gözlerle Justin'in yanına gelip elini sıkıcı kavramıştı. "Justin.. uyandın. Tanrıya şükürler olsun."

"Neden bunu yaptın Justin? Neden?" Arkadaki ses acı bir ifadeyle sormuştu. Justin sesin sahibini iyi tanıyordu. Jeremy kızarmış gözlerle yanına gelirken, odaya doktor girip hepsini çıkarmıştı. Yorulmaması gerekiyordu. Daha fazla ne kadar yorulabilirdi? Bedensel olarak sınırı varmıydı bilmiyordu ama ruhen sonsuz yorulmuştu Justin. Hiçbirşey söylemeden sadece sesleri dinliyor, simaları izliyordu.

Neden mi yapmıştı? "Senin için yaşardım" diyebileceği biri var mıydı. Dostları? Hayır. Ailesi? Hangi aileden bahsediyorduk? Herşey darmadağındı. Hayranları? Onlar için ölebilirdi. Fakat ölmek, yaşamaktan daha basitti. "Senin için yaşardım," demek zordu. Doğru olmadığını bildiğinde söylemesi daha da zor oluyordu.

"Nasıl hissediyorsun Justin?" Kır saçlı adam başucundaki sıvı dolu torbanın yerine yeni bir tane asarken sordu.
Cevap vermek istemiyordu.

"Seni yaptığın şey hakkında suçlamayacağım. Şanslısın evlat. Yaşamaktan daha şanslı olduğun birşey var. Seninle hergün ölen hayranlara sahipsin."

Bunu duyduğunda gözlerini kapadı. Daha fazla dinlemek istemiyordu. Kendisi için üzülen insanların olduğunu bilmek istemiyordu. Bu daha fazla acıtıyordu.

"Şimdi ufak bir kontrol yapacağım Justin." Adam beyaz gömleğin yakasında olan şeyi alarak Justin'e eğildi. Parmağıyla göz kapağını kaldırarak gözlerinin içine ışık tuttuğunda Justin hızla gözünü kapamaya çalıştı. Işık çok yoğundu.

"Pekala bir sorun yok. Birde şuraya bakalım." Son harfi uzatarak Justin'in ayak ucuna geldi. Üstünde örtülü fazla kalın olmayan pikeyi kaldırdığında Justin kendini gizlemek için hareket yapmaya çalıştı. Bu utanç vericiydi. Her tarafı tamamen açıktı. Onu soymuşlardı.

Yanakları kızarırken adamı engelleyemiyordu. Bedeni yatmaktan ve vitamin alamamaktan yorgun düşmüştü. "Sakin ol evlat. Küçük bir kontrol sadece." Neyi kontrol edecekti? Hap yutmuştu, araba kazası geçirmemişti ya.

Yaşlı doktor eline aldığı çekiç şeklindeki küçük aletle Justin'in bacağına iki kere dokundurup Justin'in ifadesini ölçtü. Justin ise hâlâ adamın yaptıklarını izliyordu.

"Bu nasıl hissettirdi?" Yeniden cevap vermediğinde adam "Bana cevap vermelisin Justin. Lütfen." Demişti.

Sonunda ilk kelimesini kullanmayı başardı. "Hiçbir şey."

Bu sefer aleti bacağına daha sert şekilde dokundurdu. Anlamasa bile birşey hissetmiyordu Justin. Bu yüzden adamın soran suratına sadece olumsuz anlamda kafa salladı. Ne olması gerekiyordu?

"Pekala-a Justin. Birşey daha deneyeceğim." Bu sefer görünmeyecek kadar ince olan iğneyi ayak parmağına bastırmıştı. Doktor Justin'in bir refleks göstermesini bekliyordu. Hareket etmesini, ufak bir bağırtı çıkarmasını. Çünkü iğneyi neredeyse derisine batırmıştı. Fakat yatakta uzanan bedende bir hareketlilik yoktu.

"Ben-n üzgünüm evlat!" Adam hızla odayı terk ederken Justin sadece arkasından bakabilmişti. Ne oluyordu?

I Don't Care How You Feel ☎ Bieber Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin