14.☎

2.2K 206 61
                                    

Medyada Justin kızı değil, kız justin i kucağına almış gb

Minik şey seni

☁☁☁

Justin doktor gittikten sonra gözlerini tutamamış ve uykuya dalmıştı. Neredeyse beş saat daha uyuduktan sonra uyandığında, bir şey fark etti. Uyumadan önce olduğu odada değildi. Görsel zekasına güveniyordu ve bu oda farklıydı. Demek ki onu, uyandığı için başka bir odaya almışlardı. Ne deniyordu o odalara? Dinlenme? Kendine gelme? Sıkıntıdan patlama? Yada hayır, delirme.

Kesinlikle en son düşündüğü. Yeniden uyumak istemiyordu ama sanki yıllarca uyumamış gibi bir uykusuzluk vardı üstünde. Halbuki uzun süredir gözlerinin ve bilincinin kapalı olduğuna adı gibi emindi. Birkaç dakika süren iç savaşını içeri giren hemşire böldü. Beyaz kıyafeti, yakasında bulunan kırmızı yaka kartı, ve topuz olan saçlarıyla tipik bir hemşire görüntüsü barındırıyordu işte.

"Ah! Uyanmışsınız. Ailenize haber vereyim."

Kadın yeniden çıkıp bir dakika sonra içeri Scooter'ın girdiğini gördü. Ve arkada iki küçük misafir ile. İste Justin şimdi iyi birşeyler görüyordu. Küçük bedenler çekingence içeri girerken, Justin'in bakışları yumuşadı. Jaxon ve Jazmyn içeri girip kendisine bile bakmadan ikisi birlikte koltuğa oturmuşlardı. Bu Justin'in kalbini kırdı. Kendi sebep olduğu bu duruma, şimdi garip mi bakıyordu?

Onlara karşı üç ay boyunca suratsız olmuştu. Her zaman uyurken üstüne zıplayan Jazmyn'i en son sert bir şekilde bağırarak kovduğunu hatırlıyordu. Gözleri hafiften yanmaya başlarken, pişmanlık tüm bedenini ele geçirdi. Gözleri onlardan alamıyordu ama kardeşleri şimdi sadece kendisinden korkuyordu. Gözlerini yumup birkaç saniye bekledi. Yeniden açtığında kızarmış gözlerle kendine bakan menajeri, bazen bir baba yerine koyduğu, bazen ise en iyi dost olarak gördüğü adamı gördü. Birşey söylemek için dudaklarını kıpırdatmış ama ses çıkmamıştı. Daha sonra derin bir iç çekmiş, iki eliyle yüzünü ovalarken, ortalığı bir hıçkırık sesi kaplamıştı.

Justin ne olduğunu anlamıyordu. Buradaydı işte. Yaşıyordu! Peki neden herkes garipti. Garip olan kişinin kendisi olduğunu düşünürdü genellikle hâlbuki. Adam ellerini yüzüne kapamış, başını eğmiş hıçkırıkları ard arda koyuyordu.
"Ne oluyor? Scooter?" Çocukları korkutmak istemediği için bağırmamıştı.

Adam hâlâ cevap vermediğinde Justin yerinden kalkıp suratına okkalı bir tokat yapıştırmak istemişti. Ama hali yoktu. "Justin-n bir şey söyleyece-"

Ve yeni bir hıçkırık daha kendi sözünü bölmüştü.

"Buradan ne zaman çıkacağım?" Ağlamasını es geçip sordu Justin. Ne diyeceğini bilmiyordu çünkü şuan. Adam sonunda elleriyle göz yaşlarını silip yatağın yanına gelip oturdu.

"Bir süre daha buradayız evlat."

Bu Justin'in parlamasına sebep olmuştu. "Ne sikim oluyor hepinize? Doktor ayrı bir gerizekalı. Sen de bir o kadar garipsin!" Sesinin koridorda dolaştığına emindi. Sesi fazla yüksek çıkmıştı çünkü belirsizlik ve bu tuhaflık sinirlenmesine neden oluyordu. Herhangi bir doktorun yada çalışanın duyması umrunda değildi. Çünkü sabah odasına giren doktor oldukça garipti.

"Her şeye rağmen hayat bir şekilde devam eder Justin. Bun-u bilmelisin." Scootet kendisine kızmak yerine, bu cümleyi kurduğunda birşeyler olduğunu anlamaya yetmişti. Şimdi netleşecekti. Eğer bu yalan, teselli cümlesini duyuyorsanız, sonu hiçbir zaman mutlu bitmezdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Don't Care How You Feel ☎ Bieber Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin