Tam 3 saattir yatağıma oturup,nasıl bir şey yaptığımı düşünüyorum. Tanrım! O anki öfkeyle Harry'e mesaj atmış,onunla yemeğe çıkacağımı söylemiştim. Kendime inanamıyorum! Hepsi o Allison'ın suçu! O popoma kırmızı boya sürmeseydi,bende bunların hiç birini yapmayacaktım. Ama ne yazık ki ''başa gelen çekilir.'' Saate baktığımda 8'e gelmek üzereydi. Buluşmam gereken bir randevu (!) var değil mi? Kalkıp -her zamankisi gibi- lanetler savurarak dolabımın önüne geçtim. Üzerime abartıdan tamamen uzak, mavi,kırmızı ve siyah çizgilerle süslenmiş elbisemi geçirdim. Saatlerce Harry için ''ne giyeceğim'' diye düşünmeyecektim yani. Saçlarımı salıp,kendi haline bıraktım. Mavi gözlerimi ön plana çıkaracak hafif bir makyaj yaptıktan sonra muhteşem (!) randevuma hazırdım.
''Kapının önündeyim, fazla bekletmessin umarım?''
-H
Tanrım! Bekletmeyecekmişim beyefendiyi. Tamamen hazırdım. Ama inat değil mi, bekleteceğim. Koltuğuma oturup, 10-15 dakika zaman geçirdim. Tamam çok fenayım biliyorum. Neyseki sonunda ayakkabılarımı ayağıma geçirip,dışarıya attım kendimi. Siyah Range Rover'ına yaslanmış,beni bekliyordu. Ah! Üzerine tamamen yapışmış kalpli gömleği karın kaslarını belli ediyordu. Ağzının suları akıyor Alex! Topla kendini. Beni baştan aşağı süzdükten sonra, konuşmaya başladı.
''Sabrımı denemek için mi yarım saat beklettin? Geri gitmeyi bile düşündüm doğrusu''
''Hiçte değil,hazırlanmam uzun sürmüş olabilir. Sonuçta ben bir bayanım? Gayet normal. Hem yarım saat falanda bekletmedim,uydurma.''
Yalandan öleceğim sanırım.
''Pekala. Seninle yarışa girmeyeceğim. Hadi bin.''
Arabasının kapısını açarak -Harry'denbeklenmeyecekbirdavranış- oturmamı işaret etti. Yolculuk boyu pek bir şey konuşmadık diyecekken,Harry bana döndü.
''Alexis, neden kararını değiştirdin?''
Ups, çalışmadığım yerden.
''Nasıl yani,ne kararı?''
Size daha önce söylemişmiydim, salak yapmakta üstüme yoktur.
''Benimle ilk yemeğe çıkmak istemediğini söyledin.Sonra kararını ne değiştirdi de, kabul ettin diye soruyorum.''
Harry, sevgili sürtük kız arkadaşın popoma kırmızı boya sürünce,tüm sınıf regl oldugumu düşünüp güldü. Bende öfkelendim ve öcümü almak için senin teklifini kabul ettim. DEMİYECEKTİM HERALDE? Tamam Alexis,sakin ol. Güzel bir bahane uydur. Hadi bakalım.
''Değiştiren bir şey olmadı. Düşündüm ve seninle bir yemeğe çıkmaktan zarar gelmeyeceğini düşündüm hepsi bu.'' Kendimden emin çıkan sesime bir kez daha şükrettim.
Harryse cevabıma kafa sallamakla yetindi,ve restoranta gelmiştik. Arabasını parkettikten sonra,içeriye geçtik. Şık bir restoranta benziyordu. İyi bir seçim doğrusu. Harry,garsonun kulağına bir şeyler fısıldayıp, ayırttığı yerimize doğru ilerledik.
Size bir şey söyleyeyim mi, yaptığım saçmalığın önde gideniydi,kabul ediyorum. Harry'le yemeğe çıkınca Allison'dan nasıl bir öc alabilecektim ki? Bir boka yaramayacak. Şuan Harry'nin bir sevgilisi olduğu halde onunla yemeğe çıkarak kendimi alçaltmakla kalacaktım sadece. Harry'nin bir şeyler söylediğini anlayınca kendime geldim.
''Alex,iyi misin?''
O yeşil gözleri endişeye bürününce daha da bir çekici oluyordu sanki. Ah,nediyorum ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker Styles!
Fanfiction''Sevmediğin ot burnunun dibinde bitermiş.'' sözünün anlamını benimle birlikte öğreniceksiniz. Nasıl mı? Gelin size birazcık bahsedeyim. Siz hiç nefret ettiğiniz bir grubun ''ukala, arsız, uyuz ve en kıvırcık'' üyesiyle başa çıkmaya çalıştınız mı? ...
