Onunla yaşadıklarımızın ardından 2 hafta geçmiş, ve ben bu 2 haftayı okul haricinde evden çıkmayarak geçirmiştim. Bana ne yapmıştı böyle? Ondan nefret eden ben koskoca 2 hafta onu bir an olsun aklımdan çıkaramamıştım. Geçen sefer olanları tekrar yaşamamak istediğim için, Diana'ya her şeyi anlatmıştım. Tepkisi gerçekten şaşırtıcıydı. Harry'le ormanda bir gece geçirmeme takılı kalmayıp, ona küfürler savurmuştu -ki- buda beni sevindirmişti. Onun yanımda olduğunu bilmek.. Bugün de 2 hafta içinde her gün yaptığım şeyi yapıyor, okula gitmeye hazırlanıyordum. Dolabımdan birkaç parça eşya alıp, giyindikten sonra evden çıktım.
Okuldan içeri girdiğimde ilk dersin geometri olduğunu hatırlamam gerçekten canımı sıkmaya yetmişti. Tek şansım Diana'yla geometri dersimizin ortak olmasıydı. Okul dolabımdan kitaplarımı alıp, Bayan Bathory'nin sınıfına doğru ilerledim. Sınıfta gözlerim Diana'yla buluştuğunda sevinçten şakıdım.
''Ben geldim''
''Nihayet, dersin başlamasına 10 dakika kaldı.''
''Geldim işte Diana, abartma''
yanağına bir öpücük kondurup sıraya yerleştim.
''Hey Alexis''
Gelen erkeksi sesle kafamı yanımdaki iri gövdeye çevirdim. Luke..
''Yarın akşam evimde bir parti düzenliyorum, siz de gelmeye ne dersiniz?''
Partilere gitmekten daha önemli işlerim vardı benim. 'The Vampire Diaries' izlemek gibi..
''Luke, gerçekten çok ist-''
''Tabii ki geliriz Luke. Sen merak etme, partinin yerini bize mesaj olarak atarsın''
Sözümü kesen Diana'ya ne yaptığını soran bakışlarımı yönelttim. Oysa o 32 diş, sevimli gülüşlerini bana gönderiyordu. 32 diş.. Harry.. Tanrım ne diyorum ben!
''Diana halim yok anlamıyor musun? İstemiyorum''
Luke çoktan yanımızdan ayrılmıştı.
''Harry olaylarını aştığını sanıyordum. Biraz kafa dağıtmaktan zarar gelmez Alexis. Hadi ama!''
Çoktan aştım Diana.. Hatta Harry'i hiç düşünmüyorum. Şuan da aklımın ucundan bile geçmiyor, gerçekten..
''Pekala, sadece 2 saat, tamam mı?''
O, kafasını aşağı yukarı sallarken içeriye giren Bayan Bathory, geometri işkencesinin başladığının habercisiydi...
***
''Ah, lanet okumayayım diyorum zorla okutturuyorsun Diana. Saçma sapan 2 saatlik bir parti için bu alışverişte neyin nesi?''
Evet, ileri-zekalı arkadaşım beni okul çıkışında sürükleyip Londra'nın merkezine getirmiş, alışveriş yapacağımızı söylüyordu.
''Yetmiş yedi yaşındaki büyükannemden bile sıkıcı olduğunun farkında mısın Alex? En azından büyükannem benimle dama oynamaktan büyük keyif alıyor, senin bir boktan zevk aldığın yok. Alt tarafı alışveriş yapacağız diyorum sana''
''Her zaman enerjik olamıyorum Diana, bilmem farkında mısın?''
''Aslında gayette enerjiksin! Şu Harry meselesi yüzünden 7 çocukla ortada kalmış gibi bir halin var. Tanrım! Bana bak. Harry'e uçsuz bucaksız bir şekilde hayranım. Sadece Harry'e değil tüm o gruba. Ama senin canını yaktıysa, emin ol benimde işim olmaz bundan sonra. Sen benim en yakın arkadaşımsın.En yakın arkadaşlar bu günler içindir. Sen ondan vazgeçtiysen, bir şekilde ben de hayranlığımı bir kenara bırakıp vazgeçerim. Ama şu tavrından vazgeç artık? Ne olmuş yani sana aranızda bir şey olamayacağını söylediyse? Sende ona bayılmıyordun zaten.. Artık ayaklı ceset gibi gezmeyi bırak, silkelen!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker Styles!
Fanfic''Sevmediğin ot burnunun dibinde bitermiş.'' sözünün anlamını benimle birlikte öğreniceksiniz. Nasıl mı? Gelin size birazcık bahsedeyim. Siz hiç nefret ettiğiniz bir grubun ''ukala, arsız, uyuz ve en kıvırcık'' üyesiyle başa çıkmaya çalıştınız mı? ...