POV: Kim Seokjin
"Hey! Duyduğuma göre yan sınıftaki çömezlerden biri bu gece okulda dolap düzenleyecekmiş!"
Çantamı toplarken duyduğum sesle birlikte başımı kaldırdım. Tüm okul bunu öğrenmişti zaten, hala neden bağıra bağıra bunu konuştuklarını bir türlü çözememiştim.
Montumu da giyerken Youn-Hae ve birkaç arkadaşının birşeyler konuştuğunu görsem de ilgilenmedim. Bitmek bilmeyen planlar, seviyesiz şakalar, gereksiz gülüşmeler canımı sıkıyordu. Bunların bir parçası olmak istemiyordum.
"Sevgilim! Şimdiden gidiyor musun!"
Sınıfın kapısından çıkmak üzereyken Youn-Hae'nin sesiyle birlikte başımı çevirip onun yüzüne baktım. "Evet, kahve dokundu da."
...
POV: Park Jimin
Elimdeki kitapları önünde durduğum depo dolabının içine bıraktıktan sonra kolumun tersiyle alnımda biriken terleri sildim ve derin bir nefes verdim. Bunlar sonunculardı, yaklaşık 3 saatlik büyük çabamın sonucunda, ki yoruldum bahanesiyle sürekli oturup dinlenmeseydim daha kısa sürebilirdi, tüm eşyaları indirmeyi başarmıştım. Artık eve gidip güzel bir uyku çekebilirdim.
Deponun kapısına ilerlerken birden kapının yüzüme kapanmasıyla birlikte olduğum yerde durdum. İçimi birden saran korkuyla birlikte ağır demir kapıya asıldım. Bu bir şaka olmalıydı. Ben bile bu kadar klişe bir şey yaşayamazdım.
"Yardım edin! İçeride kilitli kaldım! Duyan kimse yok mu! Hey!"
Başımı soğuk metale yaslarken gelen gözyaşlarımı geri göndermeye çalıştım. Kapalı alanlardan nefret ediyordum.
Birkaç dakika kadar bağırıp oda içinde tepindikten sonra depo içinde yanan tek ampulün sönmesiyle birlikte duraksadım. Ampul sönmüş olamazdı, burada kafayı yememi engelleyen tek şey yitip gitmiş olamazdı. Buradan çıkmak adına son umut kırıntılarım da gözyaşlarımla beraber yere dökülürken dizlerimin üzerine düştüm ve avazım çıkana kadar bağırdım.
"Yardım edin!"
...
POV: Kim Seokjin
"Evet anne, kitabım okulda kaldı. Ödev yapmam gerekiyor. Evet, şimdi okula geldim. Birinci katta bir sınıfın camını açık bırakıyorlar, oradan gireceğim. Ben de seni seviyorum."
Arama kapanıp telefon ışığı sönerken derin bir nefes aldım ve telefonla birlikte ellerimi de montumun cebine soktum. Soğuk bir geceydi. Saat gece yarısına yaklaşmıştı, fakat ben bu saatte yarınki ödevim için gereken kitabımı okulda unutup onu almaya gelmek zorunda kalmıştım.
Okula gece gelmek tuhaf bir histi.
Bomboş ve karanlık.
Merdivenle çıktığım birinci kattaki sınıfın camından içeri girdim ve sınıftan çıkıp merdivenlere yöneldim. Sessizliği dinlemeyi seviyordum, beni rahatlatıyordu. Fakat bu rahatlık uzun sürmedi.
Üçer beşer merdivenleri çıkarken iliklerime kadar işleyen bir çığlıkla donakaldım. Vücuduma yayılan adrenalin ve hafif korkuyla birlikte merdivende öylece durmaya başladım. Ses muhtemelen aşağıdan geliyordu, fakat benim asıl merak ettiğim şey sesin kimden geldiğiydi.
Okulda benim dışımda biri mi vardı?
-SugaMania
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NYCTOPHOBIA || JinMin
Fanfiction~ PROLOGUE ~ "Yeni senemiz kutlu olsun Jimin... Sağ çıkmaya bakalım." "O bilmiyordu, ama gerçekler böyleydi." "Eskiyi hatırlamak istemiyorum artık." "Seni seviyorum Jin..." "Yanımda kalamaz mısın?" "Her şeyi altüst ettin" "Hayır!" "Evet!" "Bizi...