ÖLÜM LİSESİ-3

2.3K 97 41
                                    

MEDYA: KADER KIRIMLI

Arkadaşlar asıl ÖLÜM LİSESİ'nin kurgusu bu bölümden sonra başlıyor. Iyi okumalar :))

Sabah saate baktım 7 buçuk olmuş bile. Okula 8 buçuk gibi gitsem yetişirim herhalde diyerek kalktım. Deniz'i aradım ama o benden önce uyanmış zaten. Heyecandan uyuyamamış ki kız n'apsın yani????
Mutfağa inip bikaç bişeyler atıştırdım ve üstümü değiştirmek için tekrardan odama gittim. Bu evdeki son dakikalarımdı. Bir daha bu eve gelmeyecektim...

**********

Evden gitme zamanı gelmişti. Saat 8'i 10 geçiyordu. Okula anca yetişirdik zaten. Kimseye birşey demeden valizimide alıp evden çıktım. Deniz zaten kapıda bekliyormuş 5 dakikadır.
Valizler olduğundan caddeye gitmemiz gerekiyordu. Taksiye binip öyle gidecektik. Caddeye doğru ilerlerken taksi bize doğru geliyordu zaten. Durdurup arabaya bindik valizleride bagaja koyduk tabi unutur muyuz hiç. Ben fazla birşey almadım ama Deniz resmen valizi patlatıcakmış. Ölü var sanki içinde!!!!
Yaklaşık bi 7 dakikada okula vardık. Parayı verip indik arabadan valizleride unutmadık tabii ki de.
Okula doğru ilerlemeye başladık. Bahçe kapısından girdik etrafa baktık kimse yok. Ama okul kapısının üzerinde bi yazı vardı;
"TÜM ÖĞRENCİLER BODRUM KATTA Kİ SPOR SALONUNA GELSİN."
Hemen spor salonuna indik. Çokta kalabalık değildi hatta 20-25 kişi anca vardık. Bizde boş bi koltuk bulup oturduk. Spor salonu sözde ama kürsü falan vardı. Herkes hep bir ağızdan konuşurken müdür kürsüye çıktı;
"Sessiz olun!"
O kadar yüksek sesle bağırdı ki dün ki adamdan eser yoktu.

"Sizlerin buraya neden gelmenizi istediğimi merak ediyorsunuz hepiniz değil mi?" Adam pis pis gülmeye başlayınca tırsmadım değil yani.
"Evet çocuklar bilindik üzere burası Atahan Lisesi. Ama bi ayrıcalığı var. Bu okuldan yalnızca bir kişi mezun olacak!"
Ne?!?! Yalnızca bir kişi mezun olacak derken. En önlerden bi çocuk;
"Müdür Bey nasıl yani yalnızca bir kişi mezun olacak açıklar mısınız?"
"Pek de açıklancak birşeyi yok. Hepiniz birbirinizin katili olacaksınız!"
Pardon?!?! Hepiniz birbirinizin katili olacaksınız mı dedi bu adam yoksa bana mı öyle geldi diye içim içimi kemirirken Deniz bana, ben Deniz'e öylece birbirimize bakakaldık.
"Bi tür oyun oynayacağız sizlerle. Siz özel kişilersiniz bu yüzden siz seçildiniz."
Deniz bişeyler söylenmeye başladı;
"Demek bu adam o yüzden sadece kimliklerimizi istedi. Çünkü normal bi okul bir sürü evrak isterdi Alya." dedi.
Ben hala şok olmuş vaziyette etrafa bakıyordum. Herkesinde benim gibi ağzı beş karış açık kalmıştı. Cidden idrak edemiyordum. Hepiniz birbirinizin katili olacaksınız ne demek!! Bu adam bizi ne zannediyor!!?!!!
"Oyunu açıklayayım şimdi size. Bir katil ve birde kurban olacak. Siz kurbanın nasıl, neyle öldürüldüğünü bulmaya çalışırken aynı zamanda da katili de bulmaya çalışacaksınız. Yani birçok işi birden yapacaksınız."
O çocuk yine konuştu;
"Ama Müdür Bey neden biz???"
"Çünkü sizler yetenekli ve üstün zekâlısınız."
Ben hala müdürün söylediklerini idrak etmeye çalışırken Deniz kolumu cimcikledi.
"Kızım bak bize yetenekli ve üstün zekâlı diyolar."
"Deniz!! Ölücez biz burda sen ne diyosun ya!!! Kendine gel lütfen!!"
"Alya n'apayım yani kaçıcaz burdan başka yolu yok."

Müdür yine konuştu;
"Şimdi herkes yatakhanelerine gitsin. Yarın yorucu bi gün olucak." Adam hala pis pis sırıtıyor ya. Biz burda ölücez adam sırıtıyor!! İlk gördüğümde iyi biri falan sanmıştım meğersem psikopat manyağın önde gideni çıktı.
Deniz'le valizlerimizi alıp odamıza gittik. Ama bizden önce bi kız daha gelmiş odaya. Böyle nasıl desem biraz itici duruyor. Diş telleri var. Kumral bi kız, saçlarınıda minik minik örmüş. Bildiğin ilkokul kızı gibi.
Neyse fazla oyalanmadan odaya girdik. Valizleri bi kenara koyup yataklarımıza uzandık. Deniz dayanamayıp kıza adını sordu.
"Pişt kız, senin adın ne?"
"Benim mi?"
Kız öyle masum baktı ki yani bianda ağlıycak falan sandım.
"Evet sen, başka kim olucak sana bakarak konuşuyorum şuan."
"Deniz. Deniz KIRIMLI."
Bende konuşmaya dahil oldum;
"Bende Alya Çelik, bu da arkadaşım Deniz Yılmaz. Memnun oldum tanıştığıma."
Kalkıp kızın yanına gittim el sıkışmak içinde kız hiç karşılık vermedi bende yatağıma uzandım tekrardan.
Bir anda bi anons geldi.
"YEMEK ZAMANI, HERKES YEMEKHANEYE."
Ya bu adam hep böyle bağırarak mı konuşuyo bu ne böyle kulağımın zarı patladı!!
Kader hiç bişey demeden yemekhaneye doğru ilerledi, Deniz ve bende kızı takip ettik. Tam yemeklerden tabağıma alıcaktım ki bianda bi gürültü koptu ve elektrikler gitti. Orda öylece kalakaldım kıpırdayamadım bile. Herkes bağrışmaya başladı. Anlamıyorum 20-25 kişi nasıl olurda 200 kişiymiş gibi ses çıkarır!?!!
Deniz arkamda bekliyordu.
"Alya n'oluyo böyle elektrikler niye gitti şimdi?"
"Bilmiyorum Deniz ama bu işte bi terslik olduğu bariz belli."
Tam cümlemi bitirdim ki elektrikler geldi ve o an bi kız çığlık atmaya başladı.
Inanmıyorum yerde kanlar içinde yatan bi kız var!!! B-bu nasıl olur??!!
Elimde ki tepsi yere düştü. Korkudan n'apıcağımı bilemedim. Herkes kızın başına toplanmıştı Deniz'de dahil tabii ki de.
Bende yaklaştım ki kızın boşluğunda bıçak gördüm. Ama nasıl olur. Daha yeniydi herşey. Bu kadar çabuk muydu yani!!
"Biri müdüre haber versin çabuk çabuk acele edin!" Bunu söyleyende gerçekten yakışıklı bi çocuktu.
Alya kendine gel bi tam karşında yerde yatan bi kız var kendine gel.
Kader ile beraber müdürün odasına gittik ama müdür odada yoktu. Bütün okulu 10 dakikada alt üst ettik ama yoktu, yoktu yoktu YOKTU!
Kızın nabzına baktık ki çoktan ölmüştü. Şuan karşımda bi ceset vardı!!
Kızın başında bekleyenlerden birisi dayanamayıp bayıldı. Ve bu erkekti. Ben koştum yanına ve başka bi çocukla (isimlerini daha belirlemediğim için çocuk diyorum herkese) kaldırdık ve sandalyeye oturttuk.
Vay be. Efsane yakışıklıymış. Ciddi ciddi yakışıklı ama baya yani böyle kendimde geçtim onu görünce resmen.
Ya ben ne diyorum böyle. Burda bi ceset var ve ne yapıcağımızı dahi bilmiyoruz. Içlerinden bi erkek konuştu.
"Bi sakin olun, sakin olun! N'apıcağımızı bilmiyoruz ama katili bulmamız gerek. Ve bu kişi içimizden biri de olabilir!!!!"
Herkes birbirine katil gözüyle bakıyordu. Kader bir anda Deniz'le beni suçlamaya başladı!?

WHY US???

"En son onlar geldi, kesin onlar yaptı. Katil onlar!!!"
Herkes Deniz'le bana bakmaya başladı.
"Saçmalamayın en son biz geldik diye katil biz değiliz hem ben Deniz'le beraber yemek sırasındaydım olay kapının önünde oldu!" dedim bağırarak. Çünkü gerçekten çok sinirlendim. Böyle iftira atamazlardı kimseye!
Deniz ağlamaya başladı korkudan. N'aptıysam sakinleştiremedim.
"Biz katil değiliz duydunuz mu?!!"

  Insanları böyle suçlayamazlardı, Deniz'in koluna girip odamıza götürdüm. Yemek bile yiyemedik. Zaten bu olayda nasıl yemek yiyebileceksek...
  Oda arkadaşımız hatta o tuhaf görünümlü kız bizden 2 dakika sonra odaya girdi. Kaşlarını çatmış bize bakıyordu.
"Siz yaptınız dimi?!"
Al işte yine başlıyoruz.
"Ya Kader biz niye böyle bişey yapalım zaten herkes gördü yemek sırasındaydık biz."
"Yalan söyleme kiminle işbirliği yapıyosunuz derhal söyleyin!"
Bu kız fazla olmaya başlamıştı artık. Deniz dayanamayıp kızın o iki tutam saçına yapıştı;
"Bak kızım benim asabımı bozma yapmadık dediysek yapmadık birde işbirliği yaptığımız insanlar mı olcak!!"
"Bırak saçımı canımı acıtıyosun seni müdüre şikayet edicem!"
"Bende üstümüze iftira attığını söyleyeyimde atsınlar seni okuldan!"
Kader bir anda duraksadı, Deniz'in elini tuttum saçını bırakması için. Deniz, Kader'in saçını bıraktığı an Kader korkudan koşarak odadan çıktı. Açıkçası Deniz'i ilk defa böyle sinirli gördüm.
"Alya görmedin mi kız haddini aştı niye izin vermedin ki ağzını yüzünü kırsaydım!"
"Kızım saçmalama okuldan atılırız birdaha hiçbir okul almaz bizi."
  Bir anda anons geldi.
"HERKES GİRİŞ KATTAKİ KONFERANS SALONUNA!"
  Müdürün sesi çok sinirli olduğunun kanıtıydı. Ama giriş katta konferans salonu mu vardı ya?? Aman neyse.
"Hadi Deniz konferans salonuna yürü yürü."
"Ben gelmiyorum Alya o kızı görürsem katil olabilirim."
"Peki sen bilirsin." diyip konferans salonuna indim. Bu arada bizim kaldığımız oda 1. kat.
  Salonda Deniz hariç herkes var gibi gözüküyordu. Bi dakika. Müdürün yanındaki kız Kader mi???
  Sinsi. Hemen yetiştirmiş. Kimse bizim arkamızda da durmaz şimdi. Kahretsin ya haklıyken haksız duruma düşücez diye içimden bir sürü laf sayarken müdür konuştu;
"Kader anlat herkesin gözü önünde, yemekhanede n'oldu?"
"Müdür Bey, ben yemeğimi yiyordum bianda elektrikler kesildi. Hatta kesilmedi birisi elektriği kesti bence, sonra elektrikler geldiğinde yerde tanımadığımız bi kızın ceseti vardı."
"Ceset mi? Peki suçlu kim, kimin nasıl öldürdüğünü, neyle öldürdüğünü bulabildiniz mi?"
"Sadece kızın boşluğuna saplanmış bi bıçak vardı. Ama biz Deniz ve Alya'dan şüpheleniyoruz çünkü en son onlar geldi. Kesin onlar yaptı!"
  Müdür hiç konuşmadı daha. Yaklaşık 1 dakika sonra kapıdan iki tane kalıplı adam gelip (ciddi anlamda kalıplı yani öyle böyle değil) Kader'in kollarını tutarak camın kenarına götürdüler.
   Bidakika n'oluyor burda??? Adamların elinde bıçak var!
"Müdür Bey n'oluyor burda!?"
Bağıran Deniz'di.
"Siz susun, bunu haketti o. Kendi yaptığı suçu başkasına attı! Cezasını çekicek"
  Neee!!??!?!!
  Kader mi öldürdü yani o kızı!!?!?!!
  Birde bizim üstümüze suç atmaya çalışıyordu!
  Ama kimse ölmeyi haketmiyordu.
"Ne yani sizde onu mu öldürtüceksiniz yapmayın. Böyle ceza olmaz."
  Bu sefer konuşan bi erkekti. Sert bi yapısı vardı ama. Sesi o kadar aciz çıktı ki, bi yandan acaba gay falan olabilir mi diye düşündüm. Ben böyle düşüncelere dalmışken Deniz yanıma geldi;
"Alya ne olursa olsun kimse ölmeyi haketmiyor, bişeyler yapmamız gerek."
  Kader hala elinde bıçak olan adamlara çaresizce bakarken müdür konuştu;
"Hiçbir suçun affı yok!"
  O anda adamlar ellerinde ki bıçakları Kader'in boşluğuna sapladılar.
  B-ben dayanamayıp ağladım, sonrada diğerleri. Ama o çocuk ağlamıyordu. Sadece boşluğa bakar gibi Kader'in yere düşüşüne baktı.
  Kimse yaklaşmadı, dur da demedi. Öylece bakakaldık hepimiz, hala şoktayız.
  Kader yere düşüp "Hepinizin sonu bu." dedi.
  Ne? Hepimizin sonu bu mu?
  Işler git gide çığrından çıkmaya başlamıştı. Daha ilk günden 2 kişi öldürüldü. Biride oda arkadaşımızdı. Aslında sevmemiştim o kızı ama kimse ölmeyi haketmiyordu. Tabi Kader'de başkasını öldürdü orası aşikâr.
  Hepimiz hala Kader'e bakarken o çocuk yaklaşmak istedi ama adamlar izin vermedi.
  Kimse konuşmuyordu. Sadece ağlama sesleri kulağımdaydı...
  Bundan sonra hep böyle mi olacaktı?
  Ben nasıl bi okula geldim böyle?
  Buradan nasıl kurtulacağım?!



Bir sonraki bölümde görüşmek üzere ÖLÜM LİSESİ okuyucuları:)))

ÖLÜM LİSESİ #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin