Nightcore - blackout
Gözümü açtığım da yerde baygın şekilde yatıyordum. Etrafımı incelemek için yattığım yerden kendimi hafifçe kaldırdım. Haraket ederken her yerim bana isyan ediyordu. Etrafıma göz gezdirdiğimde bir evin odasında olduğumu gördüm. Antrian'ı yani buradaki adıyla Berk yanımda çırılçıplak uyanmaya çalışarak her şeyi idrak etmeye çalışıyordu. İnsan hali Siyah saçlı az kaslıydı. Ben de kendime baktığım da benim de Berk'ten bir farkım yoktu. Benim üzerimde de hiç bir şey yoktu. Bizden biraz uzak yatan iki tane köpek vardı. Ağızlarında çanta vardı. Bu köpekler bizim ejderhamız olmalıydı.
Yattığım yerden kendimi kaldırıp ayağa kalktım. Burası bizim evimiz olmalıydı. Düşmanlarımıza yakalanmamız için hiç bir şekilde şüphe uyandırmamalıydık. Berk'te yattığı yerden kalkıp beni süzdü. Sonra da kendisini "Gerçekten... Bu çok farklı. Kendimi farklı hissediyorum içimdeki duyguların bile değişip ağırlaştığını hissedebiliyorum. Evet çok fazla ağır."
İnsanken duygularımız daha ağırdır. Daha fazla heyecanlanırız , daha sevinçli oluruz... Tabi buna Prens Antrian'ın alışması gerekiyor. Tabi ben de yeniden alışmam gerekicek. Sonuçta o kadar ben de insan değil başka bir gezegenin kraliçesiydim. Oradayken içimde hiç bir adrenalin duygusu olduğunu hatırlamıyorum. Adrenalin duygusunu bir gün prense göstermeliydim. Al işte şimdi daha farklıydım. Yine eski halime döndüm. O dağil bir de iç sesim daha da çoğaldı. Ufff
"Gerçekten burası benim için soğuk." Berk böyle dediğin de benim de üşüdüğümü fark ettim. Koşarak pencerenin ucundan dışarıya baktım. Hem kıştı hem de kar yağmış. Ve evin petekleri de yanmıyordu. "Bu gayet normal kıştayız dışarıda kar var." Berk kaşlarını çatıp o da arkamdan dışarıya baktı. "Neydeymişiz neydeymişisiz bu dışarıdakiler su gezeninde ki gördüğüm o soğukluğa çok benziyor. Burası da mı o kadar soğuk olucak. Şu şeyler de ne uzun uzun üzerin de pencereler var ve şurada karşım da bir vampayna var. Burada herkes soylu mu da ?"
"Ne çok soruyorsun. Uykum var benim dinlenelim sonra ben sana her şeyi açıklayıp öğreticem. Şimdilik şunu söyleyim. Burası o kadar soğuk değil şimdi peteği açarım içeri ısınır hem de biz de üzerimizi giyinelim." Dediklerimizi yaptıktan sonra hem ona hem de kendim için dolaptaki kıyafetlerden çıkarıp giyindik. Peteği açtıktan sonra ikimiz de ayrı odalarımıza girip yatağa yattık. Aklıma eskiden ejderha olan köpeklerimiz geldi. Aklıma onların durumuna bakmak gelse de üşeneçlik ve yorgunluktan salona gitmedim ve yatağım da uyuyakaldım.
Gözüm perde den yansıyan beyaz ışıkla gözümü açtım. Yavaşça oturur vaziyete gelip esnedim. Yatağım dan kalkıp dolabımın başına geçtim. İçinden siyah bir pantolon ve üzerime de koyu gri kazak aldım. Gece fazla yorgun olduğum için etrafı inceleme zamanım olmamıştı. Odam da çalışma masası , kitaplık , yatak ve dolap vardı. Evimiz iki katlıydı. Büyük ihtimalle bilerek şüphe çekmemek için böyle bir ev almışlardı. Gideceğimiz üniversite en iyi üniversitelerden biri ve benim de eski üniversitem. Çorabımı da giyindikten sonra dışarı çıkıp odaların hepsini karıştırdım. Gezinirken banyomuz da gizli bir sekme buldum.
Bu sekme bizim diğer gezegenlerle konuşmamızı sağlayacaktır. Çalıştırıp ekrana bakmaya başladığımda ekran da Toprak kralı göründü. "Sen kraliçe Monthara'sın oraya ulaşmışsınız her şey olduğu gibi değil mi ?"
"Evet her şey tamam. Belgeler , ev , prens , ejderhalar hepimiz iyi ve Dünyadayız." Rahat bir nefes verdi. Kafasıyla onaylayıp ekranı kapattı. Ben de banyo dan dağılmış saçlarımı taramak için dolaptan tarağımı alıp saçımı taramaya başladım. Burayı bir başka evin kopyasıyla hazırlamış olmalılar. Yoksa bu kadar bilgece evi döşeyemezlerdi. Hızlı adımlarla Berk'in odasına gidip onu dürtmeye başladım. Gözünü aralayıp bana baktı. Etrafını inceledikten sonra yavaşça ayağa kalktı.
Dudağı zevkle kıvrıldı. "Kendimi yenilenmiş hissediyorum. Şimdi hazırım öğrenmeye."
"İlk başta üstünü giyin. Elbiselerini masanın üzerine bıraktım. Giyindikten sonra mutfağa in kahvaltı yapalım sonra sana genel bilgiler verip okula gidicez." Kafasıyla onayladığın da ben de odadan çıkıp mutfağa indim. Ondan önce köpeklerimize baktım. Berk'in pittbul olmuştu. Benimkiyse Sibirya kurdu olmuştu. Salon da oturup etrafı inceliyorlardı. Bu hayvanlar her yerde asaletliydi yaaa. Mutfağa gidip bir şeyler hazırlamaya başladım.
Berk bu lezzetleri nasıl bulucaktı acaba evet düşündüğünüz gibi Dünya ve bizim gezegenlerimizin yemekleri farklıydı. Buradakileri ne yedi ne de gördü. Oturup kahvaltımı yapmaya başladım.
Berk'te işini bitirdikten sonra bana katıldı. "Bu siyah şey cüzdan. Cüzdanın içinde para , kimlik gibi şeyler var bunu cebine koy." Başını salladıktan sonra elimdeki cüzdanı alıp cebine sıkıştırdı. Kendimi çocuğa bir şeyler anlatıyomuş gibi hissediyordum.
"Bu dışarısı hep mi böyle kalıcak ? Biz hangi gruptanız yani hangi soydan." Derin bir nefes aldım.
"Bak biz kıştayız. Kış soğuk geçer. Burada 4 mevsim vardır. Yaz , Kış , Sonbahar ve İlkbahar. Kış en soğuğu , Yaz en sıcağı. İlkbahar ikisinin ortası ama yaza daha yakın sonbaharsa kışa yakın tamam mı ?" Kafasını anladım olarak salladı.
"Şimdi dışarı çıkalım. Okula giderken sana diğer kalan şeyleri anlatayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Kraliçe #wattys2016
Fantasyİlk kez insan bir kraliçe olur. Yaşayan Ölüm gezegenine insanlar aptal olarak görülür. Zaten öyle değilmiler? Dünya gezegenin kıymetini bilmiyorlar. Kimse oraya gidip gelmek istemez ama bir gün görev için giderler kendilerini korumak için elinden ge...