2

118 13 1
                                    

       Yalnız ve korumasızdım. Biraz ilerlemeye kararverdim. Yavaşça ve tedbirli bir şekilde ilerlemeye başladım. Etrafıma bakınarak ilerliyordum. Etrafta kimsenin olmadığından kesinlikle emindim. Bir süre bizimkilerin açtığı müzikle sesi duyamamıştım. Kutlama alanının çıkış kapısına geldiğimde sesleri tekrar duymaya başladım.Bu sefer sesler daha net duyuluyordu. Sanki bir köpek hırlamasına benzeyen ses tüylerimi ürpertmişti. Sesin geldiği yöne gitmek ve gitmemek arasında kararsız kalmıştım. Bakışlarım sesin geldiği yönle kutlama alanı arasında gidip geliyordu. Sonunda kararımı verdim ve kutlama alanına gittim. Giderken sık sık arkama bakarak hırıltıları çıkaran köpek geliyormu diye endişeleniyordum. Aslında köpek olup olmadığını bile bilmiyordum.
       Geri döndüğümde herkes dans ederek eğleniyordu. Annemse bir köşeye çekilmiş etrafındaki kişileri izliyordu. Önce annemin yanına gittim. Arkasından yavaşça ilerledim ve gözlerini kapattım. Benim geldiğimi duymamış olmalıki gözlerini kapatınca ürktü. Ben daha birşey sormadan;
-Kızım senmisin? diye sordu. Sanırım beni merak etmişti. Ses tonu bunu çok iyi açıklıyordu. Daha fazla merak ettirmeden ellerimi gözlerinden çektim. Hemen bana döndü. Önce beni görür görmez yüzü güldü. Sonra hemen kaşlarını çattı ve;
-Nerelerdeydin sen?! diye kızdı. Ama neden kızmıştıki şimdi? Sonuçta beş-on dakika uzaklaşmıştım yanından. Abartılacakcak ne vardı?
-Arkabahçeye gitmiştim,dedim şaşkın bir şekilde. Annemse kaşlarını çatmayı bırakmadan;
-Sen arkabahçedeyken ortalaması yüz olanları açıkladılar. Ödüllerini verip fotoğraf çektiler. Fotoğraflarıda tüm Türkiye'de göstereceklermiş. Aralarında sende vardın benim güzel kızım,dedi. Son cümleyi ağlamaklı söylemişti. Ağlanacak nevardı ki? Bende şimdi gider alırdım. Tam ağzımı açıp konuşacaktımki annem konuşmaya devam etti;
-Ben kızımın başarısıyla gururlanamayacakmıyım? Ben kızımla övünemeyecekmiyim? Şimdide ağlıyordu. Onu biraz yatıştırmak için;
-Tamam,tamam. Bende şimdi gider alırım. Hem herkes toplu çekinmiştir. Ben tek çekinirim,daha iyi olmazmı? dedim. Annem hemen eğmiş olduğu başını kaldırdı ve hiç ağlamamış bir şekilde;
-Hadi ozaman gitde al,dedi. Bunun üzerine annemin beni kandırdığını anladım. Çünkü annem asla böylebir konuda ağlamazdı ve,ben gelir gelmez olayı anlatıp öğretmenimin yanına gönderirdi. Belkide kendisi alırdı ve ya beklemelerini söylerdi. Evet,kesinlikle beklemelerini söyler,sonrada beni aramaya başlardı.
        Anneme, beni kandırdığını, anladığımı söylememe gerek kalmamamıştı. Çünkü annem bakışlarımdan bunu gayet iyi anlıyordu. Kısa bir süre anneme baktıktan sonra birden gülmeye başladık. İkimizde gülüyorduk. Uzun süredir pek fazla gülmediğim için biraz abartılı güldüğümün farkındaydım.
        Biz gülerken anonsla adımın söylendiğini duydum. Gülmeyi bırakarak,anonsla söylenen yere gittim. Öğretmenimizin aracılığıyla kürsüye benzer bir yere çıktık. Yanımda Derya ve Mert vardı. O günün sabahı diplomalarımız verildiği için,sadece ödül ve başarı belgesi verdiler. Bu ödülü ve başarı belgesini gerçekten çok haketmiştik.
        Derya neredeyse her gün bizdeydi. Okuldan sonra bize gelir,tüm gün beraber durmadan ders çalışırdık. Okulda herkes bize "Okulun inekleri" der,okula adımımızı atar atmaz ilk gören "Aa inekler gelmiş." derdi. Derya'nın ailesi tüm gün saat 23:30'a kadar çalışır,akşam eve geçmeden önce bizden kızlarını alırlar eve öyle geçerlerdi. Tüm 2 yıl boyunca Derya'yı bizden alırken "Size nekadar teşekkür etsek azdır. Sayenizde kızımızın tek bir zayıfı bile yok. Derya 9 ve 10'da bukadar çalışmazdı. Sürekli dışarıda gezmek ister,günde sadece 2-3 saat ders çalışırdı. Siz olmasanız Derya'ya özel öğretmen tutmak zorunda kalıcaktık. Hem tek başına evde kalmasıda içimize sinmezdi doğrusu. Size minnetarız."der, sonra bana döner," Eylül sanada ayrıca çok teşekkür ederiz. Kızımızı bukadar çalışkan ve roman aşığı yapmana nekadar mutlu olduk anlatamam. Çok teşekürler."derlerdi. Hatta bazen bize para uzatıp "Lütfen kabul edin. Size çok borçluyuz."dedikleri bile oldu. Bizse onlara kabul edemeyeceğimizi söyleyip uğurlardık. Ben,Derya gittikten sonra 5-10 dakika birşeyler atıştırır,daha sonra annemleri uyandırmamak için yanıma sürahiyi aldığım gibi alt kattaki çalışma odama giderdim. Gece saat 02:00 - 03:00'e kadar ders çalışırdım. Uykum geldiğinde yukarıya,yatak odama çıkıp uyurdum. Aslında genelde çalışma masamda çalışırken uyuyakalırdım. Mert'se bize ara ara gelirdi. Geldiğindede bizimle ders çalışırdı. Onu okuldan sonra pek görmezdik. Evde tek başına çalışmayı tercih ederdi. Okuldada,gelir gelmez kimya dersine çalışırdı. Bense sırama oturur roman okurdum.
         Ödüllerimizi ve başarı belgelerimizi verdikten sonra,annemin dediği gibi fotoğraflarımızı çektiler. Biraz konuşma yapıldı, tebrikler edildi ve sonunda kürsüden indik. Annemin dediklerinin hepsi olmuştu. Demekki daha önceden biliyordu diyerek,kendi kendime cevap verdim.
       Mert'i ve Derya'yı tebrikettikten sonra sohbet etmeye başladık. Sohbet ederken Derya'nın karnı guruldadı. Kız utanarak;
-Ben biraz acıktım. Bişeyler yemek isteyen benimle gelsin,dedi ve yanımızdan uzaklaşarak atıştırmalık yiyeceklerin olduğu masaya doğru gitti. Derya'nın karnının gruldama sesi bana arka bahçedeki hırlama sesini hatırlatmıştı. Yanımda duran Mert'e bundan bahsedip etmemekte kararsız kaldım. Acaba ne tepki verirdi? Genede denemekte fayda var, diyerek söylemeye karar verdim. Zaten dalgın bakışlarım dikkatini çekmişti. Ben ona söylemeden,o bana sordu;
-Eylül,iyimisin?
-İyiyim. Ama sana bişey söylemem gerekiyor. Şey.... Ben arka bahçede garip sesler duydum. Köpek hırlamasına benziyordu ama tam emin değilim. Ama bildiğin köpek hırlaması gibi değildi. Daha değişikti. İstersen bi bakalım. Belki önemlidir,dedim biçırbıda. Benim dediklerimle şoka girmiş gibi bakıyordu yüzüme. Şaşkınlıkla;
-Ne..nerde duydun? dedi kekeleyerek.
      

Gizemli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin