3

117 13 0
                                    

Neden şaşırmıştıki? Ben,bana inanmaz ya da önemsemez diye düşünmüştüm. Ama o bana nerede duyduğumu sormuştu. Hem biz hangiara barışmıştık?
-Arka bahçede duydum dedimya, dedim soğuk bir sesle.
-Dedinmi? Duymamışım. Tam olarak ne tarafta?dedi endişeli bir şekilde.
-Çıkış kapısının yakınlarında daha net duyuluyordu. Aslında sesin geldiği tarafa gidecektim ama geri gelmeye karar verdim.
-Şey... Bence önemsiz bir şey. Sonuçta oradan her şey geçebilir,dedi ve konuyu kesip attı. Ama sanki bir şey gizliyormuş gibi önce endişelendi, sonra oraya gitmediğimi anlayıncada konuyu kapattı. Mert benden ne saklaya bilirdi ki? - Çok gizli kulüplerinde ne yaptıkları hariç -          " Belkide birşey gizlemiyordur." diye düşündüm. Ama bu dediğime hiç inanmıyordum. Sesin geldiği yeri bulmalıydım. Mert'e belli etmeden bunu nasıl yapa bileceğimi düşünmeye başladım.
Sonunda;
-Şey... Ben lavaboya gidip geliyorum,dedim ve Mert'in yanından ayrıldım.
Tekrar arkabahçeye gittim. Çıkış kapısının yanına gelince durdum. Birileri varmı diye etrafıma bakındım ve kimsenin omadığından emin olunca kapıyı yavaşça açtım. Kapının ses çıkarmasından korkmuştum ama çıkarmadı. Kapıdan çıktım. Kapıyı kapatmak istedim ama,daha sonra kötü birşey olursa diye açık bırakmaya karar verdim. Belki köpek bana saldırabilir ve bende koşarak geldiğimde kapıyı açamaya bilirdim. Sonuçta ben çok şanssız biriyim.
Yavaş ve temkinli adımlarla kapıdan uzaklaşmaya başladım. Daha önce sesin geldiği yöne doğru ilerliyordum. Biraz daha hızlandım. Eğer yavaş gidersem,Mert lavaboya gitmediğimi anlaya bilirdi.
Sonunda iki yol ayrımına gelmiştim. "Bende ne zaman bir çıkmaza giricem,diyordum."dedim sesli bir şekilde. Yolda ya düz gidicektim ya da sola sapacaktım. "Ses acaba nereden gelmişti?"diye sordum kendi kendime. Eğer düz gidersem ana yol gibi biryere çıkıcaktım. Sola saparsamda karanlık bir sokağa gidicektim. Kararsız kalmıştım ama hemen karar vermeliydim. Çünkü eğer Mert'i birazcık tanıyorsam buraya geldiğimi çoktan anlamıştır. Belkide peşimden bile geliyordur. Sonuçta tek yapacağı yokuşu izlemek.
Arkamdan gelen sesle düşüncelerimde yanılmadığımı anladım. Çünkü Mert bana;
-Eylül! Bekle! diye bağırmıştı. Hemen arkama döndüm. Mert'in bana yetişemeyeceğini anlayınca sola saptım ve karanlık sokağa girdim. Önce biraz bekledim. Mert'in ayak sesleri duyulmaya başladı. Hızla koşmaya başladım. Olabildiğince hızlı koşuyordum. Mert geride kalmıştı. Durdum ve soluklandım. Bu arada çıkmaz yola girmiştim. Sokağın karanlığını ay aydınlatıyordu. Loş ışıkta Mert'in bana yaklaştığını görebiliyordum. Sırtımı duvara dayadım ve iyice bastırdım. Mert'ten kaçmıştım çünkü kızdığında çok sert oluyordu. Buna bir defa şahit olmuştum. Kızınca sert olan sadece o değildi. Bende sinirlenince kendimi kaybediyordum. Bu yüzden ondan kaçmıştım ve şuanda kapana kısılmıştım. İkinci kez Mert'le kavga edecektim. O bana bağırıcak,bende ona kızıcaktım. İlk önce ben sinirden kendimi kaybedecektim ve ona daha önce olduğu gibi tokat atacaktım. Oda buna dahada sinirlenip,kolumu iyice sıkıcak elinden bir kaza çıkmaması için sakinleşmeye çalışıcaktı. Sakinleşincede kolumu bırakıp gidecekti. Ama eğer beni sinirlendiricek şeyler söylemezse bunların hiç biri olmazdı.
     Mert yaklaştıkça ben kendimi duvara dahada bastırıyordum. Resmen duvarla bütünleşmiştim. Sonunda Mert'le aramızda 1-2 metre kalmıştı. Korkudan kendimi sanki mümkünmüş gibi birazdaha duvara bastırdım. Bastırmamla beraber ne olduğunu anlamadan kendimi yerde buldum.

Bu bölüm çok kısa oldu ama heyecanlı yerinde bırakmak istedim. Diğer bölümü en kısa zamanda yayımlarım:)

Gizemli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin