Bölüm 1 - Gerçek Aşk

1.4K 97 14
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   Gerçek aşk hikayelerinin sonu asla olamaz . Bu benim için öyle . Ya 90'lar dönemi olduğumuz için sonunu getiremiyoruz . Ya da aşık olduğum kadın çok güzel . Bizim zamanımızda telefonlar yoktu . Çiçekler alıp kapının önünde beklerdik . Keşke dediğim şeylerden biridir bu . Keşke beklediğimde kalmayıp verse idim güllerimi o tatlı kız çocuğuna . Belki o zaman sevebilirdi beni. Aşklarımız bozulmamıştı o dönemlerde üç ay hiç konuşmayıp , görmesen de yağmurlu bir Eylül sabahında , gri bir pazartesi okul sırasında bu kızı görmek galiba dünyadaki en büyük hediyeydi bana . Gamzesi geliyor hala aklıma . Bütün yaşantımı geçirebileceğim devasa bir dünyaydı sanki o gamzeler . Allah'ım benim mutlu olmam için yaratmıştı sanki gamzelerini . Bir eksik vardı bu kızda gamzesi olunca karşınızda ilk okul aşkınızı buluyorsunuz . Ne hoş değil mi ? İlk okul aşkına yazmak bence güzel mutlu oluyorum onu anlatınca. Ve oda okuyor bu yazdıklarımı . Gerçi hoşuna gidiyor mudur bilmiyorum ama gülmesini isterdim. Ve o gamzeleri yeniden görmek isterdim . Ben sana şair olmak isterdim aslında . Sende benim bitmek tükenmek bilmeyen şiirlerim olurdun . Senli gecelerde sana yazmaktan daha güzel ne olabilir ki dünyamda ? Ben hiç sokaklara şiir yazamadım . Çünkü gözlerini yazabileceğim kadar güzel bir sokak hiç bulamadım . Ben de kendi benliğimdeki bütün sokaklara senin adını verip ; senin gözlerine , gamzelerine , gülüşüne ve kalbine yazdım . Çok güzel biliyor musun , bütün sokaklarımın sana çıkması . Kaybolma gibi bir durumum yok . Kimse benden daha iyi bilmiyor bu sokakları ve kimse daha güzel yazamaz sana benden başka . Sen böyle gülümsedikçe , bendeki bu sevda sözleri bitmez. Sen gül ben gülüşüne şiirler yazayım . Ve bu şiirleri sevgililer okusun birbirlerine mutlu olsunlar . Biz olamıyoruz , bir olamıyoruz bari başkaları mutlu olsunlar. Yazdığım tüm bu sözler , kapak resmi sen olan , sana başlayan kitap için bir önsüz sanki . Sözüm vardı ilk kitabımı sana yazacaktım . Ama ben zaten her yazımı sana yazıyorum . İlham kaynağı hep sensin . Sana çıkıyor bütün nokta ve virgüller. Ellerine hiç dokunamadım ama klavyedeki her tuş tenine dokunuyor.

   Biz hiç seninle el ele Ankara'nın dar sokaklarında yürüyemedik . Yürüseydik bütün kaldırım kenarları papatyalar açardı . Sen ve senin sıcaklığın . Soğuk bir Ankara gecesi ve papatyalar , kaldırıp kenarında bastığın yerlerde yeşeren papatyalar . Kalbimde açan papatyalar, Ankara'da açan papatyalar . Bir kış gecesinde yeşeren papatyalar ... Biz hiç Tunalıda el ele yürüyemedik . Kimse kıskanamayacaktı bizi . Ben bir ağacın altında durup saçlarını hiç toparlayamadım ve hiç bir zaman dudaklarına dokunamadım . Şimdi ne zaman Ankara'ya kar yağsa buz tutuyor papatyalar. Bana yazarken bile yutkunduğum acılar bıraktın . Beyazdım , siyaha çaldım . Yolumu kaybettim , hep kayıp kaldım . Anılar mezarlığıdır kalbim . Ben seni görene kadar okulu da sevmezdim , hayatı sevmezdim . Sen ki elma şekeri gibiydin çocukluğumda , tüm hafta esnaf amcanın gelmesini beklemek gibiydi her sabah seni okul sırasında beklemek . Şimdi anılar orta şekerli bir kahve gibi . 40 yıl hatırları var. Anılar mezarlığı kalbim . Şimdi ve sonra Ankara'ya ne zaman kar yağsa elim , kalbim , çocukluğum , anılarım , papatyalar buz tutar . Aynı gökyüzü , farklı şehirler. Sen başkasını düşünürken , ben seni düşünüyorum . Yanında olmak isterdim . İsmini gökyüzüne haykırmak isterdim '' B '' ... Yüzüne haykırmak isterdim , yeter artık çektiklerim ve ödediklerim . Artık birlikte mutlu olma zamanı , beraberce şiir olma zamanı , başkalarına şiir olma zamanı .

Senin için yaşamıyorsam , yaşamak , benden uzak kalsın .

Senin için ölemeyeceksem , ölüm uğramasın kapıma .

Senden her şeyimle , seninle her şeye , seninle her yerde , senin için her zaman ...

'' Zeynep '' (Tüm Kitapçı Raflarında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin