Gece inmişti artık şehre , yalnızlaşmıştı şehir ve insanlar . Susmuştu şehir artık . Kendi içine çekilmişti . Belli ki şehir de yorulmuştu . Hiç konuşmuyordu cadde ve sokakları , kendini güneşe saklıyordu . Acaba şehirde hissediyor muydu üzerinde yaşanan üzüntülere , yıkımları ve terk edişleri ? Hissettiği için mi bu kadar suskun ve kederliydi şehir ? Kendi yaralarını mı sarıyordu karanlıklarda ? Belki de güneşi özlüyordu şehir de . Güneşe mi aşıktı yoksa şehir ? Günü aydınlatan seher vakti tan yerini kızıla boyayan güneşe mi aşıktı şehir ? Belki de hiç kavuşamayacakları için bu kadar suskun , sessiz ve yorgundu . Bu bilinmişlik yoruyordu şehri . Susuyordu şehir , sabahı bekliyordu çünkü güneşten alacakları vardı . Sessizce güneşi bekliyordu . Şehirler ve insanlar birbirlerine benziyorlar . İkisi de yalnız , yorgun ve bitkin . Tüm bu olanları düşünüyordum şehri dinlerken . Gece artık iyice hissettirmeye başlamıştı iliklerime kadar hüzünlenmiştim yine . Balkonda anayolun elektrik direklerine bakarken , ışıkların da yalnız olduğunu hissettim . Sabaha kadar öylece yanacaklardı . Güneş doğduğunda hepsi sönecekti . Işıklarda geceye aşık belki diye düşündüm içimden . Öylemiydi gerçekten ? Keşke onları da dinleyebilseydik . Anlatsaydı ışıklar da geceye olan aşkını . Eminim ki güzel bir roman çıkardı ortaya .
Gece yanımda pek telefon taşıyan bir tip değilimdir ama nasıl olduysa cebimde kalmış , titrediğimi hissettim . Gece bu kadar mı etkilemişti beni diye düşündüm . Sonra tekrar titredim . Cebime bakıp kendime güldüm . Bu saatte kim arayabilir ki beni ? Bu bankalarda iyice abarttılar artık . Çıkardım telefonu " o " arıyordu ... Heyecanlandım . Bir türlü dokunmatiğe basıp açamadım telefonu , kapandı telefon sonunda . Kendime okkalı bir küfür edip hemen geri döndüm aramaya ilk çalmada açtı ' alo ' , kusura bakma yetişemedim telefona dedim . Önemli değil dedi . Aslında benim için şuan da dünyanın geri kalan hiçbir şeyi önemli değildi .- Nasılsın Hasan ?
'' Sana deliler gibi aşığım . ''
+ İyiyim , sen nasılsın ?
- İyiyim ben de .
" Sesi solgun ve derinden geliyordu , kalbime dokunuyordu sanki , bir hüznü vardı .
- Müsait misin ?
+ Evet müsaidim . Sen iyi misin ?
- İdare edemeyeceğim bir şey değil . Dışarı çıkabilir misin Hasan ?
İyi olmadığını anlamıştım . Benim de sesim titremeye başlamıştı .+ Tabi ki çıkabilirim .
- Beni evden alabilir misin ?
+ Hala aynı yerde misin ?
- Evet .
+ Yirmi dakikaya yanındayım .
- Teşekkür ederim .Telefon kapatmıştık . İçim de kötü bir his vardı . Ne dertlendirmişti onu bu kadar ? Kim üzmüştü ? Hemen hırkamı alıp çıktım , yolda giderken müzikte açmamıştım sadece onu düşünüyordum . Eğer ilk aşkınızı hala seviyorsanız evinin adresini unutamıyorsunuz .
Kaç defa bekledim acaba o evin önünde diye düşündüm . Küçükken dünyada ki en mutlu , en güzel evin bu ev olduğunu sanırdım . Çünkü o bütün masumiyeti ve güzelliğiyle burada yaşıyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'' Zeynep '' (Tüm Kitapçı Raflarında)
Ficção AdolescenteZaten '' Zeynep '' kitap olmuştu. Ben burada okuyamayan arkadaşlarım için 15 bölümünü paylaşacağım. Geriye 8 bölümü kalacak. Eğer beğenir ve devam etmek isterseniz okumaya veya elimde kitap halinde bulunsun derseniz satın alabilirsiniz. Umarım hak e...