✽19✽

11.2K 671 82
                                    

Kendimi yazmak için en çok zorladığım bölümlerden biriydi. Kafamda bir sürü düşünce var. Hikayeyi ya erken final yapacağım ya da kaldıracağım. Bilmiyorum. Bu bölümü beğenecek misiniz onu da bilmiyorum gerçi. Her neyse, keyifli okumalar. Öpüyorum hepinizi.

Sabah alarmımın sesi ile uyandığımda yanımda Marcus yoktu. Bende bunu fırsat bilerek lavaboya gitmek için ayağa kalktım. Bugün kendimi daha iyi hissediyordum. Başım hafifçe ağrısa da çok şiddetli olmamasından dolayı bunu pek umursamamaya çalışıyordum. Okula gitmemem için hiçbir neden yoktu en azından. 

Lavaboya girip, sıcak bir duş aldıktan sonra dişimi de fırçalayıp tekrar odaya döndüm ve giyinmek üzere gardırobumun önüne geçtim. Biraz düşündükten sonra üst raftan siyah dar pantolonum ile kırmızı kareli gömleğimi de alarak üstüme geçirdim. Aynanın önüne geçip saçlarımı kuruttum ve onlara maşa ile hafifçe şekiller verdim. Bileğimde gevşeyen bandajı biraz daha sıkılaştırdıktan sonra ağrımaya başlaması nedeniyle makyaj yapmayı tercih etmeyip, çantamı da alarak merdivenlerden aşağıya inmeye başladım.

Salona indiğimde annemlerin salonda olmamasının aksine bir kahvaltı masası vardı. Fakat ben masaya kısaca bakıp, yememeyi tercih ettiğimde kapıyı açarak dışarı çıktım ve taksi durağına doğru yürümeye başladım.

...

Okula geldiğimde ilk olarak adımlarımı kantine yönlendirip kendime bir tost aldım ve daha sonra vakit kaybetmeden sınıfa doğru çıkmaya başladım. Beni görüp, geçmiş olsun dileklerini bildiren birkaç kişinin dışında henüz tanıdık kimseyi görmemiştim. Eddrick zaten çoğunlukla okula geç kalıyordu ki geç kalmasa bile onu koridorlarda ya da bahçede görmek imkansızdı. 

Sınıfa girdiğimde, Allie oturduğu yerden kalkarak hızlıca yanıma geldi ve elini koluma yerleştirerek "İyi misin?" diye sordu. Danielle ise uzaktan bakıp sadece gülümsemeyi tercih etmişti. Şu Marcus konusu yüzünden ikisine de kırgındım aslında, fakat pek de umurumda değildi. Danielle'ın aklından neler geçiyordu bilmiyordum. Sorgulayacak kadar da önemli bir konu olduğunu düşünmüyordum zaten. Allie'ye bakıp hafifçe gülümsedikten sonra "İyiyim." deyip kolundan kurtuldum ve kendimi sıraya atıp tostumu yemeye devam ettim. 

Tostumu, Connor ve Sean'ın beni güldürmek için kaza ile ilgili yaptıkları aptal espriler eşliğinde bitirdiğimde Bay Dwight derse girmiş fakat Eddrick hâlâ gelmemişti.

Bay Dwight tam da projeler ile ilgili konuşmaya başlayıp, projeleri teslim etme zamanımızın az kaldığını söylerken kapı açıldı ve içeriye her zamanki gibi dağınık saçları ile gözleri şişmiş bir Eddrick girdi. Ben onun bu haline gülmemek için dudaklarımı birbirine sertçe bastırırken sınıftaki bazı kızların sinir bozucu yorumlarına gözlerimi devirdim.

Bay Dwight kapının biraz önünde duran Eddrick'e sorgulayıcı bakışlarını atarak "Evet?" dediğinde Eddrick boğazını temizledikten sonra, "Geç kaldım, özür dilerim." diyerek karşılık verdi. Dudaklarını ıslatıp, bir süreliğine gözlerini bana diktikten sonra dudağının kenarı hafifçe yukarı kalkarak tekrar kafasını çevirdi. 

Bay Dwight masasının üzerinden kalemini alıp, tahtanın önüne geçtiğinde Eddrick'e bakmadan "Bir sonraki derse girersin, çık dışarı." deyip Eddrick'in gözlerini devirerek sınıftan çıkmasına neden oldu. İçimden salak adam diye geçirdim. Gerçekten salak. 

Ders aynı sıkıcılıkla bittiğinde Eddrick içeri girip, kısaca bana baktıktan sonra yerine geçip oturdu. Tüm o kolye olayından sonra o olayı düşünecek zamanım olmamıştı. Aslında şimdi de düşünmeyi tercih ettiğim bir konu değildi fakat, bilemiyordum aklımın bir tarafını sürekli meşgul ediyordu.

Yerimden yavaşça kalkıp ona doğru yürüdüğümde kafasını kaldırıp, gülümseyerek "Selam." dedi. Ben de ona gülümseyerek karşılık verdiğimde karşısındaki sıraya geçip oturdum. Danielle'ın gözleri rahatsız edici bir şekilde üzerimdeydi. Bir anda davranışlarının bu şekilde değişmesi hakkında en ufacık bir fikrim yoktu gerçekten. Çok garip davranıyordu. Bunu umursamayarak Eddrick'in "Nasılsın?" sorusuna karşılık gülümsedim ve, "Kendimi daha iyi hissediyorum." diyerek onu cevapladım. Ve ardından aklıma gelen düşünceyle, "Projemiz," dedim. "Projemizi tamamlamalıyız yoksa Bay Dwight sana daha fena takacak." 

Benim kıkırdamama o da gülerek karşılık verdiğinde sınıfın kapısı çok rahatsız edici bir şekilde açıldı ve kafamı çevirmem ile Marcus'u gördüm. Ah, tabiî ki Marcus'u gördüm. Görmem ile de kafamı çevirmem bir oldu. Onun bu davranışları artık gerçekten çok can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı ve benim bunlara dayanabilecek gücümün kaldığından da emin değildim. 

Bir süre sonra Marcus'u yanımda hissettiğimde kafamı kaldırıp gözlerimi soru sorarcasına gözlerine diktim. Saçlarını karıştırıp, onun için çok garip olan bir ses tonu ile sakince "Okula gelmemeliydin." dediğinde hızlıca "Kendimi iyi hissediyordum." diye cevap verdim. Birkaç dakika boyunca ikimiz de Marcus'a bakarken, bir şey söyleyecek gibi oldu fakat yine saçlarını karıştırırken kafasını aşağı yukarı sallayıp sınıftan çıktı. Ve tüm bu davranışının aksine çok daha garip bir şey oldu. Danielle üstünü düzelterek onun arkasından çıktı. Ah, ne tarafa kusmam gerekiyordu ki? 

Tekrar Eddrick'e döndüğümde onunda benim gibi şaşırmış suratını görerek kıkırdadım ve 'boşver' tarzında bir el işareti yaptım. Marcus hiçbir zaman çözülmesi kolay bir insan olmamıştı zaten. Şimdi de bu davranışını mantıklı bulmak saçma olurdu. Kazadan sonra bana eskisi gibi karışamayacağını zaten tahmin ediyordum. Yani, en başta buna zaten ben izin vermezdim. Fakat bu şekilde de ani değişen davranışları... Biraz farklı olmuştu, kabul ediyorum. 

Düşüncelerimi Eddrick'in, "Bugün planın var mı?" sorusu dağıttığında dudaklarımı dişlerimin arasına alarak birkaç saniye düşündüm ve sonunda nefesimi dışarı vererek "Hayır." dedim. 

Sıkıntılı bir şekilde elini ensesine atıp, gözlerini benden kaçırdığında alnım kırışmış bir şekilde onu izlemeye devam ettim. Sonunda tekrar bana bakıp, çenesini kaşıdı. "Peki... Sinemaya gidebilecek kadar kendini iyi hissediyor musun?"

Onun bu haline gülmemek için bırakın dudaklarımı ısırmayı, onları yerinden sökmem falan gerekiyordu sanırım. 

Ağzımdan ufak bir kıkırtının kaçmasına engel olamadıktan sonra, kaşlarımı yukarı kaldırarak "Bana çıkma mı teklif ediyorsun?" diye sordum ve onun saniyelik bir hızla kızarmasına neden oldum. Aklımda ne vardı bilmiyordum, ya da ne düşündüğümü. Tek istediğim olanları unutup Eddrick ile vakit geçirmekti. Bir süreliğine de olsa bütün sorunlardan uzaklaşmak istiyordum. Son zamanlarda ki olaylar beni resmen boğuyordu. Marcus bu zamana kadar benim hep yanımda olmuş olabilirdi fakat ben onu hiçbir zaman onun istediği şekilde sevemeyecektim. Şimdi neler planladığını da bilmiyordum. Düşünmek de istemiyordum gerçi. Sadece iyi hissetmek istiyordum. 

Saçlarımı karıştırıp, derin bir nefes aldığımda sınıftan içeri gülümseyerek Danielle girdi. 

Tekrar Eddrick'e döndüğümde, sorduğum soruya karşılık kafasını önüne eğip, "Sanırım, evet." diye mırıldanmasını duydum. Suratıma yerleşen gülümseme ile "Okuldan sonra gidelim öyleyse." dedim ve yerimden kalkarak çalan ders zili eşliğinde geçip kendi sırama oturdum.

EVA ✽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin