Yalandan Kalp

DOST

Hayatımda ilk defa dans ederken keyif aldığımı hatırlıyorum. Ufuk bana kendimi çok iyi hissettirmişti. Yerime oturduğumda ise Rüya bana dik dik bakıyor ve sırıtıyordu. Dördümüz oturduk ve gösteriyi izledik, ama birisinin bana baktığını hissediyordum. Kafamı çevirdiğimde o kişinin Ufuk olduğunu gördüm. Eğer ben de ona baksaydım utançtan patlayacaktım. Sonra birden Kerim ortaya bir soru attı. "Nasıl tanıştınız siz canım? Bu konuda hiç konuşmamıştık, merak ettim." dedi. Rüya hemen atıldı ve "Hastanede tanıştık." dedi. Şimdi bize ne kadar çok soru soracaklarını tahmin edebiliyordum. Ama birden bu masada Ufuk'un olmadığını gördüm. Maalesef ben de olamayacaktım çünkü bu soruları cevaplamakla uğraşmayacaktım. Bütün sorumluluğu Rüya'ya bıraktım ve "Ben tuvalete gidiyorum" dedim.

Tuvalet sırasında beklerken birden Ufuk'u gördüm. Yanında benim yaşlarımda bir kız vardı. Neden yaptığımı bilmiyorum ama onları gözetlemeye başlamıştım. Ama birden o kızın Ufuk'a sarıldığını gördüm. İçim içimi yiyordu. Neden bu kadar endişelendiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu ama yine de bu konuyu Ufuk'a sormak istiyordum. Tuvalete girdiğimde sadece kendime baktım ve bana çok ters olan bir şekilde çantamdan rujumu çıkardım ve sürdüm bugün kendimi çok garip hissediyordum. Dışarı çıktığımda Ufuk'u tekrar gördüm ama bu sefer yalnızdı. Anlaşılan o da beni görmüştü çünkü bana doğru yürümeye başladı.

"Masal, sen de mi Kerim'in saçma sorularından sıkıldın?"

"Öyle de denebilir."

O an gözlerini üzerimde hissettiğimde ben de ona baktım. Gözlerinin yeşil olduğunu gördüm. Bu nasıl oluyordu. 

"Gözlerin yeşil olmuş." dedim. Güldü. Bir insana gülmek ancak bu kadar yakışırdı. O gergin hatları yumuşamıştı, gözleri küçülmüştü. 

"Gözlerim genelde renk değiştirir. Karanlıkta kahverengi, ne zaman yeşil olduğunu kestirebilmiş değilim, denizde de mavi oluyor."

"Bukalemun gibi yani." dedim. Yine güldü. 

"Evet, bukalemun gibi."

Kendimi tutamadan "Az önce yanında olan kız kimdi?" diye sordum. Sorduğum anda pişman olmuştum. Beni ilgilendirmiyordu. O an özür dilemek geldi içimden, ama gerçekten çok merak etmiştim. Onun da yüz hatlarının gerildiğini gördüm, sanki düşünüyordu. Sonra tekrar güldü.

"Damla mı? En sevdiğim kuzenimdir. Buraya arkadaşlarıyla beraber gelmişler. Beni görünce de yanıma gelmek istedi."

Bir an rahatladığımı hissettim. Sonra da kendime kızdım. Neden daha yeni tanıştığım bir adamla bu kadar ilgileniyordum ki? Ben bunları düşünürken masaya geldiğimizi fark ettim. Rüya'nın yine güleceğine emindim. Ama o çok garip bir şekilde bana şaşırmış bakışlar atıyordu. Sonra garson geldi ne istediğimizi sordu. Kerim, Rüya ve Ufuk bira istediler. Ben ise sessiz kalmıştım. Kerim benim için de bira istedi. Garson gittiği anda ona saldırdım. "Ben bir yudum alsam sarhoş olurum. Siz içersiniz." dedim. Ufuk güldü,"Bu yıl sonu balosunda bile mi? Yanında biz varız, seni toparlarız merak etme." dedi. Bunu çok rahat söylemişti. Rüya'nın o yalvaran bakışlarını da görünce yumuşadım ve "Tamam ama fazlasına zorlamayın." dedim. Biralar gelince gerçekten de çok içmek istiyordum. Rüya ilk yudumunu aldığında ben de bardağı elime aldım ve kocaman bir yudum içtim. Bir yudum bile başımın dönmesine yetmişti.

"Masal istersen içme, sonuçta dokunuyorsa bu güzel gece berbat olacak." Bunu Ufuk söylemişti sesinde hangi duygunun olduğunu anlamamıştım ama bir yudum daha içtim.

"Şerefe" Rüya'nın sesi ile herkes bardaklarını tokuşturdu. Ben de gaza gelip bütün bardağı diktim. 

"Masal." Yine Ufuk'un sesi, "Bu sana biraz fazla gelmez mi sanki?" doğru söylüyordu bu bana çok fazla gelmişi ama gözüme Rüya takıldı. O da kötü gözüküyordu. Kerim de bunu görmüş olacak ki saate baktı. "Oo saat on bir olmuş." Hanımlar gitme vakti." Sonra Ufuk'a döndü ve "Ben arabada sadece Rüya'yla başa çıkabilirim. Siz de Masal'la arkamızdan gelirsiniz, zaten evleri yan yanaymış."