Aşağıdan bağırışlar gelince ayağa fırladım. Barış yatakta yoktu. Hızla kalkıp aşağı indim. Irmak bağırıp duruyordu. Sonra hepsinin kafası bana döndü barış beni süzdükten sonra gözleri alev aldı. Koray gözlerini kapatmış Irmak ise koşarak yanıma gelmişti " Defne üstünü giysen iyi edersin " kısa bir an üstüme baktım sonra merdivenlerden koşarak çıktım. Irmak arkamdan geldi " burası senin dolabın alış verişi ben yaptım " yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim."yalnız Defne birsey dicem" kısa bir an yere bakıp bana baktı " söyle hadi ırmak " ırmak başını olumlu anlamda sallayıp " iç çamaşırları barış seçti " dedi
Yüzüm kirmiziyla akraba olurken cekmecedeki çamaşırlara baktım . Hepsi erotik çamaşırlardi elime bir tanesini alıp aşağı indim barışın önünde durdum" barış " yüzüme bakmadan maçı izlemeye devam etti " barış " dedim tekrar bana bakmayınca masanın üstündeki viski yi yüzüne fırlattım. Viski barışın başından aşağı dökülürken ben sert adımlarla odama çıktım. Odama mi ? Ne çabuk kabullendim babama ulaşmam gerek çantami sırtıma attım . Koşar adımlarla evden çıktım . Barışın küfürleri kulağıma dolarken hızla bir taksiye bindim. Eve geldiğimde evin kapısını çaldım kapıyı melek abla açtı. Beni görür görmez sarıldı " iyimisin kuzum " taksi bekliyordu " melek abla 69 tl verir misin? " melek abla arkadaki taksiye bakıp başını salladı cebinden 100 TL çıkartıp verdi bende taksiciye götürdüm. Sonra içeri girdim babam elindeki viskisiyle oturmuş bana bakıyordu
" güzel kızım " bunu diyince biraz rahatlamistim
"Melek bugün tüm çalışanlar izinli " melek abla başını sallayıp içeri gitti sonra bütün çalışanlar sırayla dışarı çıktılar ama kapıyı açık bırakmışlardı
Kapıyı kapatmaya giderken babam bana seslendi
" bırak kapıyı gel sana bir sarılayım " gülüp babama koştum. Babama sarıldım sonra. Babam yanaklarımı öptü sonra boynumu. Çekilmek istedim ama bırakmadı. Sonra dilini hissettim. Onu itmeye çalıştım ama onun iri cüssesi altında solda sıfır kaldı. Sonra eli kalçama gitti ve beni kendine çekmeye çalıştı . Bağırıp çağırıyordum. Ağlıyordum hemde deli gibi. Pes etmişken çok tanıdık bir ses duydum. Babamda duymuş olacak ki o tarafa baktı barış gelmişti. Şuan onunla gitmek istiyordum. Barış koşarak yanımıza geldi. Beni öbür tarafa savururken babamı babam bile değil Güveni yumrukluyordu. Kandan yüzü görünmezken kendime gelip barış in kolunu tuttum. " lütfen gidelim " Güvenin yüzüne bir tekme atıp beni kucağına aldı. Boynuna sarılıp sakinleşmeye çalıştım. Arabaya geldiğimizde beni yolcu koltuğuna oturttu sonra oda sürücü koltuğuna bindi.
Oturur oturmaz arabayi çalıştırdı . Aşırı hızlı gidiyordu. Gözüm arkadaki bavuluma takıldı.
Barışa baktığımda bir eliyle direksiyonu sıkmış oburuylede direksiyona vuruyordu. Uyumak için kafamı cama yasladım ama uyuyamadım her gözümü kapattiğımda aklıma o anlar geliyordu. Çığlıklarım ve yalvarışlarım. Araba durduğunda geldiğimizi anladım . Elimi kaldıracak güç bulamıyorum kalçam ve boynum sızlıyordu. Barış kapıyı çaldı. O sırada bende akan göz yaşlarıma hakim olmaya çalışıyordum. Ama nafile beni dinlemiyorlardı.
Kapı açılınca daha da sıkı sarıldım tişörte
" abi ne oldu? neden getirdin ? " barış anlatmak yerine kısa kesip "sonra Koray "demeyi tercih etti Hızlı adımlarla odaya çıktık benim Odam yerine barışın odasına girdik. Beni yatağa uzandırdı
" uyu güzelim geliyorum " güzelim demesine sevinirken yaşadığım şeyleri hatırladıkça da Ağlıyordum . Yanlız kalmak yada uyumak istemiyordum " barış...lütfen gitme " barış kapının önünden dönüp yanıma geldi. Yatağa oturup bana baktı. Yaklaşık 5 dk kadar birbirimize baktık gözlerim dolmuş çenem titremeye başlamıştı. Ağladığımı görmesin diye başımı eydim. Ama şuan
Onun sevgisine ihtiyacım olduğu için başımı kaldırıp ağlamaklı bir tonla " sarılabilirmiyim ? " dedim.
Hayır dememesi için nerdeyse yalvaracaktım.
Basını hızla evet anlamında salladı . Sonra hemen kollarımı boynuna dolayıp ağlamaya başladım. Canım acıyordu. Elleri saçlarıma gitti. Saçlarımı koşarken belimi ovuyordu. "Canını acıttı mı? "
Sorusunu sorunca aklıma yine o anlar geldi
Hıçkırarak ağlamaya başladım " canını acıttı "
Tişörtümün eteklerinden tutup başımdan sıyırdı
Şuan derdinin kötü olmadığını düşündüğüm için sesimi çıkarmadım. Elini boynum daki morukların üstünde gezdirdi. Sonra elimden tutup ayağı kaldırdı. Pantolonumun düğmesini açtı. Pantolonumu çıkartırken hafif bir çığlık attım. Kalçam morarmıştı. Beş parmağını izi kalçama mos mor duruyordu. Barış elini morluğa uzatarak
" acıyor mu?" Dedi. Evet. Hemde deli gibi. Dolan gözlerimi kapattım." Biraz " barış ayağa kalkarak Boxer la kalana kadar üstünü çıkarttı. Sonra belimden tutarak beni göğsüne çekti. " barış yalvaririm beni bırakma bak benim artık kimsem yok eğer beni öldüreceksen sabah öldür " barış kaşlarını çatıp " senin kimsen yok diye birşey yok. Sen şimdi olmasada yarın yada 1 hafta yada bir yıl sonra olsa bile bana ait olacaksın. İliklerinde ilk öpücüğünde benim olacak. Ve sende. Her şeyinle bana ait" böyle demesi hoşuma gitmişti. Ve utanmıştım. Bakire olduğumu nerden biliyordu ki. Ama şuan uykuya ihtiyacım vardı gözlerimi kapatıp kafamı barışın göğsüne gömdümSabah kalktığım da Barış yoktu. Yataktan kalkıp dolabın başına geçtim. Siyah bol bir etek yarım kollu kare yaka yarım siyah bir tişört giydim. Banyoya gidip dişlerimi fırçaladım. Saçlarımı düzleştirdim evde ayakkabı giydigimiz için bordo spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Aynanın karşısına geçtiğimde boynumdaki morluklar gözüme çarpmıştı. Bunları kapatmak için kapatıcı yada fondetene ihtiyacım vardı ama makyaj malzemelerim yanımda değildi. Yavaş adımlarla Irmağın odasına gittim. Kapıyı çaldım. Ses gelmeyince bidaha çaldım ikinci Calista "gell" diye bağırışını duydum. Odaya girdiğimde hemen yastıklara baktım binlerce yastık vardı . Irmak yanıma gelip " se- sen miydin? Özür dilerim ben Koray sandım küsüz de onla genelde ozaman kapımı çalar yani şey pardon ben- " bu gidişle Irmağın susacağı yoktu " sorun değil Irmak kızmadım "
Irmağın gözleri parladı sonra yanıma gelip
" birşeymi istiyecektin " dedi başımı salladım
" fondetenim bitmiş de sende varmı " ırmak kafasını salladı koşup banyoya girdi 2 dk sonra banyodan 10 -11 tane fondetenle geldi sonra hepsini yatağa bıraktı " hangisini istiyorsan onu alabilirsin " kocaman gülümseyerek " teşekkür ederim " dedim. Sonra ten rengime uygun fondeteni bulup Irmağa uzattım " şey morluğa sürer misin? " boynunu kaldırdım Irmak uzun süre sessiz kaldı sonra " b-bu nasıl oldu Defne " dedi.
Gözlerim dolmuştu gözlerimi kaçırıp " ba-Guven iti yaptı " dedim. Irmak çok duygusal dı. Hemen gözleri doldu. Sonra eline biraz sıkıp morluğa hafif dokunuslarla sürdü " tamam canım gel " kollarını açmış bana bakıyordu. Bende kollarımı açıp ona sarıldım. Daha dün tanıştığım kızla kardeşim gibiydim. Ama kendimi kirli hissediyordum. İnsana fazlasıyla ağır bir yüktü bu. Barış gelmeseydi belkide..... kendimi üzmek istemedim. Ayağı kalkıp " ben iniyorum ırmak " dedim Irmak dolabın başında giysi ararken başını tamam anlamında salladı " tamam Defne sen in ben geliyorum "
Aşağı indiğimde barış ve koray oturmuş konuşuyorlardı. " prenses uyanmış " dedi Koray. Sadece güldüm. Sonra mutfağa gittim. Yumurta un süt ve şeker çıkartıp krep yapmaya başladım.
Tabii yarım saat malzemeleri aradım ama sonunda bulmuştum . Irmak da çay koymuştu bende salatayı hazırlıyordum. Sofra hazır olunca Koray ve barışı çağırdım. Kahvaltı bitince salona geçtik. Irmak mısır patlatmaya mutfağa gitmişti ben de koray in yanına oturup filmin başlamasını bekledim flim maceraydı yani Thor izliyorduk. Ve Thor tam bir DAŞ neyse " allahım bu Thor neden bukadar yakışıklı " dedim çünkü filme dalmıştım " ya demir adam daha yakışıklı " tamam demir adamına gideri vardı ama Thor kadar taş olamazdı "Hayır adamın kasa bak ay yerim ya" birden film kapandı. Barış sinirlenmişti. Bir dakika bu beni mi kıskandı .
" ne Thor muş koyayım böyle işe "masaya bir tekme atıp evden çıktı. Koray bana baktı sonra güldü sonra evden çıktı. Anlamadigim birseyler dönüyordu ama ne. Koray evden çıkınca Irmak bir iki kez çığlık atıp bana sarıldı . Ne oluyordu ya.
" ben odamdayım Irmak " ses gelmedi aman neyse Irmak bu. Odama gidip telefonumu elime aldım. Rehbere girdim. Efe yle konuşurdum efe benim kuzenim bu arada. Ama Rehberde sadece dört kişi kayıtlıydı Irmak Koray Kaslı Çocuk kaslı çocuğu aradım. Telefon kapanmak üzereyken açıldı.
" efendim Defne " bu barıştı " barış kendini kaslı çocuk diye kaydetmişsin" barış kahkaha atarken kapı çaldı " bir dakika barış kapı çalıyor. Irmak Irmak kapıya bak" ses gelmeyince " barış ben kapatıyorum Irmak uyudu galiba kapıya bakıcam "
Ses gelmedi sonra bi kız sesi " hadi Barış böyle yatakta bıraktın beni " barış ve bir kız iğrenç bir durumdu. Ondan o an tiksindim. Telefonu yüzüne kapatıp ısrarla çalan kapıya gittim. Kapıyı açtım. Karşımda en az barış kadar yakışıklı bir çocuk vardı. Esmer ve kalın dudaklar. Kahve rengi gözler. " selam " çocuk elini uzatınca bende uzattım
" ben savaş ve sende...." çocuk cevap beklerken
"Bende Defne memnun oldum " çocuk bana kocaman gülüp " içeri girebilirmiyim?" Dedi. Çocuk çok tatlı olsada evde Barış yoktu ve onu almam yanlış olabilirdi "Üzgünüm ama evde barış yok ve ben seni alamam eve " çocuk yine gülüp " haklısın söylemeyi unuttum ben barışın abisiyim " sonra. merdivenlerden ayak sesi geldi savaş kimin geldiğine baktı. Irmak aşağı iniyordu saçı dağılmıştı ve gözlerini zar zor açık tutuyordu .
"Cadıı " diyerek Irmağa koştu . Sonra Irmağı kucağına alıp döndürdü. "Savaş ne zaman döndün "
Çocuk İrmagin saçlarını düzeltirken diğer eliyle yanağını sıkıyordu " ya dün geldim . Süpriz yapalım dedim ama barış yokmuş " Irmak savaşın eline vurdu " dur be. Evet koray la bara gittiler neyse gel Defne yle tanış. "
Savaş bana bakıp göz kırptı. Ve cok sexiydi . Neyse
Sonra yanıma gelip kolunu belime sardı ve
" tanıştık da kim olduğunu söylemedi " Irmak dedikodu bulunca barışın kolundan tutup koltuğa çekti onlar konuşurken ben Odam a çıktım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarılsam...geçer mi?
De TodoGözlerine bakınca korktuğum adama şimdi sırılsıklam aşıktım. Çikolata kahvesi gözlerinde boğuldugum bazende erdiğimi hatırladıkça yeniden aşık oluyordum. Ama o ufak bir kıvılcımdı. Şimdi ise bende onunla yanıyordum.