BÖLÜM 2

448 8 2
                                    

Güzel sesiyle benden özür diledi. Bir insanın sesi bu kadar güzel olamazdı. Melekleri kıskandıracak kadar güzrl bir sese, insan nasıl sahip olabilir?

Düşüncelerimden sıyrılıp kendime geldiğimde, bana gülümsediğini fark ettim. Bende ona gülümseyerek,

'So-sorun değil.'

Hem kekeledim, hem de sesim kısık çıkmıştı. Kekelediğimi, sesimin kısık çıktığını fark etmiş olacak ki gülümsemesi genişledi. Daha çok gülmesini görmek istiyorum, daha çok gülümsemesini istiyorum. Başımı öne eğdim ve parmaklarımla oynamaya başladım. Parmaklarımla oynarken, bir el daha fark ettim. Tekrar ona bakınca bana gülümseyerek,

'Benim adım, Leyla. Sizin isminiz nedir?'

Kendimi toparlamaya çalışarak,
'Benim de adım, Ecrin. Memnun oldum.'

Elini sıktım. Elleri pamuk gibi yumuşak olduğunu fark ettim. O elleri hiç bırakmak istemedim. Ama ellerini ellerimden kendisi ayırmıştı. Oysa ben hep o elleri tutmak istiyordum ama o bunu bilmiyordu. Melek sesiyle müsaade isteyip yanımdan ayrılmıştı. Gidiyordu ve ben arkasından bakıyorum. Gitme demek istiyorum ama diyemiyorum. İsmi kulaklarımda melodi gibi yankılanıyordu. Leyla... Melek sesli cennet gözlü Leyla'm.

Gözden kaybolduğunda bende yoluma devam ettim. Çalıştığım cafeye geldiğimde, yaşlı, tombul, gözlüklü Semih Amca beni karşılamıştı. Ailem beni red ettikten sonra, Semih Amca beni yanına almıştı. Semih Amca tek yaşayan biriydi. Ben cafeye iş için başvurduğumda, bana kalacak yer de vermişti. Lezbiyen olduğumu söylediğimde, ailemin beni red ettiğini söylediğimde beni kendi kızı gibi benimsemişti. Semih Amca'nın çocukları uçak kazasında ölmüşlerdi. Birkaç yıl sonra da eşi kahrından ölmüştü. Benim hikayemi duyunca üzülmüştü ve beni kızı gibi seveceğini söylemişti. Öyle de yapıyordu. Ailemden görmediğim sevgiyi, şefkati, bana Semih Amca sağlıyordu. Hatta bana kalmam için sakin bir yerde ev bile almıştı. Ev küçüktü ama bana yeterdi. En azından başımı sokacağım bir yer olmuştu.

'Semih Amca, ben geldim.'

Semih Amca, bana baktı ve gülümseyerek,

'Hoşgeldin kızım. Dükkan sana emanet, ben arkadaşların yanına gidiyorum.'

'Tamam Semih Amca, gözün arkada kalmasın.'

Semih Amca bana sarıldı ve dükkandan ayrıldı. Küçük bi cafe işletiyorduk ve ikimize anca yetiyordu. Fazlasında gözüm yoktu ki. Şükrediyorum ki beni seven kızı gibi benimseyen Semih Amca var, başımı sokacağım küçük de olsa bir evim var. Keşke Meleğim de yanımda olabilse. Güzel Leyla'm... Acaba, yeniden karşılaşabilir miyiz?

Semih Amca geldiğinde cafeyi kapatmaya hazırlanıyordum. Semih Amca,

'Gel kızım, biraz sohbet edelim.'

'Tabi ki Semih Amca...'

Cafeyı kapattım, ama biz içerde oturuyorduk. İkimize sıcak çay yapmıştım. Çayları içerken Semih Amca konuşmaya başladı,

'Bak kızım, benim halim ortada biliyorsun. Seni kendi kızım gibi seviyorum. Seni kendi kızım gibi gördüğüme göre, artık mürüvetini de görmek istemem hakkım değil mi? Sana hayırlı bir kısmet buldum. Merak etme, o da senin gibi lezbiyen. Hemen hayır deme! Onunla tanışmanı, görüşmeni istiyorum. Hep yalnız yaşayamazsın ki? Ne dersim hatırım için onunla görüşür müsün?'

Semih Amca için herşeyi yaparım. Sonuçta babam gibi ve bana kol kanat gerdi. Leyla'm ne olacak peki? Gerçi o beni bilmiyor bile... Bilmediği birini nasıl sevebilir ki? Sevmek? Ben seviyor muyum peki? Hayır, hayır... Benimki sadece bir hayranlık olsa gerek dimi? Sevsem bile bir daha nerde görecem ki ben onu? Hem görüşmekten zarar çıkmaz dimi? Bana iyilik yapan Semih Amca'yı da kırmamış olurum.

'Güzel kızım, cevabın?'

Düşüncelerimden sıyrıldım. Hem ne kaybedebilirim ki? Görüşürüm ve olmadığını anlaşamadığımızı söylerim. Semih Amca'mda kırılmamış olur. İçten bir gülümsemeyle Semih Amca'nın ellerini tutarak,

'Olur, bir denerim.'

Diyebildim. SemihAmca bana sarıldı ve beni eve bıraktı. Yol boyunca hiç konuşmadık. Eve girdim ve direk yatağıma uzandım. Düşüncelerimle beraber uykuya daldım.

Gözlerimi araladığımda siyah bir silüet ile karşılaştım. Tam çığlık atacağımda elleriyle ağzımı kapattı. Karşı koyamadım ona, sanki hayali bir güç beni engelliyordu. Simsiyah bir kıyafet giymişti, sadece dudakları açıktaydı. Elinde bir not vardı ve elime bıraktı. Bende o notu sıkıca tuttum. Tam o sırada beni öpmeye başladı. Beni öpüyordu! Evime izinsiz giren, siyah kıyafetli bayan beni öpüyordu! İstemsizce gözlerimi kapattığımda, dudaklarımda bir soğukluk hissettim. Gözlerimi açtım ve gitmişti. Gözüm pencereye kaydı. Oradan girip
çıkmıştı. Ellerimi yumruk yaptım ve o sırada kağıt sesi duydum. Elime kağıt sıkıştırdığını hatırladım. Kağıdı hemen açtım ve okumaya başladım. Kısa bir not, gözlerimin irileşmesine neden olmuştu,

'Seni kimseye vermem! Sen benimsin!'



Aşkın "L" Hâli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin