BÖLÜM 5

301 7 0
                                    

Arkadaşım! Leyla bana arkadaşım dedi! Kalbime bir hançer gibi saplandığını hissettim. Gerçi başka ne yazacaktı ki? 'Sevgilimin morali bozuk, onun için parti düzenliyorum' mu yazacaktı? Tabi ki öyle bir şey olmaz. Gerçi, neden benim için böyle bir şey yaptıklarını hala anlamış değilim, ama en azından eve gitmekten iyidir.

Eve gitmeden, direk verilen adrese gittim. Eve gitmeye artık korkuyorum. O yüzden eve mümkün olduğunca gitmemeye karar verdim. Bir taksi durdurdum ve adresi taksiciye gösterdim. Taksici beni gösterdiğim adrese doğru götürürken, ben yine geceki olayı düşünmeye başladım. Ondan kurtulmak için ne yapabilirim ki? Bir de ona aşık olmamı istiyor. Bu mümkün değil! onunla Leyla'yı karşılaştırmam bile bir hataydı! Leyla'nın elini hissedince kalbim deli gibi atıyordu. Bu öyle bir atıştı kutuplara gitsem üşümem, çöllere gitsem yanmam. O, gece gelen kişi de kalbimi deli gibi attırıyordu. Ama bu atış, korku barındırıyordu. Sevgi, şefkat gibi bir duygu yoktu. Tamamen korku, telaş vardı. 

'Hanımefendi! Geldik.'

Kendimi toparladıktan sonra taksiciye parasını verip, indim. Etrafıma baktığımda ıssızlığın ortasındaydım. karşımda bir tane malikane vardı. Hemen taksiciyi durduracaktım ama çoktan gitmişti. Telefonumu çıkardım ve sürpriz! Şarjım bitmiş ve telefon kapanmış. El mahkum! Malikaneye doğru yürüdüm ve zile bastım. Yakut neden beni buraya davet etmiş olsun ki? Kapıyı Yakut açtı. Tam konuşacağım sırada, başıma hissettiğim bir şiddetle gözlerim karardı.

Gözlerimi açtığımda, dev gibi bir odada sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyordum. Başka hiçbir şey yoktu. Neden bağlıydım ki ben?! Bir dakika! En son hatırladığım, Yakut'un kapıyı açmasıydı. Yakut mu beni bağladı yani?!

'Yakut!! Hemen çöz beni!! Yakut!!!'

Hiç ses seda yoktu. Kimse beni duymuyor muydu acaba? Neden Yakut böyle bir şey yapsın ki? Acaba onu biri mi zorlamıştı? Kim zorlayabilir ki? Benim düşmanım mı var? Acaba O? O mu zorlamıştı?!

'Merhaba, Ecrin. Beni hatırladın mı?'

'Sen!!!'

Simsiyah karşımda duran, sadece dudakları görünen, O kadın! Yakut'u buna zorladığını biliyordum! Ondan her şey beklenir!

'Hemen çöz beni! Yakut'u da bu işe karıştırma-'

Arkasına doğru başını çevirdi,

'Yakut! Seni bu işe karıştırmamamı söylüyor. İstiyorsan gidebilirsin.'

O kızın yanına Yakut gelmişti. Yakut bana üzgün bir şekilde bakıyordu ve,

'Ecrin, çok özür dilerim. Ama, ablamı kıramazdım.'

Abla mı?! Yakut sen neye alet olduğunun farkında değilsin. Bu resmen adam kaçırma! Yavaş yavaş gittiğini gördüm. Beni de götürmesini, burada bırakmamasını istedim, ama artık gitmişti. 

'Sen! Yoksa, Le-Leyla mısın?'

Kekelememe engel olamamıştım. Leyla olmazdı! O olmamalıydı! Leyla'nın narin dokunuşları, onun dokunuşları gibi değildi. 

Yanıma yaklaştığında maskesini çıkarıyordu. Gözlerim, dudaklarından, maskeyle aynı anda yukarı doğru kayıyordu. Tamamen maskesi çıktığında, donup kalmıştı. Leyla'ydı! ama ondan daha farklı görünüyordu ve gözleri Leyla gibi derin bakmıyordu. bana yaklaşıp,

'Ben Leyla değilim. Kendimi sana tanıtayım. Ben Lara. Leyla'nın ikiz kardeşiyim.'

İkiz mi?! Yani üç kardeşler miydi? Leyla gibi bakmadığından, Leyla'nın dokunuşları gibi olmadığından, o olmadığını anlamıştım. Gözlerinde sevgiyi görebiliyorum, ama, Leyla gibi değildi. Kalbime işlemiyordu. bana yaklaşıp,

'Sana zarar vermem. Benden korkma.'

'Bunu,  iki gece evime gelip beni korkutan, beni zorla iznim olmadan öpen, kıyafetlerimi de iznim olmadan değiştiren, beni malikaneye davet edip, sözde moralimi düzeltmek için bu tezgahı kullanıp, Yakut'u kendi işine alet edip, Leyla'yı da buna dahil etmeye çalışıp, adam kaçıran, üstüne üstülük beni buraya bağlayan biri mi bana zarar vermez? Güldürme beni!'

Şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Bende kendime şaşırmıştım. Bunları ben tek nefeste mi söylemiştim. Üstelik beni buraya bağlayan ve istediğini yapabilecek olan birine resmen kafa tutmuştum. Beni burada öldürse bile, kimsenin ruhu duymazdı. Gerçi, beni Semih Amca dışında önemseyen hiç kimse yoktu ki. 

benden biraz uzaklaşmıştı. ama gözlerini net bir şekilde görebiliyordum. tıpkı Leyla'ya benziyordu, ama onun gibi bakmıyordu. gözlerindeki sevgi, parıltı, birden öfkeye dönüşmüştü. 

'Haklısın! Seni burada öldürsem, tecavüz etsem, kimsenin haberi olmaz dimi?!'

Gözlerim fal taşı gibi açılıp ona bakıyordum. Çığlık atsam, beni kim duyabilir ki?  Yakut da çoktan gitmişti. bana dokunmasını istemiyorum!

'Senden iğreniyorum!'

Bunu söylemem üzerine, öfkesi daha da artmıştı ve bana git gide yaklaşıyordu. Beni öpmeye başladı! Beni öpmesin! İstemiyorum! Ellerim, sandalyenin arkasına bağlı, ayaklarım da sandalyenin ayaklarına bağlı... Kurtulmaya çalışıyorum ama daha da sert öpmeye başlamıştı. Tırnakları derime batıyor. Sanırım, gerçekten de bana tecavüz edecek...

Aşkın "L" Hâli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin