Devrim'in Ağzından ;
Her zamankinden farklı bir gündü. Derin'in geleceğini tahmin ettim aslında , başsağlığı dileyip dilememek arasında tüm gün düşündüm . Parkta göz göz geldiğimiz o anda içimdeki sönmeyen yangın tekrar körüklendi , içim yandı . İnsan kaç kere aşık olur ki bir hayatta ? Ben hayatımı Derin'e aşık olmak için yaşardım , bal rengi gözlerine , derin derin bakışlarına , saçlarına , utanınca pembeleşen yanaklarına , upuzun kirpiklerine , sözlerine , kalbine , kalbimde hissettirdiklerine aşıktım ...
Gittiği günden beri bir yanım hep onu bekledi , veda bile etmeden gidişinin hesabını sormak içindi belki bu bekleyiş , belki bunca yılın hasretini gidermek için . Yeni bir hayat kurmuştum ardından , onun yıkıntılarını yamalıyarak bir hayat kurmaya çalışmıştım . Onu parkta gördüğümde koşmaya başladı ardından koşucaktım ki yapamadım , tam tersi yönde yürümeye , koşmaya hatta uçmaya başlamıştım nereye , nasıl gittiğimi bilmiyordum , ayaklarım yere basmıyordu sanki , sanki bu dünyada bile değildim . En sonunda evlerinin önünde buldum kendimi . Onu bir türlü uğurlıyamadım içimden , o yoktu belki bu şehirde ama ben hep hayaliyle konuştum , her derdimde ona koştum , her sevincimde yokluğunu farkedip gözyaşı döktüm . Şimdi gerçekten burdaydı , ne konuşabiliyor , ne de susabiliyordum . Yerle gök arasında bir yerdeydim .
Nefesini hissediyordum belki hayaldi yine , daha önceki gibi . Cebimde sakladığım bilekliğini aldım elime kapadım gözlerimi sımsıkıca , hissetmeye çalıştım onu , onsuzluğu.
Hissediyordum yanıbaşımdaydı .Sesini duyduğum an dizlerimin bağı çözüldü.'' Devrim '' dediğinde daha çok sıktım gözlerimi . Yanımdaydı işte gri gibi kokuyordu.
Gri kokulu gibiydi ...
Derin'in Ağzından
Gerçekten canı acıyor gibiydi , evet yakmıştım canını hiç istemeden bırakmıştım burda bir yarımı ama tuhaf bir şekilde hissediyordum ki canı yanma sırası bendeydi , bunca zaman nefes almışım , yaşamışım da cezasını çekicekmişim gibi . En çok ben yanmıştım belki , şimdi göz göre göre ericektim biliyordum. ''Devrim '' dedim titreyen sesimle , belki öfkeden belki acıdan , gözlerini sıktı derin bir nefes aldı.Bana döndü soru sorarcasına '' evet '' dedi . Benim soru sormam gerekiyordu , benim kapımın önündeydi. ''Burda ne işin var '' dedim tıpkı onun tavrıyla. '' Konuşma zamanı '' dedi. Belliki ılımlı bir konuşma olmıcaktı yine de insan kaçamıyor işte , yanına oturdum . '' Seni dinliyorum '' dedim gözlerine bakarak bir kaç saniyeliğine de olsa bir nefes mesafesinde sanki , sanki bana eskisi gibi bakmıştı . O an boynuna sarılmak istedim , geldim sevgilim , derinin geldi demek istedim sonrasında içimdeki sesi susturmayı da unutmadım , ardından gelen vicdan azabı da yine sızlamayı unutmadı . Devrim öksürdü ve önüne döndü . Başlıyordu işte , herşeyi yüzüme vurmaya başlıyordu...
'' Öncelikle başın sağolsun , anladığım kadarıyla bir süre buralardasın . '' Evet dercesine başımı salladım bana döndü '' Biz Seren'le '' suskunluk geldi çattı yine , sadece arkadaşız eskisi gibi demesini bekledim istemsizce gözlerimin dolduğunu hissettim . '' Biz Seren'le birlikteyiz ve yakın bir zamanda nişanlanıcaz , o yüzden umuyorum ki bir sorun çıkarmazsın , biz Seren'le birbirimizi seviyoruz , onu kelimelerinle incitmeni istemiyorum . '' Oturduğum yerde donakaldım , bu kadar mıydı ? Bu kadar yabancımıydı bana , evet ben gitmiştim yerimi en yakın arkadaşım mı doldurmuştu yani ? Hangi kelimesine şaşıracağımı şaşırır hale geldim , bağırmak , vurmak , hıçkırarak ağlamak , elime ne geçerse etrafa atmak istiyorum . Bendim ya , Derin . Ne yaşarsam yaşayım hep gururumla bu yaşa gelmiştim , belki çoğu şeyi gururumdan yaşamıştım , kızsam bile kimseyi kıramazdım , gidip yüzsüzce kimseyi kırmazdım . Bana nasıl bu kadar yabancıydı ? Onca söylemek istediğim hatta söylemem gerekenin ardından sadece ''mutluluklar '' dedim . Kafamda onlarca söz çınlamaya devam ederken koşarcasına eve girip kapıyı kapadım ve yere çömeldim elimdeki anahtar gözlerimden akan yaşların hızıyla düşüşteydi. Artmaya başladı gözyaşlarım , tutamaz oldum , engelleyemedim . Yanıma küçük kız kardeşim geldi , tam yanıma çömeldi ve sımsıkı sarıldı ağlamaya başladı , babam için ağlıyorum sanmıştı , yada herşeyin farkındaydı yada ben gerçekten bir yandan babam için ağlıyordum ...
Telefonumun uzun süreli çalmasından sonra uyandım ve açtım . Arayan Mirşat'tı beraber kahvaltı yapmayı kararlaştırdıktan sonra hazırlandım . Su içmek için mutfağa girdim , annem kahvaltı hazırlıyordu. Lanet olası gözlerim yine doldu , şu manzaraya öyle hasret kalmıştımki anne kokusuna , yuva kokusuna ben hala çocuktum ben hala hasrettim . Ses çıkarmadan evden çıktım . Taksiye binip yeni yapılan restoranta gittim . Giriş kapısından Mirşat'ı görebiliyordum , cam kenarında oturuyordu bir an olsun beni eski günlere döndürecek kişinin o olduğunu anımsadım beni düştüğüm yerden , daldığım düşüncelerden kurtaracak kişinin o olduğuna . Dünden beri yaşadıklarımı birkaç saatliğine düşünmemek için fırsatım vardı , kapıdan içeri girip Mirşat ' a sarıldım kahvaltımızı sipariş ettik , ellerimi tuttu , ellerimi öptü . Gerçekten iyi , gerçekten değerli hissettim . Kırılan bardak sesiyle sol tarafıma baktım ve o anda Devrim ve Seren'i gördüm . Tam karşımda birlikte oturuyorlardı . El ele , birliktelerdi . Dün Devrim'in dediğinin tam tersini yapmaya karar verdim , masadan hışımla kalktım , rezalet çıkarıcaktım , hesap soracaktım , kararlıydım ...
BÖLÜM SONU NOTU : Arkadaşlar bundan sonra her hafta bölüm atmak istiyorum , birinci ve ikinci bölüme oranla daha kısa ama daha seri bölümler gelicek . Soru ve görüşlerinizi yoruma bekliyorum oy vermeyi unutmayın :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİ KOKU
RomanceSoğuk bir kıs günüydü.Bir ayaz vardı dısarıda ve iliklerine kadar soğuğu hissetirecek karanlıgın ıcıne gömülmüş bir sis.Ve bir adam ;elinde kırık ve yarısı bitmiş bira şişesi.Sarhoş bir hayli.Tökezleyerek yürüyor buzlu kaldırımlarda.Köşede ufacık ço...