mutlu...*

83 5 4
                                    

-SİNAN ARTIK SENDEN BOŞANIYORUM, SANA DAYANAMIYORUM!!
+İYİ EDERSİN KURTULMUŞ OLURUM.

odamda öylece kavgaları dinliyerek oturuyordum, daha 4 yaşındaydım ama neyin ne olduğunu anlıyabiliyordum.
Kapı çaldı;
-oğlum.
+ne oldu anne.
-seni çok seviyorum biliyorsun değilmi
+evet anne biliyorum.
-senden bir şey istiyeceğim. hayatında en çok kendini ve kalbini sev tamam mı? Çünkü bütün ağır duyguları yaşıyan kalbindir. Kendin ise seni anlayan senin her anında her zaman yanında olan dünyadaki tek şeydir.
Anneme bir kaç dakka masum bakışlar attım;
+anne... ben artık kavga istemiyorum babamla barışın artık ne olur
Kadın oğluna artık babasıyla beraber yaşamıyacağını nasıl açıklayacağını bilemedi.
Birkaç dakka sessizlik oluştu...
-seni böyle büyütmek istemem ama oğuz... oğlum... biz babanızla ayrılıyoruz. Yani... şey... emm... babanla biz artık ayrı evlerde yaşıyacağız. Ama bu hayat felsefen, yani yaşamana yardım eden kelimen olsun her acı çektiğinde her üzüldüğünde her kırıldığında "ne kadar acı çekersen o kadar güçlü olursun" de kendi kendine
+tamam
Annem odadan çıkınca kendimi yatağa attım ve yatak sallandı bu beni cidden mutlu ediyordu çünkü yatakta soğuktu.
Annemin dediklerini düşünürken unutmamak için bir şeyler yapmalıydım yazmayı da bilmiyordum... bende odamdaki kuruboyaları ve resim kağıdını alıp o kelimeleri çağrıştıran resimler çizmeye çalıştım. Bi türlü olmuyordu bende vaz geçtim.
Odam çatı katındaydı ve çatıda bir pencere vardı, oraya tahtadan yapılmış merdiveni koyup çatıya çıkıyordum hep, yine merdiveni koydum, yorganımı ve ayıcığım şahanı alıp çatıya çıktım. öylece yıldızları izlerken düşündüm yine annemin dedikleri kesinlikle hayatımda okulda öğrendiklerimden daha çok işe yarıycaktı. Bunu her kavgadan ve her kapı çarpışmalarından anlıyordum. Şimdide bu ayrılığın hayatımı nasıl etkiliyebiliceğini düşünüyordum televizyonda denk gelmiştim annem bana çizgi filim açarken bi kanalda durmak zorunda kalmıştı o an yemek yanmıştı çünkü :P bende o kanalı seğretmek zorunda kaldım çocuk gelişiminden fln bassediyordu sıkılınca değiştirmek istedim koltuktan uzaktaydı kumanda tabi (milli görevidir bu kumandanın) üşenince uzanmaya çalıştım
Boyum kısa olduğundan düştüm ağladım tabi 4 yaşındaki bi çocuktan ne beklenir sonra kimsenin gelmediğini farkedince sürünerek almaya çalıştım kumandayı olmadı. Tükenip orda ağlayarak yatmaya başladım annem gelip beni "oy geçti geçti tamam" diye susturmaya çalışıyordu ulan ne geçtisi kumanda için ağlıyordum ben zaten... (ergen olmak için daha çok küçütüm ama dayanamıyor insan baksana annem fln kapıyı çarpmaları fln onlarda ergenlik denilen garip şeyi yaşıyorlardı heralde seslenmedim)
Neyse işte orda duymuştum çocukları çok etkilediğini bu tür olayların olacakları düşününce bi korkmuştum ama şu an pek umrumda değil sanırım, çünkü elimde mavi, turuncu, yeşil ve kırmızı renkte kuru boyalar vardı ve bir yerleri boyamak istiyorum elimde olunca.
Üzerinde oturduğum tahta çatıya mavi renkle yıldızlar çizdim kırmızıyla aralarından geçen dalgalı çizgiler, yeşille farklı boyutlarda daireler ve turuncuylada kendimi çizmeyi denedim kareden bir vicut çubuktan el ve bacaklar dairedende bir surattı aslında çizdiğim ama ben olarak çizdim onu sonuçta ^-^
-Bu benim özgürlüğe gittiğim an- diye geçirdim içimden

-oğuuuuzzzzzzz yemek hazııırr

Annemin sesinden çatıdaki pencereden yatağa tosladım ama yine yatak sallandı çok hoj ^-^
Şu kesindi. Mutlu olmayı biliyordum ve küçük oşduğumumdan en ufak şeyden mutlu oluyor, her şeye kanıyordum. Ama hep küçük kalamazdım dimi.

Sınırsız HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin