Kapıyı açıp ayağımda ki ayakkabıları çıkardım. Halının üstünde aceleyle çıkarılmış terliklerimi ayağıma geçirdim.
" Hoşgeldin bebeğim. Nasıl geçti ? " dedi Eylül.
Babamın vefatından sonra, Tekirdağdan İstanbul'a taşınmıştım. Bir ev kirasına para yetirecek bütçem yoktu elbette. Ev arkadaşı bulmak benim için zor olsada Eylül labirentteki çıkış kapımdı.
" Neler oldu inanamazsın. Şans bana güldü ilk defa. İşe başlıyorum yarın. " dedim mutfağa yönelerek. Arkamda sevinç çığlıkları atan Eylül kendinden geçmişti.
" Kızım sakin olsana biraz. Holding sahibi babamın arkadaşı çıktı. " o hâlâ yerinde zıplıyor tuhaf tuhaf sesler çıkarıyordu. Tezgahta duran salatalığı ağzıma attım. Onun sakinleşmesini bekleyerek uyuz uyuz salatalığı çiğnedim.
" Kutlayalım mı ? Dünya lütfen, biraz eğlenelim." Gözlerimi devirip ona baktım.
" Biz de eğlenecek para mı var Eylül ? Şu apartmanın yanında bir park var orada kutlarız diyorsan kutlayalım. " dedim gülerek. Sinsi bakışlar atarak elini göğsüne attı.
Çıkardığı paraları bana gösterip sinsi bakışlarını sürdürdü." Şaka mı yapıyorsun ? Dün doğalgaz faturasını öde dedim de iki saat ağladın param yok diye. Ne fena kızsın sen. " dedim gözlerimi kocaman açarak.
" Kutlama paralarımı senin doğalgaz faturalarına mı harcasaydım ? Hadi koş hazırlan. " Huysuzca omuz silktim.
" Gece kulübü falan diyeceksen o taraklarda bezim yok bilesin. Çıkalım alış verişe evde de bir kaç bir şey eksik. Onları alır bir de pasta yaptırır döneriz. " dedim. Anında suratı düştüğünde iri gözlerini bana dikti. Birazdan yalvarmaya başlayacaktı.
" Lütfen Dünya, bir kere kırsan şu tabularını. " Daha içimde oluşturduğum kaç taştan duvar vardı. Gece kulübüne gitmemem devede kulak misaliydi.
" Çay da demleriz. " dedim. Aniden surat ifadesi parladığında ikimiz de kahkahalarla gülmeye başlamıştık.
" Aldın kız gönlümü. Çay varsa bende varım. Hadi yürü şuradan yürüyerek gidelim sende bana detaylıca anlat iş olayını. "
" Üstümü değiştireceğim. İki dakika bekle. "
Odama hızla geçip üstümdekileri bir çırpıda çıkardım. Zaten çok rahat ettiğim de söylenemezdi. Topuklu ayakkabıları ayağımdan çıkardığım anda herşey gözüme güzel gözüktü. İş bulmuştum. Nasıl bir iş bulduğumu da bilmiyordum. Ama bulmuştum.
" Geldim. Hadi çıkalım. " Üstüme hırka almadan spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Asansörün düğmesine basıp gelmesini bekledim.
" Sen bu Holdingte ne olarak işe başlayacaksın ki ? " dedi Eylül kabine girdiğinde.
" Holdingte yer yokmuş. Otelleri varmış bir de bunların. Orada işte. " Geldiğimizi belirten ses Eylül'e hemen kapıyı açtırmıştı.
İlk defa bu kadar büyük bir yerde çalışmaya başlayacaktım. Büyük bir otel olması gözümü korkutuyordu. Çünkü yardımcı da olabilirdim. Tüm oteli temizlerken halimi düşündüm.
" Hangi otel o zaman ? Havalı ismi falan varsa arkadaşım orada çalışıyor derim. Arada bir de seni ziyarete gelirim. "
" Karahan Oteldi sanırım. Tam bilmiyorum ki. " dediğimde Eylül'ün gözleri fal taşı gibi açıldı. Yerinde hızlı hızlı yürürken bir anda önüme geçti. Oysa ki markete çok az kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA
ChickLitSaçları ıslak bedenen ve ruhen çırılçıplak bir kadın. Eskiden evinde en sevdiği yer olan salona doğru ilerliyor. Parkenin çıkardığı sesler düşüncelerine yön veriyor sanki. Küçük bir not kağıdı alıp elinde bir süre tutuyor. Bir şeyler yazmak istiyor...