Merhaba! Hem iğrenç hem kısa hemde çok geç gelen bir bölüm oldu ama lütfen yorum yapın :) ve küçük yıldıza basmayi unutmayın.
Ellerimi sarıp ringe çıktım, Tris'te ellerini sarmıştı. Biraz sonra en yakın arkadaşımı ölesiye dövmem gerekiyordu. Tris'te ringe çıktığında Eric kahkaha attı. " Burdan çıkarmanız gereken sonuç bazen düşmanınız en yakın arkadaşınız olabilir." Gülmeye devam etti. " Başlayın!" Birbirimizin etrafında dönmeye başladık. On beşinci turumuzda Four bağırmaya başladı. " Birbirinize vurmazsanız ikinizde topluluksuz kalacaksınız!" Sağ yumruğumu Tris'e doğru salladım." Üzgünüm,seni seviyorum."
***
İyi haber Tris ve ben topluluksuz kalmamıştık, kötü haber korku simülasyonu için sıra bekliyorduk. Four kapıyı açıp sıra bekleyen herkesin üzerinde gözlerini gezdirdi. " Tris." Tris'in etrafı mosmor olmuş gözleri direk bana döndüğünde gülümsedim. Dövüşü ben kazanmıştım. Ve Tris yediğimiz bokların ortaya çıkmasından ölümüne korkuyordu. Derin bir nefes alıp Four'un arkasından odaya girdi. " İkinizde sürekli derin nefesler alıyorsunuz, bir şey çevirdiğinizden değil ama öyle hissetiriyorsunuz." Katy'nin sesiyle nefes almayı bıraktım. Kısık kahkası duyuldu. " Nefes alma demedim. Ari ne çeviriyors-" Tris'in odadan çıkmasıyla Katy konuşmayı kesti. Hem Katy'den kurtulmak hemde Tris'e sarılmak için ayağa kalktım. " 12 dakika sanırım dikkat çekmedim ayrıca Four seni çağırıyor." Hızla kollarımı boynundan çekip odaya daldım. Krem renkli koltuğa oturup Four'un serumu enjekte etmesini izliyordum ki bir anda en büyük korkumun içinde buldum kenimi. Pariste ki yer altı mezarları! Kapalı alan korkumun değişik versiyonu. Hem karanlık hem dar alan nefes almamı güçleştiriyordu, nasıl kurtulacağımı ne yapacağımı bilmiyordum.Buraya gelmeden önce uyumsuzların söylediklerini hatırlamaya çalıştım, korku simülasyonlarını nasıl geçtiklerini. " Bu gerçek değil" diye fısıldadım."Bu gerçek değil!" Gözlerimi açtığımda okyanusun ortasındaydım. İkinci korkum, suda ki her türlü canlı. Burada oyalanmam gerekiyordu,uyumsuz olmadığım halde uyumsuz damgası yemek istemiyordum. Bir şeyler ayaklarıma değerken suda hiçbir şeyin olmadığını söyleyip duruyordum.
***
" Ariel! Uyan!" yüzüme dökülen su ile yerımden sıçradım. Karşımda Four'u göremeyi beklerken buz mavisi gözlerini belertmiş Eric yerime sinmemi sağladı. " Korku simülasyonlarında hiçbir şey yapmadan duramazsın!" Sanırım tüm korkusuzlar Eric'in bağırışını duymuştu." B-ben bir şeyler yapıyordum." Eric sırıttı. " Evet ölmeyi bekliyordun. Simülasyondan en kötü sonucu sen aldın, bence korkusuzlukla vedalaşmaya başla." Hırsla koltuktan kalkıp odadan çıktım. " Tanrım Ari!" Tris üstüme atladığında sırıttım. " Ne kadardır içerideyim?" Yüzü bembeyaz oldu, " 2 saat oldu Ariel." Derin bir nefes alıp yatakhaneye doğru yürütmeye başladım.Kendimi yüz üstü yatağa atıp boğulmayı planlıyordum.
***
" Duyduğuma göre gidiyormuşsun, zaten burası prenseslere göre bir her değil Ariel." Tom'un kahkahalarla beş yüzüncü kez söylediklerine göz devirdim. " Birilerinin gitmesine bu kadar meraklıysan belki de ilk sen gitmelisin." Tom bembeyaz suratı ile Four'a bakarken hepimiz gülüyorduk. " Ariel, Max seni çağırıyor. Bugün ki simülasyon ile ilgili." Gülüşüm bi taraflarıma kaçarken Four'un peşine takıldım. Tüm liderler Max'in odasındaydı.
" Sana tek sorumuz var Ariel. İlk korkundan 2 dakika içinde tıpkı uyumsuzlar gibi kurtulabilirken ikinci korkundan neden kurtulamadın? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEAR
Teen Fiction*** " Oh yani korkusuzların lideri Eric Coulter birini sevmekten korkuyor öyle mi ? " ***