1.Bölüm "2 Kısım"

83 6 6
                                    

Annem bunları söylerken ona hak vermiştim. Doğruydu ama bir yanlışlık payı da olmalıydı. Güzel bir kahvaltıdan sonra çıkmak için ayaklanırken annemin bana seslendiğini duydum. "Efendim anne?" diye sordum.

Gülerek "Geç kalma kızım. Baban kızıyor." dediğinde "Tamam"diyip bende güldüm. Sonrasında ise maraton gibi bir gün başlamıştı. Saatler sonra belirlenen yere gelmiş kızları arıyordum. Sonunda gözlerim aradığını bulmuş gibi gülümsedi. "Kızlar!" diye seslendim. Sesimle kızlar yaptığı işi bırakıp gülerek bana döndüler. Beni yanlarına çağırırken emin adımlarla yanlarına gittim. Kızlar bana hoş geldin derken bende hoş buldum dedim. Bugün önemliydi. İş büyüktü.

"Evet Işıl heyecanlı mısın?" dedi İnci sevecen bir halde.

Ona gülüp "Biraz" dedim ama çoktu aslında.

"Ah İnci burada Işıl'dan bahsediyoruz. O sana öyle bile olsa bunu belli etmez." diyen tabii ki benim en yakın dostum Neslihan'dı.

İnci alınıp "Ya Neslihan öyle deme " derken Neslihan ciddi bir sesle "Gerçekler" dedi.

Ben yokmuşum gibi konuşmaları üzerine öksürüp kendimi belli ettim. "Kızlar ben buradayım. Bilmem anlatabildim mi?"

İnci ve Neslihan bir an birbirine bakıp kaldı. Sonra her ikisi gülmeye başlayınca masadaki herkes güldü. Bu hayat güzeldi. Sevdiklerinle beraber daha da yaşanılırdı. Etrafa göz gezdirirken ne kadar kalabalık olduğunu yeni fark etmiştim. Bunu dile de getirdim."Çok kalabalık."

"Öyle" dedi içlerinden biri.

"Fazla talep var gibi." diyen inci'ydi.

Işıl ona hak verip "istediğimiz oldu. Hedefimize ulaştık" dediğinde Neslihan da ona destek olup "Çok haklısın canım. İstediğimiz gibi ilerliyor." dediğinde Berna lafa katıldı. "Babanın etkisi çok büyük."

Işıl anlamazca "Bu da ne demek?" diye sorunca Berna bilmişçe "Baban diyorum. Kermeste onun payı çok büyükmüş." dediğinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Biz her şeyi kendimiz yaptık sanırken babam duruma el atmıştı. Ah ne kadar acı.

"Işıl?"

Duyduğum sesle gerçeğe dönmüştüm. Neslihan bana üzgünce bakıyordu. Konuşmadım. Sadece baktım. Bu bakışı anladığına emindim. Babama bunun hesabını soracaktım. Kesin ve net!

Kermes çok iyi gidiyordu. Her şey satılırken özel bir setin hala durduğunu görmemle şaşırdım. Her şey alınırken bu neden alınmamıştı ki? Çok mu pahalıydı? Dayanamayıp kızlara sordum. "Bu parça neden satılmadı?''

Sorumla hepsinin odağı değişti. Gösterdiğim parçaya bakarken anlamsızca birbirlerine baktılar. Sonra Neslihan konuştu. "Çok pahalı." dedi.

"Evet öyle ama bundan daha pahalı ürünlerde vardı. Neden hala satılmadı ki?"

"Işıl. İnan bilmiyorum ama şuan onun satılmaması bile hiç sorun değil. Biz hedeflediğimiz tutarı çoktan tutturduk. O kalabilir." Bunları söyleyen Erva'ydı. Haklıydı ama ben neden rahatlayamıyordum. Bendeki değişimi fark eden kızlar telaşla sordu. "Sorun ne?"

"Bilmiyorum."

"O parça bana ait gibi hissediyorum."

"Dilersen biz alalım onu?" dediğinde İnci itiraz ettim. "Olmaz!"

"Tamam" diyip oradan ayrıldık. Yorucu bir gündü. Yemek yemek için oradan ayrılırken o satılmayan ürünün yerinde olmadığını gördüm. Satılmış mıydı? Yoksa... Kaldırmışlar mıydı? Çok düşündüğümü fark edip yemeği düşünmeye başladım. Hep gittiğimiz yere geldiğimizde Ali abi bizi yerimize alıp sevecen bir ifadeyle siparişlerimizi almıştı. Siparişlerimiz geldiğinde afiyetle yemiş üzerine kahvelerimizi içerken dedikodularımızı da yapmıştık. Kız olmak buydu. Bir araya gelince muhakkak konuşulacak bir şey bulunurdu. Erva'nın çalan telefonuyla ona döndük. "Bir sorun mu var?"

"Babam aradı. Eve dönmem gerek."

Herkes saate bakarken dönme kararı almıştı. Hesaplar ödenip evlere dağılırken yolda yorulduğumu hissetmiştim. Eve geldiğimde ev sessizdi. Fazla sessiz. Sonra oturma odasına geldiğimde annemi gördüm. Sonra babamı. Tam onlara seslenecekken gördüğüm kişiyle donup kaldım. Onun burada ne işi vardı?

Aşk Şarabı 🍷Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin