2.Bölüm "Sürpriz Misafir"

63 6 1
                                    


'Onun burada ne işi vardı? Onca sene sonra hayatıma bir anda geri gelemezdi. Tüm çocukluğum onunla geçmiş sonra bir anda okul için yurtdışına gitmişti.
O şimdi buradaydı ve ailemle benim evimde rahatça oturuyordu. Onunla
çok iyi anlaşamasam da onu seviyordum. Gerçekten severdim.
Bu aşk değildi biliyordum. Gitmesi beni üzmüştü. Onca zamanı beraber geçirmenin neticesiydi galiba. Kırılıyordun. Şimdi burada durmuş onun ailemle sohbet edişini izliyordum. Hayat ne garipti böyle. Sonra ona baktım. Oda şaşkındı. Beni süzmesinden anlamıştım. Oda beni arkadaşı olarak görür ona göre davranırdı. Bir zamanlar bir şeyler olabileceğini düşünmüş olduğumda bir gerçek tabii. Gençlik işte. Sustum. Etrafa bakındım. Benim evimdi ne farklı olacaktı ki? Sonra bir şey fark ettim. Daha önce olmayan bir şey... O şey daha önce yoktu ve şimdi salonumda duruyordu. Bunun Mehmet ile bir ilgisi olabilir miydi? O mu almıştı? Ama neden?

Babamın sesiyle düşüncelerimden sıyrılmıştım. "Işıl. Kızım misafirimize hoş geldin desene" diyordu babam. Omu hoş gelmişti ben mi boş gelmiştim bilmiyorum. Annemin uyaran bakışlarıyla ilk şoku atlatıp ona döndüm. Mehmet'e... Bana bakıyordu. Siyah gür saçları yana doğru taranmış yemyeşil gözleriyle çok yakışıklıydı. Hele o gülüşü yok muydu? Galiba en çok onu seviyordum. Yüzüme gerçek bir gülümseme yerleştirip "Hoş geldin, Mehmet" dedim. Elimi uzatıp "Uzun zaman oldu" demeyi de ihmal etmedim.

Bir bana bir elime baktı. Sonra o da o sevdiğim gülüşüyle "Hoş buldum, Işıl" dedi. Gülümsemesi hasta ediciydi. Sonra yine konuştu. "Evet, uzun zaman oldu." Beni yeniden süzüp "Büyümüşsün." dedi. "Değişmişsin." Bu sözle babamın bir kaşı havalanırken ben afallayıp bu cümledeki anlamı düşünüyordum. Hangi manada demişti? Neyim değişmişti ki? Büyümüştüm sadece. Sakin bir sesle "Zaman geçiyor ve saat çok hızlı ilerliyor. İster istemez bizde büyüyoruz." dediğimde Mehmet memnun olmuş bir şekilde "Haklısın" dedi. Bir süre sonra annemin bana yeniden bir şeyler sorduğunu duydum. Ben annemle konuşurken o babamla konuşuyordu. Babam nedense onu çok seviyordu. Saat ilerlemiş kalkma vakti gelmişti. Mehmet herkesle vedalaşıp sıra bana geldiğinde "Görüşürüz Işıl" dedi. Ben tam cevap verecekken "Seni görmek güzeldi." diyerek susturdu. Bu da neydi şimdi? Beni afallamış bir şekilde bırakırken salondaki şey yine dikkatimi çekti. Onu durdurup "Mehmet?" dedim. Bana döndü. "Efendim?"
Salonu gösterip "Onu unuttun" dedim.
O ise sırıtıp "Unutmadım" dedi. O sahibinin yanında. Yani senin."
Şaşırıp "Benim mi?" diye sordum. Kermeste de böyle hissetmiştim.
"Evet. O seni anlatıyor. Aslında onu bir arkadaşım almıştı bugün. Şans eseri gördüm ve aklıma sen geldin. Ondaki bir şey bana seni hatırlattı. Bak bakalım o şey ne? İyi geceler" diyip gitti. Ben ise öylece kalakaldım. Herkes yatmış ben salonda o tabloyu inceliyordum. Tabloda renk cümbüşü hakimdi ama bir renk huzurdu. Mavi... Mavi bir aşktı ve şuan baktığımda içim huzurla dolmuştu. Tabloyu elime alıp odama gittim. Duvarda güzel bir yer ayarlayıp astım. Güzel olmuştu. Ne gündü ama? Babama bile kızamamıştım. Üzerimi çıkarıp geceliğimi giydim. Yatağıma uzanıp bugünü düşündüm. Çok ilginçti. İnanasım gelmiyordu. Mehmet neden buradaydı ki? Kafam karışmıştı. Aşk kapımı çalıyordu yoksa. Bu düşünceyle kıkırdadım ama içim bir hoş olmadı. Bu beni durdurdu. O zaman başka bir şey olacaktı. Ve bu yolda Mehmet de bir şekilde benim yanımda olacaktı. Saat ilerlemiş ben tüm günün yorgunluğuyla beraber uykuya dalmıştım. Uyumak güzeldi gerçekten. Belki de bu son uykumdu. Kim bilir?

***

'Bu da neydi? Nerdeydim öyle? Buna inanamazdım. Ben ve orada yaşamak bu olamazdı. Annem, babam orada yoktu. Ben tek başıma ve yapayalnızdım. En önemlisi parasızdım.' Terler içinde uyandığımda bunun rüya olduğunu anlamam biraz uzun sürmüştü. Gördüklerim çok gerçekti. Ne derlerdi rüyalar tersine çıkardı öyleydi değil mi? Bilmediği şey ise hayatın oyunlarıydı.

Aşk Şarabı 🍷Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin