ILK RÜYAM

23 4 0
                                    

Artık aşkımı Yusuf'a anlamıştım. O da beni bir cips karşılığında tehdit etti. Eee sonuçta yapcak bir şey yok cips almakdan başka. Kıza gidip söylemesinden korktum. Bir an gerçekten söyler mi diye düşündüm. Söyleyip kızı üzmesinden korktum. Bu yüzden ona bir günlük harçlığımı vererek cips almasını sağladım. Gerçekten çok korkmuştum o an. Yani gidip kıza, "O çocuk seni seviyor." Demesinden, kızı üzmesinden, kızın benden nefret etmesinden korktum. Ne kadar söylemek ile tehdit etsede yinede benim arkadaşım, yapcak bir şey yok. Yusuf'a cips aldıkdan sonra Yusuf, "Merak etme zaten söylemeyecektim. Korkmana gerek yok." Bu sözlerinin üstüne çok sinirlenmiştim. Küsüp, darılıp ordan gitmek istedim. Ama gidemiyordum. Gelçi o sinirle ona aldığım cipsin yarısından çoğunu ben yedim. Bu yönden içim biraz rahatlamıştı. Ne için beni kandırıyorduki? Ne amacı vardı. Sadece ona aşık olduğum birni söyledim. Yusuf ile konuşa konuşa gidiyorduk. Saat 5 gibi, hafif akşama doğru ve güneşin en güzel gözüktüğü dakikalardı. Güneşin bulutlarda bıraktığı kırmızı ışıklar benim için en az o kız kadar güzeldi.

O gün, o gece kendimi sanki uçsuz bucaksız çayırlarda gibi hissediyordum. Sanki o gece o kızı düşününce gecem aydınlık oluyor, karanlıkta güneş gibi parlıyordu. Onu düşündüğüm her saat, her dakika ve her saniye beni ona bağlıyor ve bağladığı kadar mahvediyordu. Yani, daha 4. sınıfa gidiyorum ve canımdan çok sevdiğim biri oluyor. Çocukken aşık oldum ben. Ben onun yanına gitsemde o beni kovalayacaktı. Sanırım hayatım yeni başlıyordu. O gece ağlamadım. Aksine mutluydum. Ne kadar konuşmazsakda, ne kadar yanına gitmesemde ve ne kadar uzakdan izleyip gözlerinin o yeşil ormanlarında kaybolup gitsemde yinede mutluydum. Çünkü çok sevmiştim. Yani daha ilk günler böyleydi ya sonraki günler? Ya da yıllar sonrası bu kadar mutlu edicekmiydi? Belkide hayatımda en büyük adımları bu kız sayesinde atıcaktım.

O gece uykuya daldığımda bir rüya görmüştüm. Çok güzel ama bir o kadar garipti. O rüyada kızı gördüm. Yeşillik bir alan ve o alanın ortasında bir ağaç. Tek başına. kız o ağaçda salıncak ile sallanıyordu. Yanına gitmeye çalıştım. Lakin her adım attığımda ağaç benden uzaklaşıyordu. Gözlerimi kapattım ve tekrar açtığımda Kendimi ağacın yanında buldum. Ama kız ortada yoktu. Salıncak kendi kendine sallanıyordu. Az demin gördüğüm Sinem, şimdi yoktu. Kafamı kaldırıp baktığımda sinem az uzağımda duruyordu. Ona baktım. Oysa o ağaca bakıyordu. Sonra birden uyandım. Çok korktum. Lambayı yaktım. Kalbim hızlı atıyordu. Yani öyle bir atıyordu ki kalbim, sesini rahatlıkla duyabiliyordum. Mutfağa gittim ter kan içinde. Bir bardak su içtim. Birazda olsa kendime geldim. Biraz rahatladım. Sandalyeye oturdum. Ellerimi başıma koydum. Çok terliyordum. Lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Tekrar yatağıma uzandım. Derin bir nefes aldım. Düşünmeye başladım. Rüyamda o kızı gördüğüme mi sevineyim, yoksa rüyanın bende bıraktığı etkiye mi üzüleyim? Bilemedim. Gözlerimi tekrar kapatıp uykuya dalmak istedim ama her gözlerimi kapatışımda aklıma kızın gözleri geliyordu. Zaten beni ona aşık edende gözleriydi. Gözleri aldı beni, resmen yem yeşil ormanlara, çok güzel çayırlara bırakıyordu. Hep düşünerek uyudum. Hep bir sonraki günün hayalini kurarak uyudum. Ve bu hep devam edecekdi. Düşünmediğim gün olmayacakdı...

Bazen mutluluk kalbime ırak,
Aşkın kalbime uzak.
Mutluluk yaşamdan uzak.
Kendimi sana sevdirmek,
Sana dünyalar kadar uzak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UZUN YOL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin