ZARF

54 6 4
                                    


Fleurie - Breath

Karanlık ormanın içinde çaresizce oradan oraya koşuyordum.Yumuşak toprak ayaklarımı içine çekiyor,hareket etmemi zorlaştırıyordu.Nefes alamaz hale geldiğimde ellerimi dizlerime koyup soluklanmaya başladım.

Soğuk havanın ciğerlerime dolması ile ellerimi dizlerimden çekip doğruldum.Alnımda biriken ter damlalarını silmek için sol elimi kaldırdım.

Elimdeki kırmızı sıvıya korku ile baktım.İki elimide kaldırıp incelediğimde ellerimdeki sıvının kan olduğunu farkettim.

Şokun etkisi ile titremeye başlayan ellerimden akmaya başlayan kanı, temizlemek için yere çöktüm.

Ellerimi yumuşak toprağa sürtmeye başladığımda hissettiğim şeye karşılık duraksadım.Ellerim ile toprağı deşmeye başladığımda gördüğüm şey ile ormanın ürkütücü sessizliğine tiz çığlığım doldu.

Ter içinde kalan bedenim,hızlı nefeslerim ile sarsılıyordu.Gördüğüm rüya üzerine yataktan kalkıp banyoya gittim.Soğuk suyu suratıma çarpmam ile ağzımdan aldığım nefesimi,seslice geri verdim.Aynadaki yansımama ürkekçe bakıp tekrardan odama döndüm.

Hayatımdaki birçok yanlışın sebebi ile varolmuş,onların sonuçları ile yaşıyordum.O adamın hayatına son vermem hayatımdaki en doğru şeydi.

Artık özgürdüm.Her ne kadar geceleri kanter içinde uyansamda pişman değildim.Yapmam gerekeni yapmıştım ve sonuçlarına katlanmaya hazırdım.

Saatin 04.48 olduğunu gördükten sonra uyumak için tekrardan yatağımın içine girdim.Beş gecedir farklı rüyalar görmeye alışan zihnim,uykuya hasret kalmıştı.

Bir şey olmayacağını kendi kendime tekrarladıktan sonra gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

*****

Alarm çalmadan beş dakika önce uyandığımdan çalacak olan alarmı silip yatakta doğruldum.Omzumdaki dağınık saçlarımı sırtıma atıp terliklerimi ayağıma geçirdim.Lacivert perdelerimi çekip güneşin yüzüme vurması ile gözlerimi kıstım.

Havanın soğukluğuna aldırmadan odayı havalandırmak için pencereyi açtım.Üzerime aldığım polar ceketim ile banyoya gidip rutin işlerimi halletim.Odamdan gelen soğuk rüzgarın etkisi ile pencereyi kapatıp mutfağa ilerledim.

Mantarlı omlet için malzemeleri tezgaha çıkarıp salondan bilgisayarımı aldım.Kısa bir zaman sonra hazırladığım sıcak çayım ile omletimi yemeye başladım.

Geçen günleri takip ederek haberlere göz attım.Her haberlere baktığımda kalbimin ağzımda atması beklenir durumdu.Cesede kimsenin bulamayacak olduğunu biliyordum fakat yinede her gün haberlere bakmaktan alıkoyamıyordum kendimi.

İşe geç kalmak en son isteğim olduğundan bulaşıkları gelince halletmeye karar verip odama gittim.Özensizce hazırlanıp kalın asker yeşili montumu üstüme geçirdim.

Siyah şapkamı kafama taktıktan sonra sırt çantama anahtarlarımı atıp evden çıktım.Merdivenlerden hızlıca inip apartman kapısını ittirip dışarı çıktım.

Soğuk havanın içime işlemesi ile ellerimi yumruk yapıp montumun cebine koydum.Otobüs durağına yürüdükten sonra yaklaşık on dakika kadar bekledim.Hissetmediğim burnum akmaya başladığında peçete ie burnumu sildim.

Hiçbir zaman yer olmadığını bildiğim otobüste, yaşlı bayanın yanındaki koltuğu boş görünce şaşkınlıkla boş yere ilerledim.Oturarak gitmenin verdiği haz ile çalıştığım cafeye yaklaşınca indim.

Soğuktan hızla kaçarak cafeye girdim.Anıl'ın sildiği yerlere, basmamaya özen göstererek kaloriferin yanındaki koltuğa oturup kan akışı durmuş olan parmaklarımı kalorifere yapıştırdım.

''Yüzün kıpkırmızı,özellikle burnun.''

Anıl'ın gülerek söylediğine karşılık birazda olsun ısınmış elimi burnuma götürüp ısınması için parmaklarımın arasına aldım.Anıl'a hafif bir tebessüm gönderip üstümdeki montu vestiyere astım.

Her zamanki gibi müşteri öncesi cafeyi hazırlamak için Anıl'a yardıma yanına gittim.Bugün tek dileğim yorucu birgüne karşı dirençli olmaktı.

*****

Anıl'ın yine aptal aşık gibi davranması üzerine otobüsten inmiş eve doğru yürüyordum.Yoğun geçen günün sonunda yorgun düşen bedenime kıyamamış erken çıkmama göz yummuştu.

Hava çoktan kararmış,soğuk ise tüm gücüyle vücut direncimi yıkmaya çalışıyordu.Ağzım ile burnumu atkımın içine tekrardan yerleştirip hızlı adımlarla apartmana doğru ilerledim.

Her daim açık olan apartman kapısını ittireceğim sırada kapının geri çekilmesi ile elim havada kaldı.Daha önce hiç görmediğim adam nazikçe gülümseyip içeri geçmem için kapıyı tutarak geri çekildi.

Gözlerindeki sıcak bakışlara karşılık verip tebessüm ettim.İçeri girip arkama bakmadan hızlıca merdivenleri çıkmaya başladım.Dış kapının kapanma sesini duyduğumda kime geldiğini merak eder halde kapımın önüne geldim.

Kapının önüne bırakılan siyah zarfa birkaç saniye baktıktan sonra donuk hareketlerle zarfı elime aldım.Cebimden çıkardığım anahtarlarım ile kapıyı hızlıca açtım.

Elimdeki zarfı kafamdaki soru işaretlerim ile salondaki sehpanın üzerine bıraktım.Odama gidip üzerimi hızlıca değiştirdikten sonra merakla L koltuğuma oturup sehpanın üzerinden zarfı aldım.

Tedirginlikle zarfı açıp içinden çıkan kağıda yazılmış olanları okumaya başladım.

Yaptıklarından sonra içinin bu kadar rahat olması garip,içini kemiren düşüncene cevap vereyim...

Her şeyi biliyorum.

Yorumlarınızı bekliyorum...

ORTAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin