SON ŞANS!

56 6 4
                                    

Elimdeki zarf ile öylece oturduğum yerde kaldım,bu imkansızdı.Etrafta kimsenin olmadığına emindim.Şaşkınlık içerisinde ellerimi kafama dayadım.Yazan kişi notun altına buluşma yeri ile saatinide yazmıştı.

Gerçeği bilmese bile hangi nedenle,kim böyle bir şey gönderirdi ki?Aklımı kaçıracak gibi,korkudan evin içinde tur atmaya başladım.Soğuk kış gününde bile terlemeye başlamıştım.

Kan akışım korku ile hızlanmış,ellerim telaştan titremeye başlamıştı.Mantıklı düşünmeliydim.Yazan kişi böyle bir not gönderip buluşmak istemişti.

Eğer ki beni direk ele vermek isteseydi polislere gidip her şeyi anlatabilirdi.O ise bir nevi şantaj ile beni korkutup buluşmak istemişti.

Telaşla mutfağa gidip büyük bir bardağa su doldurdum.Suyu büyük yudumlar ile içerken çalan kapı bir anda nefesimi kesti.

Öksürerek bardağı masaya bıraktım.Korku ile kapıya doğru yanaştım.Eğer düşündüğüm şey ise hayatım bitmişti.

Sertçe yutkunup kapı deliğinden kimin olduğuna baktım.Üst katta oturan Nejla teyzeyi görünce derin bir nefes verip kapıyı açtım.

Gülümsemesi yavaş yavaş yüzünden silinen Nejla teyzeye sahte bir gülümseme ile baktım.

''Merhaba,Nejla teyze.''

Çatılan kaşları ile yüzümü inceliyordu.

''Eylül,iyi misin kızım?Yüzün bembeyaz,terlemişsinde.''

''Ah!Spor yapıyordum da ondan biraz terledim.''

Sıcak bir gülümseme göndermeye çalışıp dudaklarımı birbirine bastırdım.

''İyi madem,bende mantı yapmıştım sanada getirdim bir tabak.''

Elindeki tabağı görmem ile gülümsedim.Kafamı mahcupça yana yatırıp uzattığı tabağı elinden aldım.

''Çok teşekkür ederim,ellerine sağlık.''

Kafa salladıktan sonra gülümseyip merdivenleri çıkmaya başladı.Etrafa göz gezdirdikten sonra içeri girip kapıyı kilitledim.Elimdeki mantı dolu tabağı mutfağa bırakıp salona geçtim.

Normal şartlarda hiç bekletmeden mideme indireceğim mantıyı düşünmeden zarfa tekrardan baktım.Gözlerim buluşma yeri ile saatine takıldığında aklıma takılan soru ile dudağımı ısırdım.

Buluşmaya gidecek miydim?

Elinde herhangi bir kanıtı olsaydı mutlaka onuda gönderirdi diye düşündüğümden buluşmaya gitmeme kararı aldım.

Sakin olmaya özen göstererek zihnimi toparlamaya çalıştım.Hayatımın geri kalanını özgür yaşamak için cinayet işlemişsem bundan sonrasında dört duvar arasında yaşayamazdım.

Ne olursa olsun asla hapishaneye girmeyecektim!

****

Şişkin gözaltlarım ile korkunç görünüyordum.Dün akşam ki zarftan sonra ne uyuyabilmiş nede dinlenebilmiştim.

Siparişlerin hazır olmasını beklerken buluşma saatinin geçmesini bekliyordum.İçimdeki korkudan her an polis basacakmış gibi hissediyordum.Sol kolumu sallayıp saatin bileğime kaymasını sağladım.

Saat 16.23'ü gösteriyordu.Sessizce iç çekip telaşla zamanın geçmesini bekledim.Arkamda iz bırakmadığımdanda emindim oysaki.

''Eylül!''

Selda ablanın dürtmesi ile sıçrayıp kendime geldim.Mahcupça gülümsemeye çalışıp iki sade türk kahvesini elime aldım.

Kendime gelmem gerekiyordu,boğazımı temizleyip altı numaralı masaya ilerledim.Kahveleri servis ederken gülümsemeye çalışıyor,bir yandanda gözlerini üzerimden çekememiş olan sarışın çocuğa bakmamaya çalışıyordum.

''Pardon,pastanız var mı?''

Gözlerini üzerimden çekemeyen sarışın çocuk, sorduğu soru ile sinirimi tepeme çıkarmıştı.Önündeki menüde zaten pasta çeşitleri yazıyordu.Kendime hakim olup gülümsedim.

''Tabi.''

''Ben limonlu cheescake istiyorum.''

Kafamı olumlu salladıktan sonra menüleri alıp gideceğim sırada esmer olan küstahca bağırdı.

''Hey,bir saniye.''

''Buyrun?''

Yüzünü buruşturup kahveyi gösterdi.

''Sade istemiştik,bildiğin şekerli bu!''

''Emin misiniz?''

Sabrımın son kırıntıları ile sakin olabildiğince nazik davrandım.

''Son kararım,git bana bu kahveyi yapan beceriksizi çağır!''

İçtenlikle gülümseyip elimde tuttuğum menüleri nazikçe masaya bıraktım.

''Birde şöyle deneyelim,olmazsa çağırırım.''

Tuzluğu elime aldığımda ikiside ne yapacağımı şaşkınlıkla izliyordu.Kahveye tuz dökmeye başladığımda şaşkınlıkla gözlerini açmış kahveye bakıyorlardı.

''İşte,bir daha deneyin lütfen.''

Esmer olan kendine geldiğinde sinirle bağırdı.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen?''

''Şekerli kahvenize tuz ekliyorum,ama rica ederim sizde kendinize bir şeyler ekleyin fazla sadesiniz,sadece görüntüden ibaret.''

Kafamı tekrardan aşağıya indirip gülümsedim.Menüleri elime alıp kasaya doğru ilerlediğimde kovulmamak için dua ediyordum.Hayatımda birçok küstah davranan müşteri görmüştüm ama bugün dayanamamış cevabını vermiştim.

Menüleri yerine bırakır bırakmaz başka bir masanın siparişlerini almak için yerimden ayrıldım.Az önce yanlarından olaylı ayrıldığım müşteriler kalkıyorlardı.Hesabıda benden değil Anıl'dan istemişlerdi.

İçimin rahatlaması ile diğer masanın siparişini aldım.İçimden sürekli bütün günün sıradan,yorucu geçmesi için dua ediyordum.

****

Buluşma saatini geçen iki saatin ardından otobüsten inmiş eve yürüyordum.Gecenin ürkütücü karanlığı,gerginliğime korku ekliyor daha da tedirgin olmama neden oluyordu.

Her zamanki gibi dikkatimi adımlarıma verdim.Hem aklımdaki düşüncelere sınır çekiyor hemde adımlarımı daha hızlı saymak için hızlandırıyordum.

Apartmanın her zaman açık olan kapısını ittirip merdivenlerden çıkmaya başladım.Kapımın önüne geldiğimde nefesimi kesen şeye uzun süre korkulu gözlerle baktım.

Kapımdaki siyah kutu içime alev düşürmüş,ilerleyerek tüm hayati organlarımı yakıyordu.Etrafıma korku ile göz attıktan sonra hızla kutuyu elime alıp kapıyı açtım.

Salona girdiğimde çantamı oturduğum koltuğun yanına koyup kutuya baktım.Ne üstümü değiştirecek nede soluklanacaktım.Aklımdan geçen tek şey,kutuda korktuğum şeyin olmasıydı.

Titrek bir nefes alıp siyah,küçük,kare kutunun kapağını açtım.Gözlerime değen şeyin flash bellek olması ile sehpanın üzerinden bilgisayarımı alıp flash belleği yerleştirdim.

İçindeki videoyu oynattığımda gördüklerim karşısında donakaldım.Dolan gözlerim,titreyen çenem ile videoyu izliyordum.

Karanlık ormanın içinde,yüzümüze dolan dolunay ışığı ile çoğu şey görünüyordu.Karşımda sırıtan adama,öfke ile bakıp arkamda sakladığım bıçağı geçirmem aniden oldu.Adamın yarım saniye kadar can çekişmesini izledikten sonra gömmek için harekete geçtim.Sonrasında ise adamı kazdığım çukara attım.Üstüne toprak atmaya başladığım sırada görüntü kayboldu ve ardından bana hitaben yazılan yazılar çıktı.

Bu sana verdiğim son şans!Ya buluşmaya gelirsin,ya da hayatın boyunca gökyüzüne hasret yaşarsın!

Votelerinizi,yorumlarınızı esirgemeyin...Fikirlerinizi bilmek isterim.

ORTAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin