Romy'nin neler hissettiğini düşünüyordum şimdi. Onu tanıdığımdan beri değişik davranışları vardı. Geçmiş ile bağının çok kopuk olduğunu biliyordum. Hatırlayamadığı şeyler olduğunu söylüyordu ve hep kaçıyordu. Şimdi, bu kadar çok geçmiş, ona fazla gelir miydi?
Telefona baktım. Ona ne kadar çok önemsediğimi anlatmak istedim. Onun mutlu olması benim için ne kadar da değerliydi. Oysa onda her zaman donuk bir şeyler vardı. Mevsimin Sonbahar oluşu ve gece, yağmur beni düşüncelere bir melankoliye sevk etmişti.
"Ooo Romy geçmişi hatırlaman için neler vermezdim."
Acaba bu günlükte ipuçları var mıydı? Onu ona anlatabilir miydi bu sayfalar? Şimdi bir şeyler içmenin tam sırasıydı. Sakin ve güzel düşünmeye ihtiyacım vardı. Bu bir şanstı, Viyana bir şans olacaktı. O günlük, o ev, ona geçmişten seslenen akrabası bir şans olmalıydı. Bardan bir kadeh aldım ve en sevdiğim şaraptan doldurdum.
Çalışma masamın üstündeki her şeyden farklı görünen iki şey olacaktı birkaç dakika içinde. Birisi o günlük ve diğeri kadehim. Ve Romy'nin de okuduğunu biliyordum. Şimdi o Sonbahar gününde yalnız, tıpkı günlükteki Constance gibi bir başına geçmişten bir şeyler ararken düşündüm onu. Kont Fleming'in aşk sözcüklerini söyleyen ben olmak için Onu aradım:
"Hiçbir şey söyleme, okumadan ben söylemek istedim." Ve okuduğum kısımları ona aynen tekrarladım:
" 3 Mayıs 1770:
Kırlarda gezerken
Bugün kırlarda gezerken ve güneş altın sarısını bizden esirgemezken, mutluyken, daha bir güzelsiniz. Fazla abarttığımı söylemeyin sakın, "iltifat ediyorsunuz yine" diyerek benden gizleyemezsiniz sırrınızı. Biliyordunuz öyle değil mi, nasıl da büyüleyeceğinizi beni ve çevrenizdekileri. Sırrınız bende saklı, onun için hiç çekinmeyin. Kırlarda gezerken mutluyuz bundan fazlası olamaz, işte kimse duymadan söylüyorum "Sonsuz aşkın sırrını buldunuz öyle değil mi?" . Ve benimle paylaşmayı seçtiniz, aşkın altın rengini.
O altın renkleri görebilenlere ne mutlu, onların artık bir sırrı var ... Kırlarda gezerken, yanı başımızda dostlar, gülüşmeler, fısıltılı sözler ve sırrımız. Aşkın altın rengi müzikle sarhoş ederken bizi sakın söylemeyin size iltifat ettiğimi."
"Ryan bu çok güzel, Constance'ın kim olduğunu merak etmiyor musun?" diye güzel bir müzik gibi sordu.
"Yani günlüğü bitirdin mi?" diye merakımı gizleyemedim.
"Hemen hemen ve O kadına hayran oldum", dedi.
Ve dayanamayıp Kont Fleming'ten bir başka kısmı okuyacaktım."17 Mayıs 1770:
Yeni bir yaşam
Elimde değil heyecanlanıyorum. Bir yaşam daha sunulmuş gibi. Sanki hiç sona ermeyecek bir günde o baş döndüren ilkbahar bahçesinde dolaşacakmışız gibi.
Mutluluk damarlarımda dolaşıyor, zehirlerin en güzeli beni yeni yaşamımda karşılıyor. Fazla düşünmeye gerek yok kelimeler dökülüyor müzik yardımcı oluyor.
Zehir sizin elinizden mi? Bilmeliydim. Ne mükemmel bir hayat bu, bir sonrakini düşünmeden onun için tasalanmadan. Bıraktım artık geçmişteki yaraları, ne de olsa zehir sizin elinizden.
Bizim için çalıyor olmalılar, yoksa bu kadar kesin olmazdı notalar; istediğim gibi tekrar tekrar. Şimdi yürüyelim beraber gölün etrafında; kuğular süzülürken, müzik eşlik ederken, bin bir çiçek güneşe gülümserken, beraber yürüyelim yeni bir yaşama."
"Söyle Ryan yeni bir yaşama yürüyor olabilir miyiz?", derken sesinde bir parça titreme hissettim.
"Her ne olursa olsun yanındayım sevgili" ,derken kararlılığımı gösteriyordum. Bu sefer O alıntı yapacaktı:
"Mozart'tan bahsediyor,aşktan, Viyana'dan... Maskeli Balo, notaları duyabiliyorum Ryan şunu dinle:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Öykünün Romy'si
Cerita PendekOkuyan için gerçekten de yaratıcının yazar olduğunu bilmek kolaysa da, Onun için durum farklıydı. Yazarın iyi bir hikaye bulması gerekiyordu belki de. Onun geçmişini yazarken geleceğini biraz düşünmüşken... Onun yaratıcısı yazarı geçmişini iki öykü...