Acı...hissettiğimiz tek şey bu oldu.Diğerlerine ne oldu gerçekten bilmiyorum ve bu beni öfkelendiriyor.Eğer o aptallar dostlarıma zarar vermişse -ki verdiklerinden eminim- onları parçalarım.
Büyük gün yaklaşıyor.Sonunda geri dönmeme çok az kaldı,dostlarımı kurtarıp intikam almak için geri dönmeme çok az kaldı.Sadece tek bir görev.
Bir sürü şey gördüm,1900'lerden bu yana yaşayan kurtadamlar,güçlerini kusursuzca kullanabilen ölüm perileri,zaman-gök gürültüsü-şimşek-toprak-ateş-su vb. kitsuneler,kendi türünden güçlerini çalıp kendilerini güçlendiren çakallar,druidler,wendigolar,avcılar.....
ve ben hepsinden eğitim alıp kendimi geliştirdim,ama en güzeli en sonda.Şuanda Mısır dayım ve Jamie adında bir druid arıyorum.Bu druid bana istediğimi vericek.Güç.....
Söylenenlere göre bu druid karanlık sanatları kullanarak kendini ölümsüz yapmış.Ve yaşayan en yaşlı doğaüstü canlı tam 1500 yaş civarlarında . Benim yeteneklerimi önplana çıkarıp ruhumu karanlıkla kaplayacak ve güçlerimi olduğundan kat kat arttıracak ve bana ekstra güç verecek.
Bunları yapmak için karşılık isteyeceğinden eminim ama karşılığında ne olursa yaparım.ama yanlış tahmin etmiyorsam benden birini bulup ona getirmemi isteyecek.Bunları nereden mi biliyorum?Hektor.Brezilyada tanıştığım bir Alpha.Çok güçlü,yetenekli ve merhametli birisi.Ondan da çok şey öğrendim.
Muhteşem Keops'un kraliçe odasında gizli bir geçit varmış ve o geçit druid in odasına gidiyormuş,yani bende oraya gidiyorum.Tabi yalnız değil.Buraya elini kolunu sallaya sallaya girilebileceğini hiç sanmıyorum.Tur rehberi bizi koridordan geçirirken uzun uzun buranın hikayesini anlatıyor.
Ve nihayet kraliçe odası.Vaov burası cidden büyük ve güzel.
"...aslında mısır piramitleri firavunların mezarlarını ve hazinelerini barındırır.Tıpkı burada ki gibi."
ne yani bu adam bir mezarın gizli bir odasında mı yaşıyor.Gerçi şaşırmamalıyım.Onlar druid.Yürürken aynı zamanda gizlenebileceğim bir yer arıyordum.Ve bingo.Hemen tabut un arka sol çaprazında bir aralık var.Saklanabilecek bir yer buldum şimdi de zaman kollamalıyım.
"ahh.Lanet olası küçük taşlar."
"beyefendi iyi misiniz?"diye sordu görevli
"evet.Sağ olun."dedi adam.Elindeki oldukça pahalı gözüken fotoğraf makinesi sıkı tutmadığı için düşüp camı çatlamıştı ama adam bunu umursamıyor gibiydi.Sanırım zengindi.
Hazır dikkatleri dağılmışken çaktırmadan tabutun arkasına geçtim ve hızlıca aralıktan içeri girip beklemeye başladım.Sıkıcı bir yarım saatin ardından neredeyse çıkıp 'saklambaç oynamıyo muyduk' diyip gidicektim.Ama herkes çıkmaya başladığında kapatıcaklarını anladım.On dakika sonra tamamen boşaltılmış bir şekilde beni bekliyordu oda.Hemen çıkıp geçidin kapısını açacak anahtarı aramaya başladım ama çok karanlıktı.Neyse ki kızıl gözlerim beni yalnız bırakmıyor.
Gördüklerim karşısında nutkum tutuldu.Oda baştan sona hayvan resimleri ile doluydu ve kendi renklerinde parlıyorlardı.çok gerçekçi resimlerdi ve dokunsam hissedecekmişim gibi geliyordu.Odaya girerken böyle bişey görmediğimden eminim öyleyse bunlar ne zaman ortaya çıktı.Bi dakika.gözlerimi eski haline çevirip öyle baktım etrafa.hiç bişey yok.tekrar doğaüstü şekilde baktım,geri geldiler.Bunları o druid yapmış olmalıydı.
Heryer hayvan resimleri ile dolu ama tabutun hemen karşısındaki duvarda ki resim sadece farklıydı.Bir karadelik resmiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sürü (Paralellik Serisi 1)
FantasyKaranlık.... Onları özetleyen tek şey buydu.... En azından artık böyle.... "Deucalion nasıl şeytan kurt ise,Peter nasıl daimi alpha ise ben de karanlığın bir parçasıyım.....Ben karanlığın yırtıcısıyım!"