1. BÖLÜM
*
"Bir adam evliyse çoktan ölmüş demektir!"
Carl MacAlpin
"Tanrı'dan isteyeceğim son şey bir İskoçla evlenmekti."
Mary Kexless
*
Mary ona doğru gelen kararlı ve sert adımları yutkunarak izledi. Kaçmak gururuna yediremeyeceği bir şeydi ama Carl MacAlpin'e karşı korkusuzca durmak gururunun bile kaldıramayacağı kadar ağır ve zordu. Yutkundu, ona öpücüğününün ve cesaretinin hesabını sormaya gelen adama gözlerini kırpmadan bakmaya devam etti.
Burun buruna geldiklerinde ikisi de yutkunmuştu ama ikisinin de farklı sebepleri vardı. Carl evlenmek zorunda olduğu kadına yakından baktığı için şaşkın ve yenilmiş hissediyordu. Mary ise ona kaba davranan zoraki kocasına bu kadar yakın durduğu ve gözlerinin takıldığı dudakları tekrar öpmek istediği için şaşkındı.
Kes şunu Mary!
O kadar da güzel değil Carl!
"Seni öpmüş olsam da bu sana daha fazlasını yapma ve üstümde erkekliğini kanıtlama hakkını vermez! Şimdi bir adım geri çekil Carl MacAlpin!"
Carl onun cesaretine hayran kalmamak için olumsuz bir şey düşünmeye çalışsa da gözleri önündeki güzelliğin içinde hırçın bir kedi yatıyordu. Tam geri çekilmek üzereyken Mary'nin kabarık eteğinin arkasından hırlayarak çıkan beyaz bir kedi gördü. En az bir köpek kadar büyük ve iriydi. Carl gülmemek için başını yana yatırdı ve onu dinleyerek geri çekildi bu hem onun içinde iyi olacaktı. Çünkü ona biraz daha yakın durduğu takdirde ikinci öpücüğün kendisinden geleceğine inanmaya başlamıştı.
"Beni yeniden öpme isteğiyle yandığını biliyorum leydim. Bana yalan söylemeye kalkışma gözlerindeki arzu beni delip geçmek üzere! Ve erkekliğime gelirsek onu kanıtlayalı çok ama çok uzun zaman oldu!"
Mary kızaran yüzünü önüne eğse de çenesine hakim olamamıştı. Yumruk yaptığı ellerini kabarık eteğine saklayarak ayaklarını koşmak üzere olan bir asker gibi yere vurdu.
"Ona ait olmayan kaleleri fetheden bir haydut kadar boş ve anlamsız kalıyor bu gururunuz!"
Carl onun aitlikten ve sahip olma duygusundan bahsetmesi üzerine evlilik gerçeğini tekrar hatırladı. Onunla dalaşan bu güzel kadınla evlenmek zorunda kalmaktan gerçekten korksa da onun neden bir evliliğe ihtiyaç duyduğunu merak etti. Leydi Mary bir erkeğe ihtiyaç duymayacak kadar güçlü bir kişiliğe ve dile sahip gibi görünüyordu. Ona sahip olduğu kadınların geçici oluşundan ve asla bir kalbin sıcaklığında yaşayamamış olduğundan bahsetmişti iğneli sözleriyle.
"Leydi Mary benimle gerçekten evlenmek istiyor musunuz?"
"Buna mecburum."
"Mecburum?"
"Siz elimdeki en iyi seçeneksiniz lordum."
"Bana lordum demekten vazgeç!"
"Peki lordum!"
Carl bu sefer dayanamamış ve gülümsemişti. Ama aklında uçuşan sorular onu rahat bırakmıyor ve sürekli soru sorma gerçeğin temeline inme isteğiyle doluyordu.
"Neden ben!"
"Çünkü abiniz evlenmiş!"
"Bu gerçekten canımı yaktı leydim!"
Bu sefer Mary gülümsemişti ama kıvrılan dudaklarında kesinlikle ölümün ve nefretin izleri vardı. İki düşman aynı yatağa girmek zorunda kalacakmış gibi görünüyordu. Mary onunla aynı yatağa girme fikriyle sarsılırken bir adım geri kaçtığının farkında değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoç Ateşi
Historical FictionAdaletin Kılıcı olarak anılan öfkeli ve acımasız bir İskoç... Kusursuz Mary olarak anılan güzeller güzeli bir İngiliz leydisi... * Mary ilk adımını bir öpücükle atmış olmasına rağmen cesaretini bir an olsun bırakmamıştı. Onu istemeyen adamın karşısı...