6. Bölüm (Yangın)

1.4K 82 18
                                    

İyilikten sonra kapıyı çalan kötülüğün akraba olduğu söylenir...
Carl MacAlpin
%%%
Hiç bilmediğim arzularım içimde ki hırçın ve yaralı kadını rahat yatağından kaldırmış gibiydi.
Mary Kexless
%%%

♡♡♡

Üç gün sonra...

Sabahın  erken saatlerinde herkes çığlık sesleriyle yataklarından fırlamıştı. Bütün  kale dışarı  döküldüğünde  herkes birbirine korkuyla bakıyordu. Ne olduğunu  anlamaya çalışıyorlar ama kimse karşılarindaki dağın  ardından gelen dumanı  görmüyordu. Tüm  halk cesaretini yitirmiş  gibi duruyordu. Kexless arazisinin bir ucunda yangın  çıkmıştı  ve halk bunu izlemekle yetiniyordu.
Carl kendi yatağından uçarcasına çıkmış, kendini sessizliğe  bürünmüş İngiliz halkının  ortasında bulmuştu. Delirmiş gibi etrafına  bakıyor  sorunun kaynağını  arıyordu. En sonunda onu daldığı  uçurumdan  çıkaran  yanında  getirdiği  askerlerinden biri olmuştu.
"Lordum!"
"Söyle asker," dedi Carl buğulu  gözlerle askerine bakarken. Halkın  sessizliği  onu bunaltmaya başlamıştı. Bir şey  vardı  ama ne olduğunu  çözmesi  gerekiyordu.
"Lordum Kexless topraklarının  doğu  yakasında  yangın çıkmış," dedi asker. Carl onun sözlerinden  sonra doğruca  o tarafa baktı. İçinde bulunduğu  kalabaliktan bir ses çıkmasa da baktığı  noktadan yakarışlar çığlıklar içine  işler  gibi yüzüne  çarpıyordu.
"Atımı getirin,"dedi Carl. İçinden Kexless topraklarının  ve insanlarının çok  fazla zarar görmemiş olduğunu  umdu. Ama havayı  kaplayan duman onun düşüncelerini baltalar gibiydi.
Eliyle alnını sıktı  ve sıkıntıyla etrafına baktı.
'Bu insanların  bir derdi var ve bu dert onları çok  korkutmuş gibi görünüyor'  diye düşündü.  Arazileri yanıyordu  önce  herkes korkmuş  bağırışmalar duymuştu ama sonrasında sanki halk birini uyandırmaktan korkar gibi sus pus olmuştu.
Carl ona doğru  gelen atını  gördüğünde  bütün  düşüncelerini  bir kenara itti ve güzel  hayvanın sırtına  atladı.
Yanina aldığı  askerlerle yola koyulmuştu.
Atının sırtında  dört  nala giderken aklına güzel  karısı  geldi. Sahi o nerelerdeydi. Neden çıkmamıştı dışarı, neden sessice odasında  kalmıştı?

&&&

Carl yangın alanına vardığında  her şey için  geç  kalmış  olduklarını farketti. Yenilgisini kabullenmiş savaşçı gibi başı  önünde  atından atladı  ve ona doğru  gelen kadına  takıldı gözü. Her yeri is içindeydi. Belli ki yangınla mücadele etmişti ama onunda çöken  omuzlari yenilgisini gösteriyordu.
Carl ona doğru  yaklaşan kadının yüzünün sekillenmesiyle büyük  bir şok  yaşadı. Tam karşısında  dikilen ve karalarla bezenmiş yanaklarindan yaşlar süzülen  kadın  karısından başkası değildi.
Carl hızla  ileri atıldı  ve onu omuzlarindan tutarak sarsmaya başladı.

"Nasıl, ne zaman geldin buraya!"
O kadar sinirliydi ki gözü  dönmüştü. Neden bu kadar şuursuzca davranmıştı ki neden ona haber vermemişti.

"Ben sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştım dışarı çıkıp  hava almak istedim ve dışarı çıkınca  gözüm  doğu kıyısına takıldı  ki zaten insanın burnuna ateş kokusu geliyordu hemde yoğun  şekilde  önce  sabah yakılan  ocaklardır diye düşündüm  ama değildi  sonra tepenin üstündeki sis arttı ve bende kendimi  atımın tepesinde buraya gelirken buldum. Aklımdan  geçen  tek şey  bir kez olsun halkıma yardım  edebilmekti ama yine beceremedim. Tum mahsulleri,atları çalındı... Geriye sadece küçük baş hayvanlar  kaldı. Ve o pislikler arazileri ateşe  verip toprağın bütün  canlılığını yok ettiler..." dedi ve dizleri üzerine  çöktü  Mary geriye kalan son güç  kırıntılarıyla Carl a olanlari anlatmış  ve dizleri üzerine  çöktükten sonra  yorgunluktan olduğu  yere bayılmıştı.
Carl onu kucağına  aldığı gibi sağlam  kalan ve ateşten  etkilenmeyen bir ağacın altına  yatırmış iki askerini de tepesine dikmişti.
"Ona bir şey  olursa boğazınızı keserim!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İskoç Ateşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin