-Hey Leo!
-Ne oldu Cass?
-Artık şu işi halledelim.
-Emin misin?
-Evet,artık hazırım.
-O kadar emin olma dostum.Senden daha iyi kılıç kullandığıma 100 papeline bahse girerim.
-HAHAHA sen öyle san artık senden bile daha iyi kılıç kullanıyorum.
-Daha önce hiç mutant öldürmediğini,sadece pratik yaptığını unutma Cass.
-Bu laflar boş laflar kılıcını göster Leo.
-Sen istedin Cass.
Ve böylece Leo'yla ilk kılıç dövüşümüze başlamıştık bana doğru direk bir saldırı yaptı.Gelişmiş reflekslerim sağolsun hemen yana zıpladım etrafımda tam tur dönerek ona kılıcımı savurdum.Ama o çok hızlıca davranıp eğildi ve saldırımı savuşturdu.bunu yaptığı gibi de bana bir tekme attı ve o tekmenin acısıyla yere yığıldım.Pislik herif cevizlerime vurmuştu ve bu hiç adil değildi.O anda aklımdan ona daha anlamını bile bilmediğim şekilde küfürler ediyordum.Ben ona içimden küfür ederken o birden bana doğru koşmaya başladı.Bunu her ne kadar geç fark etmiş olsamda hemen yana yuvarlandım ve ayağına yerden bir çelme taktım ve o yere düştüğü anda kılıcımı yerden onun boynuna doğru savrudum ama o da benim gibi hemen yana yuvarlandı.Sonra ikimiz de ayağa kalktık ve derin birer nefes alarak,kararlı bir şekilde son vuruşlarımızı yapmaya hazırlandık o yine bana doğru düz bir saldırı yaptı.Ama beni kandırmıştı.Birden eğildi.Ama onun da bilmediği bir şey vardı ben de onun öyle bir salaklık yapmayacağını bildiğim için bunu tahmin etmiştim ve o eğildi anda suratına BAAAAAMMM diye bir tekme attım.O acıyla kılıcını düşürdü ve yüzünü tutmaya başladı.Galiba burnu kanıyordu.Ama bu önemli değildi çünkü bu benim en büyük şansımdı.Hemen onun kılıcını da kapıp boğazına iki kılıcı da dayadım ve dedimki 'Kim daha iyiymiş?'
-Vay be.Demek çaylak usta olmuş öyle mi?
-Anlaşılan öyle dostum.
-O zaman artık ava çıkmaya hazırsındır.
-Hem de nası bebeyim!Hemde nasıl!
-Bu kadar heyecanlanma salak!O şeyleri gördüğün zaman bunları söyleyemeyeceksin!
-Ne olursa olsun onları teker teker haklayacağım.Hadi gidelim ve o orospu çocuklarını haklayalım.
Leo ile birlikte arka bahçeden içeriye ve ordan da girişe geçtik.Artık Leo ile çok yakın arkadaştık.Beni o eğitmişti sonuçta.Eğer ona bir şey olsaydı kesinlikle çok sinirlenirdim.Her neyse.Dışarı çıkmaya hazırlanıyorduk.Ama içimden bir şey bunun kötü bir fikir olduğunu söylüyrordu.O an içimden başka bir ses te şöyle dedi 'Eee yok çok güzel bi fikir olcaktı amına koyayım'.Silahları alıp 3 kişi dışarı çıktık ben,Leo ve Zack ilerliyorduk.Süpermarkete gitmemiz ve yiyecek almamız gerekiyordu buna pek de avlanmak denemez aslında ama yine de ilk seferim olduğu için basit bir şeylerden başlamalıydım.Süpermarkete girdik ve alışverişe başladık bu aslında çok ama çok kolay bir işti tabi ki de salak Zack birden bira şişesini yere düşürünceye kadar.
-.........
-..........
-..........
-(sessiz bir şekilde)Seni aptal.
-Çok özür dilerim isteyerek yapmadım.Yemin ederim.
-Şşşt sessiz olun salaklar.Dinleyin.
Leo dinlememizi söylemişti.Etrafa yoğunlaşınca biranın şişesinin düştüğü yerden su sıçraması sesleri duymaya başladım.
-Lanet olsun burdalar.
-Sıçtık!
hemen süpermarketin arka taraflarına eğile eğile geçtik arkamıza bakmadan ilerliyorduk ve garip bir ses geldi ne olduğunu ben bile anlayamamıştım ama yakından geliyordu.Sonra garip bir gölgenin yaklaştığını gördüm.Yüreğim ağzıma gelmişti bu onlarla ilk yakın temasım olucaktı ve düşündüğümden daha heyecanlıydım.Ama anlaşılan Zack benden daha heyecanlıydı onun kalp atışlarını kulağımda hissedebiliyordum.Sanki kalp krizi geçiriyordu.Gölge daha da yaklaştı ve sonra elimi kılıcıma götürüp birden ortaya fırladım ve gördüğüm şey bir TAVŞANDI.
-Oh benimle dalga geçiyor olmalısın.
-Bir tavşan mi ciddi misin?
Tam da her şey yolunda derken.
-HEY LEO!!! ARKANDA!!!
-AaAaaAaAaAhhhhhhHHHH!!!
O pislik şey LEO'yu ısırmıştı ve kafasını hemencecik kopardı ama o kopma sahnesi bana sanki ağır çekim gibi gelmişti.Derisi yavaş yavaş kopuyordu ve oluşan boşluklarda kas ve kasların aralarındaki deliklerden kan fışkırıyordu ve omuriliğini görebiliyordum bu daha önce gördüğüm ölümlere benzemiyordu.Leo benim arkadaşımdı hem de çok iyi bir arkadaşımdı belki daha tanışalı çok olmamıştı ama ona o kadar alışmıştım ki....
-AAAAAAAHHHH!!!!
Başka bir mutant daha vardı onun da daha öncekiler gibi derisi yoktu ve o da Zack'i ısırıp parçalamaya başladı.O kadar sinirlenmiştim ki öfkeden onları çiğ çiğ yiyesim bile gelmişti onları öldürüp parçalara ayırıp sushi niyetine yemek istedim!
-Sizi kodumun orospuları sizin.... ..... ....... ...............
-AAAAAAAAAAA!!!!!!!!!!!
O sinirle kılıcmı öyle bir çektimki sanki kılıç tüyden yapılmaydı hiç ağır değildi ve 1 saniye bile olmadan 2 sinin de kafasını kestim hem de tek darbede.Bunu nasıl yaptığımı anlayamamıştım.Tamamen şok olmuştum ve kılıcıma baktım.Simsiyahdı ve hafif şeffafdı ona dokunmak istedim ama elim kılıcmın içinden geçti sanki kılıç havadan yapılmıştı.Ve daha ben ne olduğunu anlayamadan içeriye onlarca mutant girdi ve ben biliyordum ki onları haklayamazdım tek yapabileceğim dua etmekti.Ve ben de dua etmeye başladım.
Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyiniz ve bölümü beğendiyseniz vote veriniz :)
SON YAKLAŞIYOR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaklaşıyor
Aventura(Attention! This story has been written in Turkish. I translated only the first episode to English but it is not published. If you want to read it, you need to send me an e-mail(yigit.turkmen@hotmail.com)) Mutantlarla dolu bir dünya, aşık olduğun b...
