7

1.6K 181 20
                                    

(Yeeeey~ İtalik yazıları Jinyoung olarak farz edin.)

"Hey, beni dinliyor musun?" 

"Jinyoung-ah?" 

Jinyoung elindeki telefondan başını kaldırıp, Mark'a doğru döndü. Verecek bir cevap arıyordu ama kafasında soru işaretleri vardı. Ne demesi gerekiyordu?

Mark'ın 'hoşlandığı' kız tam bir baş belasıydı. Bir idol olmasına rağmen onu aşağılamıştı. 

"Hyung, bu mesajları o mu gönderdi?" diye sordu Jinyoung. Cevap olumluysa kızı gördüğü yerde parçalayabilirdi. İstemsizce kıskanmıştı. 

Mark'tan duymak istediği bütün sözleri, Mark başkalarına söylüyordu.

Ve -Jinyoung her ne kadar inanamasa da-  kız onu kaba bir şekilde reddetmişti. 

"Ne kadar zavallı durumuna düştüm görüyor musun?" dedi Mark sırıtırken. Aslında o kadar üzülmüşe benzemiyordu. Daha çok gururu kırılmış gibiydi.

"Hyung, daha iyilerini hak ediyorsun." 

"Teşekkürler, Jinyoung-ah"dedi Mark aegyo dolu ses tonuyla. 

"Şimdi saçımı yaptırmalıyım yoksa noona bana kızacak." deyip, Jinyoung'un yanından uzaklaştı Mark.

* * * 

"Aç mısınız?" 

Jinyoung masanın etrafında dolaşan Yugyeom ve BamBam'a doğru döndü. Şu durumda aç falan olamazdı çünkü en son bu ikilinin yemeklerini tattığı zaman midesi altüst olmuştu. 

"Hayır. Yah, burayı dağıtmayın." deyip mutfaktan çıktı. 

Koridordan ilerleyip, kendi odasına geçmek yerine Mark'ın muhtemelen uyuduğu odaya girdi.

"Hyung?" Jinyoung içeriye girip, yatağın kenarında oturan Mark'ın yanına yaklaştı.

Mark ağlıyordu, Hemde o -gerizekalı utanmaz- kız yüzünden. 

Mark, yüzünü elinin tersiyle sildikten sonra Jinyoung'a doğru gülümsedi. Eliyle yatağın bir diğer ucuna oturmasını işaret etti.

"Mark hyung, ağlama." dedi Jinyoung kendini toparlamaya çalışırken. 

Hala o kız yüzünden üzüldüğüne inanamıyordu. Jinyoung'un o kızı bulup haddini bildirmesi gerekiyordu.

Acilen. 

"Jinyoung, benden nefret ediyormuş." dedi Mark Jinyoung'a sarılırken. Jinyoung ellerini Mark'ın omzunda gezdirip derin bir nefes aldı. Çünkü tam oracıkta duygu patlaması yüzünden ölebilirdi.

"Biz varız. Biz seni seviyoruz." dedi Jinyoung Mark'a doğru gülümserken. 

"Biliyorum." dedi Mark kızarmış gözlerini silerken.

"Ben seni seviyorum, hyung."

Tekrardan oluyordu. Jinyoung'un kalbi sıkışıyordu ve midesi bulanıyordu.

İnanamıyordu.

Söylediği şeye hala inanamıyordu. 

Mark'a sarılmamın bu kadar güzel olacağına da.


complicated →markjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin