Gecermiydi tüm yaralar...
Canını yakmadan unutulurmuydu gerçek...
Suç cezasız kalırken af dilermiydi vicdan...
Hayalini aramaktan vazgeçer mi insan...
Hiç başlamamış mutluluk kül olup savrulur mu rüzgarda...
Birbirine doyamamış yürekler sonsuzluğa kavuşur mu...Uzun zaman olmuştu neredeyse sesini unutmuştum.Neden geri geldi neden bana tuzaklar kurup canımı yakmak istiyor benimle hala ne derdi olabilir ki?
-Korkudan dilin tutuldu galiba.
Benden birşeyler dememi beklerken sessizligimi koruyordum.Ondan korkmuyorum ama bana birşey yaparsa arkamda biraktiklarim için korkarım.
-Uzun zaman oldu görüsmeyeli demek bir oğlun oldu.Ama ne yazık ki babasız büyüdü.
-Herşey senin suçun neden yaptın bunları ben seni yangından kurtardım kendimi düşünmeden benim sayemde yaşıyorsun ama sen...
Sustum tekrar yeterince kendimi zorlayarak konuşmuştum.
-Evet beni kurtardın ama sonra ne oldu biliyor musun barış serefsizi beni biryere kapattı.Günlerce ondan dayak yedim ama bir gün hasan barıştan habersiz beni oradan çıkardı.
Ne karşılığında biliyor musun?
Sessizce onu dinliyordum öfkeden ellerini sıkarak konuşuyordu.
-Seni barıştan ayırmamı istedi ve yaptımda düğününüzü size zehir ettim nehir.
Yüzünü bana yaklaştırırken geriye gitmek istedim ama gidemezdim.Elinde ki silahı alnıma dayadigin da aģlamamak için kendimi zor tutuyordum.
-Seni birdaha göremeyecek olmam çok üzücü aslında sonkez öpsem seni ne dersin?
-Sen delirmişsin uzak dur benden.
-Ben hep deliydim unuttun mu?
-İmdaaatt!
Bagirdigim an eliyle ağzımı kapattıığın da silahı alnıma bastırarak gözlerimin içine baktı.
-Son gördüğün kişi ben olucam vay be.
Artık korkuyla gözlerine bakarken gözlerimi kapattım.
-Ahhh!
Yagizın acı dolu sesini duyunca hemen gözlerimi açtım.Yere yığılan yagiza şaşkınlıkla bakarken görüş açıma barış girdi.
-İyimisin?
Yanima gelip endişeyle beni süzdü.Eli yanağıma değdiğın de hala ona bakıyordum.
-Nehir birşey yaptımı sana?
Konuşmak istiyordum ama dilime birşeyler dolanmışta izin vermiyordu sanki.Hala silahın şokunu atlatamamıştım.
-Su içir.
Konuşan kişi emreydi demek oda gelmişti.Barış bana su katarken kapıdan giren polislere çevirdim bakışlarımı.
-Hadi iç biraz.
Barışın dudaklarima dayadığı bardaktan birkaç yudum aldığımda bardağı geri koydu.
Polisler yağızı alıp giderken emre de peşlerinden gittiğinde oda da yanlız ikimiz kalmıştık.
-Barış
-Sus ve beni dinle.
Yanıma oturduğun da merakla onu dinlemeye başladım.
-O adam için senden özür dilerim hem kardeşimi benden aldı hemde seni ve oğlumu benden almaya çalıştı.
-Barış biliyorum suçluyum bende senden gerçekleri saklamamalıydım.
-Ikimiz de suçluyuz ama bundan sonra ben hep yanında olucam .
Ağırlaşan gözkapaklarima yenik düşerek uykuya daldım.Ve sonunda hastaneden çıkmıştım.Evde yatağım da yatıyor olmak en güzel duygulardandı.Bu gün evde yanlizdım.Barış egeyi dolaştırmaya çıkarmıştı.Herşey yavaş yavaş yoluna giriyordu sanki.Belki biz de ilerde normal bir hayat sürebiliriz.Tüm bu olanlara rağmen mutlu olabiliriz.Ama ilk karnimı doyurmam gerek.
Güzel bir yemekten sonra televizyon izlerken telefonum çalmaya başladı.
-Efendim burcu.
-Canım nasılsın?
-Iyiyim sen?
-Iyim bende.Hazırlanıp bize gelsene.
-Barışla ege dışarı çıktı eve gelirlerse...
-Sorun değil ararız buraya gelirler.
-Tamam olur.
Telefonu kapatıp hazırlanmak için odaya ciktim.Kapıyı çalıp beklemeye basladim.Kapı acildiginda kimse yoktu.İçeri girerken etrafıma bakiniyordum.
-Burcu!
-Emre!
-Neredesiniz?
Ve alkislama sesleri duyuldu salonda.Emre,barış,savaş ve burcu sevinç dolu gözlerle bana bakıyorlardı.Şaşkınlıktan oldugum yerden kipirdayamadim.
-Doğum günün kutlu olsuun!
Bu gün doğum günümmüydü?
Unutmustum yada unutmak istemistim bu günü.En son o gece kutlamıştım doğum günümü.Ailemle kutladigim son doğum günü,eski hayatımdan son bir anıydı.Gözlerim dolarken bir hıçkırık kaçtı ağzımdan.
Yutkundum sessizce yanaklarım ıslanırken.
-Ağlama.
Gözyaşlarımı silen eller sevdiğim adama aitti.En çok istediğim şeyi yaparak beni kolları arasına aldı.
-Lanetli gün.
Sözcükler dilimden dökülürken gözyaşlarımda eşlik etti.
-Anlamadım.
Barış benden uzaklaşırken sessizce söylemiş olmama sevindim.
-Çok teşekkür ederim dedim hayatım.
-Bizide unutmasan hani.
Savaş yanima geldiğin de onada sarıldım ve burcuyla emreyede.-Nehir benimle gel.
-Nereye pastamı bitirseydim.
-Hadi mızmızlanma.
Barış elimden tuttuğunda tabağı masaya bırakarak ayağ kalktım.
-Gidiyor musunuz?
Emre bizi fark edip hemen konuşmuştu.
-Ay çok merak ediyorum seni nereye götüreceğini.
Burcu merakla bizi bekleyeceğe benziyordu.
-Egeye dikkat et burcu birazdan geliriz.
-Tamam tamam merak etme.
Barış beni evden cikardigin da arabaya bindik.Sessiz kalarak merakla yolu izlemeye başladım.Nereye gideceğimizi çok merak ediyorum.
-Barış daha gidecekmiyiz?
-Az kaldı sabret.
-Söylesene çok merak ediyorum.
-Olmaz.
-Lütfen.
-Olmaz güzelim.
-Ama...
-Nehir atlaa!
-Nee!
Korku dolmaya başlıyordu içime tüm bedenimi ele geçirmişti.
-Frenler tutmuyor atla.
-Tutmuyor mu?Ya sen?
Ellerim titrerken araba yoldan çıkmıştı.Barış direksiyonu sıkarken korku dolu gözlerle bana baktı.
Gözlerimi dışarı cevirdigim an dehşete kapılarak bağırdım.
-Barış hayır olamaz deniiz!
Ayni anda ellerimiz kenetlendi ve cama hücum eden suya direnmek istedik.Ölüme giderken son direnişlerdi.Barış kapıyı açmaya çalışsada açilmadı.Su arabanın içine dolmaya başlamıştı.Herşey bir anlıktı aldığımız nefes bir anlıktı.
-Barış seni seviyorum herşeyden çok seviyorum.
Yüzümü elleri arasına alarak dudaklarıma son bir öpücük kondurdu.
-Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum nehir.
Gözlerinden akan yaşı ilk ve sonkez görmüştüm.12 yıl sonra...
-Ve sonkez birbirlerine aşkla sarıldılar.
-Eee sonra ne oldu emre amca?Arkadaşları onları aramadı mı?
-Aradılar hemde günlerce.Araba denizden çıkarıldıktan sonra onların bedenlerini aramışlar.Günlerce denizde arama yapılmış ve sonunda denizin en kuytu köşesinde elleri birbirine kenetlenmiş cesetler denizden çıkarılmış.Herkes uzun zaman bu aşıkları konuşmuş.
-Bebeğe ne olmuş baba?
-Bebek en yakın arkadaşları tarafından sahiplenilmiş.
-Peki doğum günün de nereye götürüyormuş?
-Genç adam sevdiği kadına bir ev almış.Bir ömür orada yaşamayı hayal etmiş ve ona süpriz yapmak istemiş.
-Eveet bukadar yeter hadi bahçeye.
-Ama anne babam biraz daha anlatsa.
-Hikaye bukadar çocuklar hadi siz çıkın geliyorum bende.
Çocuklar dışarı çıktığın da burcu eemrenin yanına oturdu.
-Onlara geçmişi neden anlattın emre?
-Bu gün o gün burcu öldükleri gün bugün.Neden bilmiyorum bir anda anlatmak istedim.
-Tam 12 yıl oldu.
-Evet keşke egenin büyüdüğünü görebilselerdi.
-Emre onlar çok şey yaşadı mutluluğu hak ediyorlardı.
Burcunun gözlerinden yaşlar süzüldü.Emre burcunun ellerini koklayarak öptü.
-Bende çok üzgünüm ama ağlama çocuklar görmesin.
-Nehir bir kızım olduğunu görse çok sevinirdi.
-Maziyi kurcalamışız yine.
Savaş yanlarına geldiğin de koltuklardan birine oturdu.
-Hoşgeldin.
-Hosbuldum benim yanımda ağlamayın bende ağlarım.
Ege babası ve annesini küçükken bir kazada kaybettiğini biliyordu.Sadece bu bilgi verilmişti ona.Bazen burcudan annesini,emreden de babaasını anlatmasını isterdi.Güzel anıları dinleyerek yetinirdi.
-Burcu al bunu.
Savaş elinde ki kutuyu burcuya uzatınca burcu gözyaşlarını silerek aldı.
-Bu...
Yutkundu sessizce.
-Ne...nehirin kutusu.
-Evet almak isteyeceğini düşündüm.
Burcu ağlayarak kutuyu açtı.O gün olanlardan sonra nehirin evine hiç gidememişti.Anılar yüreğini param parça ederken açıldı kutu.
Fotoğraflar ve bir kolye vardı içinde.Geriye kalan tek hatıralar......... SON.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pisikopat aşık2(Zehirin Son Damlası)
RandomYaşanmışlıkları silemeden bozulan umutlar.Yasaklar üzerine kurulmuş hayatlar.Yeni bir başlangıçla açılan sayfaların karalanıp yıpranmasıydı onlar. Nehir ve Barış Aşk zehirli sarmaşık olup acıtmıştı onları.Kana bulanmış geçmişten bir ışık doğdu gelec...