7.bölüm

11 2 3
                                    

Elimden gitti ama içimden hiç gitmedi,gitmeyecekte.O hep solumdaydı.Öyle kalacak.Unutsam bile izi kalacak.Zaten unutamam.Onun bende ki anıları unutturmaz.Her yerde karşıma çıkar.Üzülmem, yıkılırım!

Gözlerimi açalı tam iki gün geçti ve hala ortalıkta yok.Kalbimin ağrısıyla beni ortalıkta bıraktı.Sancılar girsede iyiyim diyorum doktorlara.Yani gözlerimle demeye çalışıyorum. Konuşmuyorum kimseyle.Çıtım çıkmıyor.Tek bir mutluluk yok bende.Ruhsuz ruhsuz bakıyorum. Ölmüş bir kız ne kadar soluk olursa o kadar soluğum.Sıcak olan ellerim şimdi buz kesmiş gibi.Saçlarım bile yağlı ve cansız. Ondan bana geriye kalan sadece anılar.Anılarını da alıp gitse keşke.

İçimde ki kor ateşi kimse bilmiyor. Bilmezde.Bilemez de. Çünkü kimseye anlatmam. Demem. Konuşmam. Ah pardon bi Tarık'la konuşuyorum.Şimdi nerde biliyosmusunuz? Gitti bana yiyecek şeyler almaya.Çok komik ya ölü biri yemek yiyebilir mi?

Kapının tıklanmasıyla yatakda biraz diklendim. Zaten ben gel demeden Tarık girdi.Peşinden de kuzeni Burak.Ha size söylemedim dimi? Burak ben 1 hafta bitkisel hayattayken gelmiş. Yakışıklı ve çok sıcak kanlı biri.Şakaları beni güldürmeye yetiyor.Evet gülüyorum.Bundan sonra böyle olucak.Yani onların yanında sami olabilirim.Ama insanların yanında yine duygusuz bir şekil de olucam. Burağ'ı ilk gördügüm de soğuk davranmıştım. Ama sonra kanım kaynadı. Bir yerden çok tanıdık geldi siması. Gözlerimi çevirip ikisine baktım.Burak geldi geleli Tarık değişik davranıyor bana. Ya da bana öyle geliyor. Ama olduğundan daha samimi davranıp yanımdan ayrılmıyor. Ah be iyi kalpli kardeşim.Benim iyi olmam için elinden geleni yapıyor. Şimdi de elinde en sevdiğim yemek güveç alıp gelmiş.Burağ'ın da eli arkasın da çoçuklar kadar mutlu bir tebessümle bana bakıyor. İkisine de sıcak bir tebessüm gönderdim. İçim bir kez daha kanarken. İçim de keşke dışım gibi olsa! Tarık yanıma bir sandalye çekip oturdu.Güveçin üstünü açarken ben mutlulukla el çırptım.İçim de ki kırıklar bir kez daha kalbime batarken.Burak da yanıma bir sandalye çekip oturdu. Hafif şeytani bir bakışla Burağ'a sırıttım.
-Burak arkan da ne var?

Yüzün de ki gülümsemeyle bana bakmaya devam etti. İtiraf etmeliyim ki bu da çok yakışıklıydı.

-Senin seveceğin birşey.

Buruk bir gülümseme oldu yüzüm de. İkisi de anlamış olmalı ki. Bir an yüzleri düştü.Çaktırmadan sahte bir gülümseme gönderdi bana. Ama ben anladım.Anlarım çünkü bende aynısı hep yapıyorum.

Arkada ki elini önüne çevirince biran afalladım.Nasıl yani benim en sevdiğim papatyalardan bunlar. Yüzümde kocaman bir gülümseme yayılırken içim cız etti. Umuramamaya çalışarak Burağ'ın elindeki papatyayı aldım.

-Burak sen nerden biliyorsun papatya sevdiğimi bunu kimse bilmiyor ki?

Talşla karışık şaşırma oldu yüzünde. Bende şaşırdım gerçekten.Deniz bile bilmiyor benim sevdiğimi.Bunu ancak beni iyi tanıyan bilir.

-Selin Tarık dedi bana.

Tarığ'a kaydi gözlerim. Burağ'a bakarak ne saçmalıyorsun der gibi baktı.Bir anda toparlanıp bana baktı.Ögrenmek istemiyorum. Allah bilir sarhoşken demişim. Geçiştirmek en iyisi.

-Neyse boşverin ya.Ben kurt gibi acım hadi bişeyler yiyelim.

Yemeģe sadece odaklandım. En sevdiģim yemek olunca bi ayrı oluyorum.Ne zamandır yemediģim için.Yemeği önüme çekip pis pis yemeye başladım.İkiside bana gülüyordu ama umrumda deģildi. Acım yani uyandıģım dan beri yemek yemedim.İnat yapıp.

Yemeğim bitince kafamı kaldırıp ikisine baktım.Ellerini yatağa yaslayıp bana bakıyordular hayran hayran.Tarık uzun bir iç geçirdi. Elimi sallayarak hayal dünyalarından çıkmalarını saģladım.Kafalarını sallayıp birbirlerine baktılar.Ne olduğunu bilmiyorum ama bunların arasın da bir şey var.Hemde kötü bir şey.

Sonu Yok!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin