Kıskançlık affı olmayan bir tutku, dahası felakettin ta kendisidir./Dostoyevski
~~~~~~
Myungsoo
Deli oluyordum, onu göremeyince, ona dokunamayınca , onun ellerini tutamadıkça.
Hayatta hicbirseyi ve hickimseyi bu kadar çok istedigimi hatırlamıyordum.
Iki hafta olmuştu. Iki haftadır evde verilen partilerle kendimi kandırıyordum mutluyum sanıyordum ama değildim. Onu göremeyince hersey hallolur sanıyordum. Ta ki yoldan geçen birinin saçları onun saçlarına benzediğini görünceye kadar. Onun parfümünü başka birinin sıktığını farkedene kadar. Onu istiyordum tüm vücudumla ve kalbimle o bana aitti.
Arada bir babamın şirketine gidiyor. Gerekli ayak işleri olduğu zaman onları yapıyor eve geri geliyordum.
Bir anda kapı çaldı ve yerimden doğruldum. Öğlen saatleriydi bu saate evde personel bulundurmazdım bu nedenle kapıyı ben açtım.
Kim olduğunu sormadan kapıyı açtığımda üç birbirinden beceriksiz herifleri gördüm.
Woohyun, sang bum ve min ki.
Onlar dostumdu ama bu onların bir halta yaramadıkları gerçeğini değiştirmiyordu.
"Eee biz gidelim o zaman"
Woohyun eliyle dışarıyı gösterdiğinde dalmış olduğumu farkettim ve geri çekildim.
İçeri girdiklerinde kapıyı kapattım.
Min ki her zamanki tekli koltuğa oturdu. Sang bum ve woohyun yan yana oturdular ve kollarına bir yastık sıkıştırdılar. Kardeş oldukları ne kadar da belliydi. Woohyun ondan iki yaş büyüktü. Woohyun ve Sang Bum yalnız yaşıyorlardı annesi ve babası seulde yaşıyordu. Geçimlerini min ki ile beraber bir sanayide motosiklet tamir ederek yarışlara katılarak sağlıyorlardı. Tabi sang bum tüm parayı uyuşturucuya harcıyordu orası ise karmaşık bir durumdu.
"Bugünde mi çalışmıyorsunuz?"
Min ki kahkaha atarak mutfağa yöneldi.
"Kovulduk"
Bunu diyen woohyuna şaşkınlıkla bağırdım.
"Ne!"
Sang bum koşarak yanıma geldi ve sarıldı.
"Nolur beni evlatlik alın. Tuvalet eğitimim tam. Gerekmediği sürece nefes bile almam"
Suratımı buruşturdum.
"Dostum 22 yaşında adamsın. Kalk çalış. Ayrıca nasıl kovulmayi başardınız acaba sorabilir miyim?"
Woohyun fazla sesizdi kaç gündür benimle sohbet etmiyordu. Onda bir haller vardi ve anlam veremiyordum.
Sinirli bir şekilde woohyun, sang buma çıkıştı."Onun babasıyla yaşayacağıma seul köprüsünden atlarim daha iyi."
Babami sevmediğini biliyordum pek anlasamazlardi. Babam onların statülerinin benden düşük olduğunu onlar varken de vurguladığı için. Woohyun da min ki ve sang buma kıyasla gururlu olduğu icin babamı hiç sevmezdi ama bazen aşırıya kaçıyordu. Ne de olsa babamdı.
Tekrar cümlemi yeniledim.
"Neden kovuldunuz?"
Min ki mutfaktan çıkarak elindeki biradan bir yudum aldı ve tekrar koltuğuna oturdu.
"Zam istedik kovdu. Kriz dönemiymiş. Bizi yeterli bulmuyormus. Bahane açıkçası. Bir iş bulmamız gerek."
Min ki bunlari söylerken onlar için iş düşünüyordum ama aklım sadece jiyeondaydi. Bu durumda bile sağlıklı düşünemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Annem (Myungyeon)
Historia CortaMerdivenlerden aşağı ağır adımlarla iniyordu gayet iyi bir fiziği vardı ve tipik zengin koca avcılarına benziyordu babamla aralarında baya yaş farkı vardı ki bu fiziğinden bile beliydi. Merdivenlerden indiğinde saçını geriye savurdu ve bana bakıp gü...