15.Bölüm

7.8K 230 77
                                    

Sabah uyandıgımda üzerimde farklı bi agırlık hissediyodum. Saga ve sola dönüp uykumu biraz açmaya çalıştım ve yattıgım yerden dogrulup kalktım. Marur adımlarla lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım.

Lavabodan çıkıp giysi odasına girip üzerime rahat günlük kıyafetlerimden giydim, saçlarımı dagınık bi topuz yapıp, yatagıma oturdum. Bugün Emiri arıycaktım.

Bora'nın evde olup olmadıgını bilmiyodum ama Emir'in babamla bişey konuşup konuşmadıgını merak ediyodum.

Merakıma yenik düşüp telefonumu açıp hemen Emir'in numarasını buldum ve aramaya başladım.

İkinci çalışında açmıştı "Ece"

"Emir" bi kaç saniyelik sessizlikten sonra konuşmaya başladım. "Babamla konuştun mu? Ne dedi?"

Ufak bi öksürük sesinden sonra Emirin sesini duydum.

"Konuşmaya çalıştım. Ama beni dinlemedi ve karışmamamı bi bildigi oldugunu söyledi." tahminlerim dogru çıkarken Emire ne diycegimi bilemedim.

"Anladım canım" sanırım en iyi cevap bu olurdu.

"Ece ne olursa olsun ben seni tanımadıgın bi herifin yanında bırakmam. En kısa zamanda almaya gelicem seni." dedikleri içimde bi umut yeşertirken, ufak bi heycanla konuştum "nasıl"

"Bekle sen. Ben bi kafamdaki taşları yerine oturtuyum seni nasıl alıcagıma karar veriyim sana haber vericem." sevinçle Onaylayıp telefonu kapattım.

Yataktan kalkıp aşagı inmek için odamdan çıktım.

Aşagı indigimde Bora'nın koltugun üzerinde bi kaç dosyayı düzenledigini gördüm. Üzerine giydigi lacivert italyan takım yalan yok çok yakışmıştı. Ona içimden bile olsa iltifat etmek bilmiyorum ama sinirimi bozuyodu. Onun gibi bi manyak güzel olmamalıydı. Aykırıydı bu bana göre.

Sonunda Bora beni fark edip başını hafif kaldırıp bana baktı. Başını tekrar dosyalara çevirip "Kahvaltıyı çabuk hazırla. Hemen çıkmam gerek." dedi.

Sanki dosyalarla konuşuyo gerizekalı insan bi bana bakar. Burnumu kıvırıp mutfaga dogru yol aldım.

Ocaga çayı koyup ekmeklerı kızartma makinasına attım ve yumurtalarıda haşlanması için ocaga koyup masayı hazırlamaya başladım.

Çayı demleyip, kızaran ekmekleri makinadan çıkarttım ve yumurtalarıda alıp masaya yerleştirdim.

Mutfagın kapısından salona baktıgımda Bora çantasını toparlıyodu. "Kahvaltı hazır" deyip geçip yerime oturdum. Bora'da iki dakika içinde masada yerini almıştı, çayları fincanlara koyup kahvaltımı etmeye başladım.

"Telefonun nerde" Bora'nın sesiyle ona dönüp baktım. Neden sormuştu ki şimdi telefonumu acaba Emirle konuşmalarımızı falan mı duymuştu?

Biraz tedirgin olmuş bi şekilde "Yanımda" diye cevap verdim.

Bendeki tedirginligi sezmiş olcak ki gözlerini kısıp bana bakmaya başladı.

Ben iyice korkmaya başlamışken tekrar tabagına döndü.

Belkide numaramı falan istiycekti? Niye bu kadar telaş yapıyodum ki. Bu günlerde iyice paranoyaklaşmaya başlamıştım bence, burdan kurtulduktan sonra bi psikologa gitsem iyi olcaktı.

Tam kendime iyi telkinler vermeye başlamışken Bora'nın sözleriyle bütün telkinlerim uçup gitmişti.

"Telefonunu ver" salak salak suratına bakıp " anlamadım" dedim.

Masada biraz egilip "Anlamıycak bişey yok. Telefonunu bana ver diyorum" dedi.

Kendimi toplayıp masada dikleştim ve "neden" diye sordum. Gözlerini sabır dilercesine açıp kapatıp tekrar bana baktı. "Bana hesap sormaktan veya dediklerimi tekrarlatmaktan vazgeç. Beni daha çok sinir etmekten başka hiçbir işe yaramıyo. Şimdi çıkart telefonunu ver ki canın yanmasın!" gözlerinde gördügüm öfke bana geri adım atmam için sinyaller verirken komutuna uyup sessizce telefonumu cebimden çıkartıp masanın üzerine koydum. Artık anlamıştım ki Bora'ya ne kadar direnmeye çalışsamda bi faydası yoktu ben her ne dersem diyim o telefonu alıcaktı en azından canımı yakmasına izin vermemiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Manyak MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin